15 Haziran 2021 11:05

Türkiye Ormancılar Derneği: Çeşme Turizm projesinin sonuçları ağır olacaktır!

Türkiye Ormancılar Derneği (TOD), Çeşme Yarımadası Turizm Projesinin toplumsal yarardan çok zarar doğuracağını açıkladı.

Fotoğraf: Erdoğan Atmış

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Geçtiğimiz günlerde İzmir Kent Konseyleri Birliğince yapılan Yarımada Çalıştayı ve Forumuna TOD adına katılan Bilim Kurulu ve Ormansızlaşma Komisyonu üyesi, Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış yörede inceleme ve gözlemler yapmıştı.

Çalıştayın ardından "Çeşme Yarımadasını bekleyen tehlikelere karşı kamuoyunu uyarmayı bir görev biliyoruz" diyerek bir açıklama yapan TOD, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, 2020 yılının ilk aylarında gündeme getirdiği Ege Turizm Projesine göre Didim ve Çeşme Yarımadasında iki farklı turizm merkezi kurma hazırlığının yapıldığını aktardı.  

PROJE HAKKINDA ELLE TUTULUR BİR BİLGİ YOK

Çeşme Yarımadası Projesi ile ilgili çalışmaların 2021 yılında tamamlanması ve Projenin 2023 yılında hayata geçirilmesi hedeflendiğine dikkat çeken TOD, "Turizmcilerin ve bazı yerel yöneticilerin büyük bir müjde olarak karşıladığı ve üç aya sıkışmış olan turizmi on iki aya yayacağı iddia edilen projenin, yarımadanın sosyal, ekonomik ve ekolojik yapısında yaratacağı değişimleri hesaplamadan hayata geçirilmeye çalışılmasının sonuçları çok ağır olacaktır" dedi. Katılımcı bir modelle hazırlandığı iddia edilen proje hakkındaki bilgilerin yetersizliğine dikkat çeken TOD, Bakanın açıklaması ve medyada çıkan birkaç haberden başka proje hakkında elle tutulur bir bilgi bulunmadığının altını çizdi.

PROJE YERLİDEN ÇOK YABANCIYA HİTAP EDİYOR

Projeye göre Çeşme Yarımadasının %55’i (16.624 ha/30.000 ha) turizme açılmak istendiğine vurgu yapan TOD, "100 bin nitelikli yatak kapasitesi ve 100 bin istihdam hedefleniyor. Cannes gibi turistik bir merkez hayaliyle yola çıkılarak hazırlanmış Projenin; zemin+2 kat olarak öngördüğü yatay mimaride kullanılacak malzemelerin çevre dokusuna uygun olacağı, çevre sertifikasına sahip, sürdürülebilir-doğa dostu bir turizm uygulaması olacağı vaat ediliyor. Fakat bu vaatler içinde projenin yerliden çok yabancıya hitap edeceği, tahsis gelirleriyle maliyetlerin karşılanacağı ve işletme giderlerinin sabit yatırım sonrasında düşük olacağı açıklamalarının, halktan çok yerli ve yabancı sermayeyi memnun etmeye yönelik açıklamalar olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait olan binlerce hektar büyüklüğündeki kamusal alanın, özel sermayeye devredilmesinin yaratacağı rant sayesinde hayata geçirilecek Proje, vatandaşların sahibi olduğu topraklarda bir yabancıya dönüşmesi, o topraklardan adeta kovulmasına yol açacak bir tür kentsel dönüşüm/seçkinleştirme (gentrification) çalışmasından öteye gitmeyecektir" dedi.

BİRBİRİNE HİÇ BENZEMEYEN TESİSLER TORBAYA DOLDURULMUŞ

TOD açıklamasında, projede 20 adet golf sahası, Ege’nin en büyük müzesi, nitelikli olimpik boyutta spor tesisleri, motor sporları pisti, kongre-fuar ve etkinlik merkezleri, opera, bale, sinema, tiyatro salonları, özel galeri ve sergi salonları, sağlık turizmi amaçlı termal merkezler ve agro turizm alanları, doğa turizmi alanları, ekstrem macera ve doğa sporları (trekking, bisiklet vb.), tema park ve plato alanları, yat limanı-bireysel yat bağlama yerleri, bilişim teknolojileri serbest bölgesi vb. birbirine hiç benzemez ve bir arada olması düşünülemeyecek pek çok tesisin bir torbanın içine doldurulduğu ifade edildi. TOD, "Torbaya bu şekilde rastgele doldurulmuş tesis ve aktivitelerle turizmi on iki aya yaymak, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir turizm yapmak, doğayı, toplumsal yaşamı ve gelenekleri korumak mümkün değildir. Bu şekilde ele alınan bir proje, Çeşme Yarımadasının sadece doğasına değil, sosyal yaşamına ve ekonomik yapısına da zarar verecektir" dedi.

