04 Nisan 2021 11:21

Mersin'de Değirmençay köyünün dibine maden sahası kurulmak isteniyor

Mersin Yenişehir’e bağlı Değirmençay köyü halkı, su kaynaklarını tahrip edecek, geçim kaynaklarına zarar verecek kalker ocağı ve kırma-eleme-yıkama tesisi riskiyle yüz yüze.

Fotoğraf: Kalker ocağı ve kırma-eleme-yıkama tesisi proje dosyasında alınmıştır

Paylaş

Mersin Yenişehir’e bağlı Değirmençay köyü halkı, çevreye büyük zarar verecek kalker ocağı ve kırma-eleme-yıkama tesisi riskiyle yüz yüze. Plana ilişkin rapor hazırlayan Çevre Mühendisleri Odası bilimsel ve teknik değerlendirmeler yapılmadan projenin uygulanmaması gerektiğini ifade etti, tesisin faaliyet alanı ve çevresi için büyük riskler taşıdığı vurgulandı.

Taş/kalker ocakları ve kırma-eleme tesislerinde malzemenin çıkarılması (delme, patlatma ve yükleme), kırma eleme tesisinde işlenmesi, nihai son ürün olarak depolanması ve nakliyesi gibi süreçlerde birçok olumsuz çevresel etki meydana geleceği uyarısında bulunan Çevre Mühendisleri Odası, bu tesislerin, oluşturdukları atıklar, doğal ekolojik dokunun tahribatı, sarsılma, titreşim ve gürültü ile çevre ve insan sağlığına etkileri olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği konularında da etkilerinin olacağına dikkat çekti.

KÖYÜN DİBİNDE DEV MADEN SAHASI

Değirmençay’da tesis için ayrılan toplam saha 97.45 hektar. Bu alanın 24 hektarlık kısmı için ÇED izni isteniyor. Alanının 10 bin 502 metrekarelik kısmı kırma-eleme tesisi, 4 bin 205 metrekarelik kısmı pasa alanı, 7 bin 447 metrekarelik kısmı maden stok alanı, 2 bin 462 metrekarelik kısmı toprak depo alanı, 3 bin 447 metrekarelik kısmı şantiye alanı olarak kullanılmak isteniyor. Tesisin ayrıca en yakın yerleşim yeri olan İnsu köyüne uzaklığı ise yalnızca 900 metre.

Ayrıca maden işleme tesisi yapılmak istenen saha 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında orman alanı olarak görünüyor. Orman Kanunu uyarınca da orman alanı sayılan yerler kapsamında yer alıyor.

SU KAYNAKLARINA YAKIN

Tesisin yapılması planlanan alanın 3 içme suyu kaynağına yakın mesafelerde olduğunu belirten raporda, su kaynaklarının akifer biriminin kireç taşı olduğu göz önüne alınması gerektiği; proje ile patlamalar neticesinde su kaynaklarının etkilenebilir risk modellemelerinin akademik ve teknik yönleriyle belirlenmesi ve raporlanması gerektiği vurgulandı.

ÇED raporunda “Bilimsel araştırmalar için önem arz eden ve nesli tehlikeye düşmüş veya düşebilir türler ve ülkemiz için endemik olan türlerin yaşama ortamı olan alanlar, biyosfer rezervi, biyotoplar, biyogenetik rezerv alanları, benzersiz özelliklerdeki jeolojik ve jeomorfolojik oluşumların bulunduğu alanlar, proje sahasında bulunmamaktadır” ibaresi yer alıyor. Buna karşın 1/100.000 çevre düzeni planına göre orman arazisinin aynı zamanda endemik ve korunması gereken nadir ekosistem alanlarında kaldığı görülüyor. Bu nedenle raporda akademik ve teknik bir rapor ile bölgenin Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği Ek-5 Duyarlı Yöreler kapsamına alınacak çalışmalar içerisinde bulunulacak teknik çalışmalar yapılması önerildi.

GEÇİM KAYNAKLARINA ZARAR VERECEK

Bölgede zeytin üreticiliğinin de sürdürüldüğüne dikkat çekilen raporda, 3573 sayılı Kanun’a göre tarımsal faaliyet amaçlı zeytincilik çalışması gerçekleştirilen bu alanın 3 kilometre çevresinde maden işleme tesisi kurulmasının mümkün olamayacağı hatırlatıldı. Maden işleme tesisinin zeytin ağaçlarının bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyeceği; kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesisin tarımsal faaliyete zarar vereceği vurgulandı.

PROJENİN MUHTEMEL ETKİLERİ

Çevre Mühendisleri Odasının hazırladığı rapora göre bölgeye kurulacak açık kalker ocağı ve maden işleme tesisinin yaratacağı muhtemel çevresel etkiler şöyle sıralandı:

  • Suyun sızma/akış yollarının kesilmesi ve yarmadan su kaybı
  • Yarmadan buharlaşmanın toprak su kaybına ve ağaçlara etkisi
  • Patlatmalarla yer altı suyu rezervlerinde bozulmalar
  • Yer sarsıntıları (titreşim) ve taş savrulmaları
  • Yer altı ve yer üstü sularında azalmalar ve hatta kayıplar meydana gelmesi
  • Patlatmalarla suyun sızma/akış yollarının değişmesi
  • Deprem etkisi
  • Atık materyalin düzensiz yığılması
  • Vadinin kirlenmesi
  • Doğal ya da yapay göletlerin kirlenmesi
  • Toz etkisi (bitki yaprakları ve döllenmeye olan olumsuz etkiler)
  • Kamyon nakliyatı ile oluşan toz
  • Gürültü etkisi
  • Taş ocaklarının doğal topoğrafyanın bozulmasına sebep olması ve bu bozulma neticesinde oluşan dik yamaçlar ve bitki örtüsü kaybı ile gevşeyen yan kayaçlar ve pasa malzemesinin erozyon oluşumuna neden olması
  • Doğal ve vahşi yaşam üzerindeki etkiler  (Mersin/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

Seçimlere giderken Filistin

SONRAKİ HABER

DİSK/TEKSTİL Temsilcisi Mehmet Türkmen: Kod 29’un bir dişi kırıldı, mücadele sürecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa