17 Mayıs 2021 15:00

“Kademeli normalleşme” kararları | TTB: 5 bin vaka hedefi bilimsel değil ekonomik

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Sinan Adıyaman, yeniden açılma kararlarını ve günlük 5 bin vaka hedefini Evrensel’e değerlendirdi. 

Trabzon | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Sinem UĞURLU
Okan BAŞAL
İstanbul

Türkiye'de “günlük vaka sayısını 5 binin altına çekmek” hedefiyle 17 Mayıs’a kadar alınan “tam kapanma” kararı sona erdi ancak resmi vaka sayıları 10 bin bandında. Uzmanlar, yeni açılma kararları için günlük vaka sayısının 1000-1500 seviyesine düşmesi gerektiğini ifade ederek 5 bin hedefinin bilimsel olmadığının altını çizdi. 

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “tam kapanma” sürecinde “Hedefimiz, 1 Haziran itibarıyla turist trafiğini açmak için 17 Mayıs’tan sonra vaka sayısı olarak 5 binin altına inmek. Bu sayıya düşebilirsek 30 milyon turist hedefimizi hâlâ koruyoruz” demişti. Test sayısındaki düşüşe rağmen bu hedefe ulaşılmış değil. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Sinan Adıyaman, Evrensel’e yaptıkları değerlendirmelerde günlük vaka sayısını 5 bine düşürme hedefinin bilimsel olmadığının altını çizdi. 

“GÜNLÜK 5 BİN RAKAMI BİLE ÇOK YÜKSEK”

Sinan Adıyaman, 5 bin hedefinin Turizm Bakanı tarafından telaffuz edilmesini eleştirerek, “5 bin rakamı hiçbir bilimsellik içermeyen, adeta otel ve seyahat acentesi sahibi bir Turizm Bakanı’nın temennisi şeklinde değerlendirilebilir. Bu saatten sonra 5 bine düşer mi? Düşse bile 5 bin rakamı çok yüksek” diye konuştu. 

“YENİDEN AÇILMA İÇİN GÜNLÜK VAKA SAYISININ 1000-1500 ARASINA DÜŞMESİ GEREK”

Türkiye’de yeni açılmanın olabilmesi için günlük vaka sayısının 5 bine değil, (Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre) 1000 ile 1500 arasına düşmesi gerektiğini söyleyen Adıyaman, “5 bine düşmesi yeniden açılma kararı için yeterli değil” dedi. 

“KAPANMA YA DA AÇILMA KARARLARI TARİHLERE GÖRE DEĞİL, VERİLERE GÖRE BELİRLENİR”

“Kapanma ve açılma kararlarının uygulandığı 1 Haziran, 17 Mayıs gibi tarihler neye göre belirleniyor” yönündeki sorumuza Adıyaman, “Bu tarihlerin neye göre belirlendiği konusuna bilimsel olarak yanıt vermem mümkün değil. Tarihlere göre değil, sayılara, verilere göre belirlenir yeni açılmalar. 1 Haziran, 17 Mayıs gibi tuhaf rakamların verilmesi,  bize şunu gösteriyor: Pandemi ile mücadele ediliyor ‘muş’ gibi yapılıyor. Esasında pandemi ile mücadele edilmiyor. Eğer siz tamamen ekonomik çıkarları, turizm gelirini, gelecek turist sayısını düşünerek pandemiyle mücadele etmeye kalkarsınız, yaz ayları yine manipülasyonlarla geçer, geçen seneki gibi” diye yanıt verdi. 

“KARARLAR EKONOMİK KAYGILARLA ALINIYOR”

Şebnem Korur Fincancı da 5 bin hedefiyle ilgili olarak, “Bilimsel bir perspektifle ortaya konulmuş bir hedeften bahsetmiyoruz. Vaka sayılarıyla değerlendirsek bile, nüfusa göre 100 binde 10 olması gerekiyor ki bir biçimde kademeli uygulamalar olabilsin, toplumsal hareketlilik biraz daha artırılabilsin. Günlük 5 bin vaka, 100 binde 40’a tekabül ediyor yaklaşık olarak” ifadelerini kullandı. 