PROJEYİ HAZIRLAYANLAR EKOLOJİ BİLGİSİNDEN YOKSUN

Proje alanının 4.293 hektarı (%25,8) orman olduğunu işaret eden TOD, "Yörede yüz yirmi kuş türü, soyu risk altında olan tavşancıl, bıyıklı doğan, küçük kerkenez gibi yırtıcı kuşlar, sırtlan ve karakulak gibi nadir hayvanlar yörenin özgün ekosistemi içinde yer almaktadır ki ayrıca Akdeniz Fokunun da korunması için beş öncelikli alandan biri olarak belirlenmiştir. Yörede korunması gereken on dokuz bitki türünün altısı endemik, onu nadir, üçü uluslararası ticareti yasak tür kapsamındaki türlerdendir" dedi. Projeyi hazırlayanların ekoloji bilgiden yoksun olduğunu dile getiren TOD şu görüşleri dile getirdi; "Proje kapsamında yapılacağı söylenen 20 adet golf sahasının yaratacağı ekolojik tahribat bile hesaba katılmamıştır. Golf sahalarının alanları 50-150 hektar arasında değişebilmektedir. 20 golf sahası en düşük hesapla 1.000 hektarlık bir kumul, maki gibi doğal ekosistemlerin yok olmasına yol açacaktır. Golf alanları yılın her dönemi sulanması, gübrelenmesi ve zararlılarla mücadele için kimyasalların kullanılması gereken alanlardır. 1 hektarlık golf sahasının sulanması için yaklaşık 12 bin m3 suya gereksinim bulunmaktadır. 20 golf sahası için gerekli yıllık su miktarı ise 12 milyon m3’e ulaşmaktadır. Çeşme ilçesinin, yıllık su tüketiminin 7 milyon m3 olduğu ve bu suyun karşılanmasında bile büyük sorunlar yaşandığı dikkate alındığında golf sahalarında tüketilecek suyun miktarının büyüklüğü daha iyi anlaşılmaktadır".

YARIMADANIN SUYU VE ENERJİSİ MEVCUT NÜFUSA YETMEZKEN...

Yarımadanın su ve enerji kaynaklarının Urla, Çeşme ve Karaburun ilçelerinin toplam 127 bin olan nüfusuna bile yetmediğine dikkat çeken TOD, "Yazın bu nüfus, yazlıkçılar ve turistlerle birlikte 3-4 katına çıkmaktadır. Bu nüfus artışına ilave Projeyle oluşturulacak 100 bin kişilik yeni istihdam ile birlikte yarımadanın enerji ve su ihtiyacını karşılamak mümkün olmayacaktır. Projeyle yapılması planlanan golf tesisleri de dâhil olmak üzere Çeşme ilçesinin yıllık su ihtiyacı 35-40 milyon m3’e çıkacaktır" dedi.

ÇEŞME YARIMADASININ İHTİYACI NE?

TOD açıklamasının sonunda şu görüşler dile getirildi: "Çeşme Yarımadasının gerçek ihtiyacı; doğayı, yörenin sosyal yaşamını ve ekonomisini yıkıma uğratacak, halkı kendi topraklarına yabancılaştıracak mega projeler değildir. Çeşme Yarımadasını kalkındırmak için; toprağı, denizi, ormanı, biyoçeşitliliği, sosyal yapıyı, kültürü, tarihi ve yörenin kapasitesini dikkate alan bir kalkınma anlayışı belirlenmelidir. Yörede turizm; ancak doğal ve kültürel varlıklara odaklanan, onları koruyan ve yeniden anlam kazandıran bir çerçevede planlanırsa sağlıklı bir şekilde gelişebilir. Bunun için yaptığı yıkımlar artık tepki uyandıran kitle turizminin yerine, agro-turizm, bağ, badem, zeytin, bisiklet ve doğa yürüyüşü rotaları, yabanıl yaşam gözlemi gibi doğaya ve toplumsal yaşama saygılı doğa turizmi aktivitelerinin hayata geçirilmesi gereklidir".

ÖNCEKİ HABER

2 yıl önce Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Karaburun'da RES talanı hız kesmiyor

SONRAKİ HABER

'Hayatımız ve haklarımız için 19 Haziran’da ve 1 Temmuz’da sokaktayız'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...