09 Haziran 2021 11:41

Danıştay'ın gerekçe belirtmeden ÇED raporunu onaylayan kararı AYM'den döndü

Sarpıncık RES Pprojesi’nde, hukuk savaşını kazanan Karaburunlu yurttaşlar, "Karaburun yarımadasında yaratılan ekolojik tahribatın hesabını kim verecek?” diye sordu.

Fotoğraf: Karaburun Kent Konseyi

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Anayasa Mahkemesi (AYM) rüzgar enerji santralleri (RES)lere karşı hukuki mücadele veren Karaburunluların açtıkları davanın Danıştay tarafından reddedilmesi ile ilgili Karaburunluları haklı buldu. AYM, Karaburunlu yurttaşların "Anayasanın 36. maddede güvence altına alınan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine" hükmetti. AYM, dosyayı gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Danıştay Altıncı Dairesine gönderdi. 

DANIŞTAY, YEREL MAHKEMENİN ÇED İPTAL KARARINI NEDEN BOZDU?

Karaburunlu yurttaşların Çalık Rüzgar Enerjisi Üretim Ltd. Şti.ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararına karşı açtıkları davaya bakan İzmir 5. İdare Mahkemesi "ÇED Olumlu” kararını iptal etmişti. Bakanlık ve şirket yerel mahkemenin bu kararını Danıştay’a taşıyıp itiraz ederken, Danıştay 14. Dairesi farklı disiplinlerden bilim insanlarının hazırladığı “bilirkişi raporunu” soyut ve bir anlamda güvenilmez bularak oy çokluğuyla, İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu. Danıştay 14. Dairesi böylece Bakanlığın “ÇED olumlu” kararını geçerli ilan ederken, mahkeme masraflarını Karaburun Yurttaş davacılarına yükleyip, “karar düzeltme istemine kapalı olarak” davayı sonlandırdı. Daha mahkemenin kararı çıkmadan türbin inşaatına başlayan Çalık RES ise gelecek kararı biliyormuş gibi işlerini tamamlayarak üretime geçmişti. 

KARABURUNLULAR HUKUK ARAYIŞINI AYM'YE TAŞIDILAR

Karaburunlular Danıştay'ın bu şaşırtıcı kararını 2016 yılında Anayasa Mahkemesine taşıyarak hukuk arayışlarının peşini bırakmadılar. Davayı görüşen AYM, Karaburunluların, Bakanlığın ve şirketin karşılıklı iddialarının yanı sıra yasal mevzuatı da değerlendirdi. Karaburunlu yurttaşların farklı baslıklar altında ve teknik bilgiye dayalı çeşitli iddialar ileri sürdüklerini belirten AYM, İzmir 5. İdare Mahkemesinin bu iddiaların doğruluğunu araştırmak ve işlemin hukuka aykırı olarak nitelendirilmesini sağlayıp sağlamayacağını ortaya koymak amacıyla bilirkişi görüsüne başvurduğuna dikkat çekti. 

AYM: DANIŞTAY KARARININ GEREKÇELERİNİ İZAH ETMELİYDİ

Bu kararın temyizini inceleyen Danıştay'ın ise bilirkişi raporunu içerdiği tespit ve değerlendirme itibarıyla hükme dayanak alınacak yeterlilikte bulmadığına ve diğer taraftan yatırımcı şirketin müdahil sıfatıyla dosyaya sunduğu cevaplara atıfta bulunarak ÇED olumlu kararının hukuka uygun olduğuna hükmettiğinin altını çizen AYM; "Danıştay olayda teknik incelemeye gerek olmadığı yönünde bir tespit yapmamış, diğer taraftan yetersiz gördüğü bilirkişi raporundaki eksikleri tamamlatma yoluna gitmediği gibi bu durumun sebebini de kararında izah etmemiştir. Danıştay'ca, başvurucuların uyuşmazlığın çözümü için esaslı olan ve teknik bilgiye dayalı hukuka aykırılık iddialarına karşılık işlemin neden hukuka uygun görüldüğü yönünde makul ve kabul edilebilir bir gerekçe sunulmadığı, olayın niteliğine uygun, ayrıntılı ve yeterli bir yanıt verilmediği sonucuna ulaşılmıştır" tespitinde bulundu.

"YURTTAŞLARIN GEREKÇELİ KARAR HAKKI İHLAL EDİLMİŞTİR"

Bu gerekçelerle Karaburunluların Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar veren AYM; özel hayata saygı hakkı ile hükmün denetlenmesini talep etme hakkının ihlal edildiğine yönelik şikâyetlerin ise gerekçeli karar hakkı yönünden ihlal bulunması

nedeniyle ayrıca incelemeye gerek duymadı. AYM, "gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır" kararını vererek dosyayı Danıştay 14. Dairesine gönderdi. 

"EKOLOJİK TAHRİBATIN HESABINI KİM VERECEK?"

AYM'nin kararını sevinçle karşıladıklarını belirten Karaburun Kent Konseyinin yaptığı açıklamada, “Kazandığımız hukuk savaşı sürecinde Karaburun yarımadasında yaratılan ekolojik tahribatın hesabını kim verecek?​” denildi. Çalık Rüzgar Enerjisi Üretim Ltd. Şti.nin Sarpıncık RES Projesi  ÇED raporunun iptali davası açarken amaçlarının RES'lerin Karaburun Yarımadası ekosistemi üzerindeki olumsuz kümülatif etkisinin mutlaka göz önünde bulundurulmasını sağlamak olduğunu aktaran Kent Konseyi açıklamasında şu görüşler dile getirildi;  "Karaburun Yarımadası’nda meralara, orman alanlarına, zeytinliklerin ve köylerin kıyısına kadar yapılan türbinler, bugün yerel halkın yaşam hakkını ve ekonomik faaliyetlerini tehdit ediyor. Sadece türbinlere ulaşım için, 6 metre genişliğinde 100 km dolayında servis yolu yapılarak, 600.000 metrekare orman yok edildi. Şirket araçları, makiliklerin ve zeytin ağaçlarının üzerinin toz ile kaplanmasına neden oldu. Bu durum, meralarda keçi sürülerinin beslenmesini imkânsız hale getirirken, tozla kaplanan zeytinlerde verim düşmesi ve gelişim bozukluğuna yol açtı. Yarımadanın nadir ve önemli türler içeren flora ve faunası üzerindeki olumsuz etkisi yıkım boyutuna vardı. Köylerin 500 metre yakınına kadar sokulan türbinlerden çıkan aerodinamik ses, türbinlerin sürekli çalışması, dönen kanatlardan doğan gölge etkisi gibi nedenler, köylerde yaşamı dayanılmaz hale getirdi".

ÖNCEKİ HABER

Dr. Kubilay Kaptan: Marmara Denizi'nin altı ölü, yüzeyi temizlemek bir işe yaramaz

SONRAKİ HABER

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 106'ıncı kez rektörlük binasına sırtını döndü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...