Kararların tümüyle ekonomik kaygılarla alındığını vurgulayan Fincancı, “Bunu Sağlık Bakanı da itiraf etmişti zaten. Vaka hasta ayrımı yaptıkları dönemde biz bunu eleştirirken, bu yaptıklarının doğru olmadığını, şeffaflığın esas olması gerektiğini, bunun toplumda güven duygusunu sarstığını ifade ettiğimizde ‘Bu bilgileri ne yapacaksınız’ demişti. Sonra da ‘Ulusal çıkar’ dedi. Ulusal çıkar zaten ekonomik çıkar. Bu çok açık” dedi.

TAM KAPANMA SÜRECİNDE TOPLUMSAL HAREKETLİLİK SINIRLANDI MI?

Vaka sayısını düşürmenin yollarından birincisinin toplu hareketliliği sınırlamak olduğunu söyleyen Fincancı, “O nedenle TTB ‘Çarkları durdurun’ demişti, ‘Zorunlu üretimin dışında çarklar dursun’ demişti. Zorunlu üretimde de dönüşümlü çalışma, çalışan sayısını azaltarak mesafeyi sağlayabilme, ortamların temiz havayla havalandırılması önerilerde bulunmuştu. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Bu öneriler hâlâ yerini koruyor” dedi. 

“ANLAMSIZ BİR AÇMA ANLAMSIZ BİR KAPAMA POLİTİKASI”

Fincancı kısıtlama kararlarının içeriğini de şu sözlerle eleştirdi: 

“İnsanların hem ekonomik anlamda yaşadıkları ağır bir yük var hem de bu aç kapa politikası, anlamsız bir açma anlamsız bir kapama politikası insanları ruhsal olarak da tüketti. Sosyal iletişimin sağlanabileceği açık alanları kapattılar, parkları ve sahilleri kapattılar. Oysa riskin en az olduğu yerler bunlar. Burada akıl olmaz olan riski az olan bölgelerin kapatılıp asıl riskli bölgelerin, örneğin fabrikaların, AVM’lerin kapatılmaması. Her şey ticarete dayanıyor, ekonomiye dayanıyor. Bu yükü kaldıramıyorlar. Kolektif bir korunma iradesi oluşturacak ilkeli, temel gelir desteği sağlayan bir yöntem kullanılması gerekiyordu.”

YENİ GENELGE 

Şebnem Korur Fincancı

Fincancı, yeni genelge ile getirilen kısıtlamalara dair de şunları söyledi:

“Saat 21.00 ile 05.00 arasındaki sokağa çıkma kısıtlaması, insanların birlikte zaman geçirebileceği saatleri kapsadığı için toplumsal hareketliliği kısıtlamada etkili olabilir. Ancak burada başka bir şey daha var. İnsanların dinlenme saatlerinde onları eve kapatıp çalışma saatlerinde çalışmayı sürdürmelerini, toplu taşıma araçlarına binmelerini, o toplu taşımada üst üste gitmelerini göze alan bir yaklaşım. Ama sosyalleşmelerini, ruh sağlıklarına iyi gelebilecek o sosyal iletişimi engelleyen bir yaklaşım. Bunun ölçütleri olmalı.

Polis ve bekçi şiddeti, alkollü içki yasakları, hijyenik ped, prezervatif satışının yasaklanması, kitap satışının yasaklanması… Bir hayat tarzını dayatmayı içeren de uygulamalar var beraberinde. Neyin yasaklanacağını da bilmiyorsunuz, bir belirsizlik hali. Böylece insanları amaçsız, anlamsız birtakım yasaklara da alıştırma davranışı bu otoritenin” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Validebağ Gönüllüleri: Belediye yaşam verir, gelecek verir, ağaç kesmez

SONRAKİ HABER

İştirakiyuncular, Komünistler ve Paşa Hazretleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa