17 Mart 2021 00:00

Olağan dışı dönemin çıkarı olağanüstü mücadele!

Ekonomik problemlerin artık son bulması, işsizliğin daha lise sıralarından gençlerin kafasında bir sorun olmaktan çıkması, bilimsel ve demokratik bir eğitim ancak mücadele ile kazanılabilir.

Olağan dışı dönemin çıkarı olağanüstü mücadele!

Kaynak: Max Pixel

Üniversiteler ve liseler yeni bir eğitim yılına başlıyor. Aslında bahar döneminde başlayan eğitim periyodu her zaman hareketli ve gençlik mücadelesi açısından önemli olayların ve durumların yaşandığı dönemler olarak kayda geçmiştir. Bu dönemin nasıl devam edeceği hala belirsizliğini korusa da bizler açısından en olağan dışı koşulların belirleyici olduğu bir dönem olacağı kesin. Liselerde okullar açılsa da işleyişe ve müfredata dair birçok şey hala belirsizliğini koruyor. Aşılama kenarda dursun kaba önlemler olarak ifade edebileceğimiz dezenfektan, maske dağıtımı ve mesafeli oturma planı sadece dönem ücreti çok yüksek olan özel okullarda sağlanabiliyor. Öğrenciler doğru düzgün görmedikleri derslerden sınavlara giriyorlar. Herhangi bir karar alınırken öğrenciye danışmak, öğrencilerin koşullarını temel alarak karar almak ve eğitimde bilimsellikten ödün vermeden sürdürmek adına hamleler yapmak hükümetin politikalarının çok uzağında. Üniversitelerin ezici çoğunluğu online bahar dönemini açtı. Online eğitime dair özel sorunlar hala çözülebilmiş değil. Öte yandan üniversite gençliği geçen dönemi demokratik üniversite ve demokratik eğitim talebiyle kapatmıştı. Bu talepte ısrarcı olunacağı kanıtlansa da talebin karşılanmasına yönelik en ufak bir adım atılmadı. Pandeminin bir yılı geride kalırken öğrenci gençlik için olağan dışı koşullarda, sorunların derinleştiği, acil taleplerin karşılanma ihtiyacının arttığı bir dönem açılıyor.

DEMOKRATİK HAKLAR İÇİN KAZANIM MÜCADELEDEN GEÇİYOR

Dönemi olağan dışı yapan tek parametre pandemi değil. Tek parti rejiminin saldırıları, pandemiyle derinleşen ekonomik kriz ve getirdiği problemler dönemi, geçmiş dönemlerden daha da zor bir dönem haline getiriyor. Erdoğan son 20 günlük mesaisine iki tane kritik açıklama sığdırdı: “İnsan Hakları Eylem Planı” ve “Ekonomik Reform Paketi.” İsimlerine ve açıklama biçimlerine bakılınca iki plan da umut verici olabilir bu zor dönemin geçmesi adına. Ancak açıklamalar yapıldığından beri en ufak değişiklik yok!* Öte yandan her iki paket de gençlerin sorunlarına doğrudan bir cevap vermiyor. Ancak ortaya konulan sorunlar elbette Türkiye’de her kesimden gencin sorunlarına kapsayacak cinsten. Yoksulluğu tetikleyen ekonomik sorunlar, onlarca insan hakları ihlali ve çeşitli demokratik hakların gaspı ile biz gençlerin ilk elden sorunları arasında zaten. Önemli nokta ise bu reformların, planların ne kadar işleyeceği meselesi. Şöyle kabaca bir tarihi incelesek dahi reformların, yasaların hatta anayasaların halk yararına işleyişi ancak mevcut yönetenlere karşı hoşnutsuzlukların arttığı dönemlerde ortaya çıktıklarını görürüz. Bunların toplum yararına devam etmesi de ancak fiilen hakların kazanımı ve kazanılan hakların uygulanması adına mücadelelerin durumuna bağlı seyretmiştir. Bu durum 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi için de 1776 Bağımsızlık Bildirgesi için de 1876-1908 Kanun-i Esasi için de geçerlidir. Demokratik ve ekonomik haklar ancak bu bağlamda mücadelelerin sonucu ile kazanılır.

DEMOKRATİK OLMAYAN KOŞULLARDA DEMOKRASİ REFORMU ÇIKMAZ

Günümüze tekrar dönelim, gençlik için de birçok sorun ve talebi kapsayan ekonomik iyileşme ve demokratikleşme paketleri gerçeklikten oldukça uzaktır. Açmak gerekirse, Erdoğan Hükümeti başta belirttiğimiz gibi okulların açılmasında da online eğitimde de ciddi sorunlar yaşatmıştır; Boğaziçi öğrencileri başta olmak üzere üniversite öğrencilerinin öne çıkan talebi rektör seçimine sırtını dönmüş ve bunu talep eden öğrencilere polislerle saldırmış, süreci gözaltı ve tutuklamalara kadar ilerletmiştir. Gençleri ilgilendiren hiçbir konuyu gençlerin istekleri doğrultusunda çözmeyi düşünmemiş, bu bağlamda hak talep edenleri anti-demokratik yöntemler ile bastırmaya, geri çekmeye zorlamıştır. Dolayısıyla ortada demokratik hak ve hürriyetlerin oldukça geri bir noktada ele alındığı bir durum vardır. Gerçek bu iken bu gerçekliğin mesulü tek parti rejiminin ortaya attığı demokratikleşme hamlesi tutarlı olmuyor. Demokratik bir ortam olmadığı sürece bu paketlerin, reformların tartışılması ancak suyun üstüne yazı yazmaya denk olur.

ATANMAYAN REKTÖRLER, DEMOKRATİK EĞİTİM İÇİN MÜCADELEYE

Bu anti-demokratik ortamda herhangi bir reformun, planın işlemesi güç. Pekâlâ, bizim için demokratik, ekonomik ve sosyal haklar hala ihtiyaç. Bunun için ne yapacağız? Bunları kazanmak adına mücadele etmekten başka çare yok görünüyor. Demokratik üniversiteler, atanmayan rektörler, başta aşı olmak üzere okulların açılırken tedbirlerin alınması, ekonomik problemlerin artık son bulması, işsizliğin daha lise sıralarından gençlerin kafasında bir sorun olmaktan çıkması, bilimsel ve demokratik bir lise eğitimi ancak mücadele ile kazanılabilir ve korunabilir. Tıpkı tarihteki reformların, yasaların ve anayasaların kazanımları gibi. İşte bu yeni olağan dışı döneme başlarken olağan dışında saldırılarla karşılaşırken olanağının üstünde bir hak mücadelesi biz gençler için çıkış noktası olacaktır.

*https://www.evrensel.net/yazi/88332/krizin-ve-pandeminin-yukunu-halkin-sirtina-yikma-reformu

Evrensel'i Takip Et