02 Haziran 2021 20:48

Ekoloji Birliği: Müsilaj doğal bir olay değil, öldürülen Marmara'nın isyanıdır!

Ekoloji Birliği, Marmara Denizi'ndeki müsilaj birikimine dair yaptığı açıklamada "Müsilaj, Marmara’da yıllarca hiç düşünülmeden yağmalanan bir ekosistemin öfkesidir" dedi.

Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel

Paylaş

Ekoloji Birliği, Marmara Denizi'ndeki müsilaj birikimine dair açıklama yayımladı ve müsilajın doğal bir durum olmadığını vurgulayarak "Bu, kapitalist sistemin doğal varlıkları yağmalayarak meydana getirdiği ekolojik yıkımın bir sonucudur" dedi.

Ekoloji Birliğinin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Yaklaşık iki aydır Marmara Denizi’nin birçok noktasında, kıyısında ve gün geçtikçe tüm illerinde karşımıza çıkan bir kirlilik ile karşı karşıyayız. 'Fitoplankton, alg patlaması, müsilaj' ya da yerlilerin dili ile 'deniz salyası' denilen, denizin üzerini örtü gibi kaplayan altını ise ağ misali saran, kurutan ve öldüren bu tabaka bir doğa olayı değildir, doğal da değildir. Marmara’da yıllarca hiç düşünülmeden yağmalanan bir ekosistemin öfkesidir... Kapitalist sistemin doğal varlıkları yağmalayarak meydana getirdiği ekolojik yıkımın bir sonucudur.

Marmara, bu ülkenin tek iç denizidir. Doğal kaynakların yok edilerek ve kirletilerek inşa edilen sömürü düzeni nedeniyle ölü bir tuzlu su yatağına dönüşmüştür. Marmara Denizi, gerekli arıtmalar yapılmadan deşarj edilen evsel ve endüstriyel atık sular, derin deniz deşarjları, büyüklü küçüklü binlerce sanayi tesisinin boşalttıkları zehirli sular, gemilerden kaynaklanan balast ve sintine suları, dip taramaları, kıyı kumullarının yok edilmesi ve daha birçok kirlilik yükü ile katledilmiştir. Sayısız türün ve milyonlarca çeşitliliğin ev sahibi olan Marmara’da artık biyoçeşitlilik yok edilmiş ve tür sayısı iyice azalmış, kirliliğe dayanıklı bazı türler ise ortamı istila etmeye başlamıştır. Tüm bunların sonucunda, fitoplanktonların çoğalması ve patlaması sonucu açığa çıkan yapışkan sıvı ile müsilaj meydana gelmiştir.

"SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLEN BİR DENİZİN HİKAYESİ..."

Bilimsel yaklaşım ve politikadan uzak kurumlar yıllardır yapılan uyarılara ve gerçekliklere kulaklarını tıkayarak, sorunları görmezden gelerek ve zamanında çözüm üretmeyerek Marmara’nın ölümüne neden olmuşlardır. Aynı kurumlar konuyu önce inkar etmişlerdir. Şimdi ise odağından saptırarak sorumluluktan kaçmaya çalışmaktadırlar.

Müsilaj sonuçtur; neoliberal politikalar ile sermayeye peşkeş çekilen bir denizin hikayesidir. Ancak bu hikaye böyle bitmeyecektir.

Yaşam savunucuları olarak öfkeliyiz. Marmara Denizi’nin isyanı olmak zorundayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde müsilaj sorunu araştırılması konusunda önerge veren vekillere 'hayır' yanıtını verenleri unutmayacağız. Bu sömürü ve yağma düzeninin sürdürülemeyeceğini söyledik/söylüyoruz, görmekten kaçtığınız tüm sorunların takipçisi olmaktan geri adım atmayacağız.

Öldürdüğünüz canlar hesap soracak, denizlerin öfkesi sizi boğacaktır...

Marmara Denizi’nde yaşanan ekolojik sorunla ilgili/sorumlu tüm yetkililer derhal hesap vermeli, sürecin iyileştirilmesi ve gerekli önlemlerin yerine getirilmesi için tüm ilgili kurumlar bir araya gelmeli, bilimsel çözüm önerileri dikkate alınarak yol haritaları belirlenmeli ve vakit geçirmeksizin uygulanmalıdır.

Bilimsel gerçekleri söylemekten vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Marmara Denizi ve diğer denizlerimizi savunmaya devam edeceğiz."

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Kulüpler Birliği Vakfı, yabancı oyuncu sayısı ve küme düşme statüsüne tepki gösterdi

SONRAKİ HABER

Ege Bölgesi’nde dört ayda mültecilere yönelik 2 bin 980 hak ihlali yaşandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...