10 Aralık 2020 19:17

Sakin şehir Seferihisar’ın huzurunu bozan jeotermal çalışmaları devam ediyor

Türkiye’nin ilk “Sakin Şehri olarak bilinen Seferihisar’da jeotermal enerji santrali (JES) kurulması çalışmaları devam ediyor.

Fotoğraf kaynağı: Orhanlı köylüleri

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Türkiye’nin ilk “Sakin Şehri – Citta Slow) olarak bilinen Seferihisar’da halkın tüm karşı çıkışına rağmen jeotermal enerji santrali (JES) kurulması çalışmaları devam ediyor.

Kahramanmaraş Elektrik Üretim A.Ş (Karel) tarafından yaşam alanları, mandalina ve zeytin bahçeleri içinde yapılan JES çalışmalarına karşı köylüler dava açmaya hazırlanıyorlar.

GECE GÜNDÜZ KUYU AÇIYORLAR

Sekiz yıldır Ormanlı Köyünde yaşayan emekli öğretmen Turan Tuğan, köy ve çevresinin zeytinlikler, meyve bahçeleri ile çevrili olduğunu belirterek, “JES şirketi köye kuş uçuşu 2 km uzaklıkta sondaj faaliyetine devam ediyor. Gece gündüz çalışıyorlar, gürültüleri hiç eksik olmuyor. İzinsiz bir şekilde açtıkları yol şikayet edilmişti. Duyduğuma göre şimdi izin almışlar. Sondaj çalışmaları orman arazisi içinde devam ediyor. Etrafı zeytinlikler ve meyveliklerle dolu. Çalışmalar sırasında araziye dikilen fidanları, ağaçları kestiler” diye konuştu. JES şirketinin köyün çevresinde başka sondaj kuyu alanları da olduğunu belirten Tuğan, “Bu sondajlar evlerle iç içe adeta. Beşyüz altıyüz metre kadar yakınında evler var kuyuların. Biz bu JES’e karşı mücadele ediyoruz. Bu hafta içerisinde dava açmayı düşünüyoruz” dedi.

BİZLE ŞİRKET ADINA JANDARMA KONUŞUYOR!

18 yıldır köyde yaşadığını ve halen köyde bir marangoz dükkanının olduğunu belirten Attila Hocalar bölgede 14 tane JES kuyusu açmanın planlandığını belirterek, “tamamen izinsiz bir şekilde, pandemi yasakları da fırsata çevrilerek apar topar çalışmaya başladılar. Jandarma şirketin izni yok dediğimizde ‘bakan izne gerek olmadığın söylüyor’ diye şirketin yanında yer alıyor. Adeta şirket adına jandarma konuşuyor, sürekli önümüzde duruyor” dedi.

Şirketin köyün bazı yerlerine seralar kurduğunu sıcak suyu buralarda kullanılacağını söyleyerek köylüleri iknaya çalıştığını belirten Hocalar, “biz buraya 18 sene önce geldik. Temiz havası, suyu, toprağı için. Şimdi bu JES şirekti her şeyi kirletecek. Bizim köye 5 km uzaklıktaki Karakoçlar Kaplhıcası bölgesinde de bu şirketin faaliyeti var. Ağaçlar kurudu o bölgede. Aynı şey burada, köyün içindeki JES çalışmalarında da yaşanacak” endişesini dile getirdi.

MÜCADALEYİ AVUKATLARA ATMAK DOĞRU DEĞİL

Şirketin şu an çalışmalara devam ettiğini aktaran Hocalar, “buna karşı 90 kişinin vekaleti ile dava açılacağı söyleniyor ama iş avukatlara havale edilecek bir şey değil. Bence köylü toplanıp yasadışı yapılan bu faaliyeti durdurmalı. Çünkü hiçbir yasal dayanağı olmadan çalışıyorlar şu anda” dedi. Hocalar, mücadelenin parti-siyaset ayrımı yapılmadan herkes tarafından sahiplenilmesi gerektiğini söyledi. Hocalar, “Şu an Doğa Derneği bu mücadele sürecinin içinde. Ancak bu JES’e belediyenin, İzmir Büyükşehir belediyesinin de desteği lazım. Sıradan bir vatandaş böyle bir şey yapsa bütün yerel ve merkezi kurumlar başına üşüşür. Ne gariptir ki herkese yasak olan bunlara serbest” dedi.

KEMALBAY ORHANLI’DAKİ JES’İ TBMM’YE TAŞIDI

Öte yandan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay bölgedeki JES çalışmaları ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle TBMM’ye soru önergesi verdi.  

Kemalbay soru önergesinde, işletmenin köylerinin piknik alanına şantiye kurduğunu ve hiçbir izni olmadan 14 adet jeotermal arama kuyularının inşasına başladığını, bununla ilgili yurttaşların Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu hatırlattı. Açılmak istenen jeotermal enerji santralinin İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytin ormanları başta olmak üzere, bölgenin doğasını ve bu bölgede geçimini sağlayan insanların,  yaşam ve tarımsal üretim alanlarını tehdit ettiğini aktaran Kemalbay’ın, bakan Kurum’a yönelttiği sorulardan bazıları şunlar;

YANIT BEKLEYEN SORULAR

  • Firmanın ÇED süreci halen devam ederken tamamen hukuksuz olarak Orhanlı Köyü’nün piknik alanına şantiye kurması  ve hiçbir izni olmadan 14 adet bölgedeki bazı alanlarda jeotermal arama kuyularının inşasına başlayabilmesi nasıl mümkün olmaktadır?
  • Jeotermal arama kuyularının inşasına başlayabilmesi için şirket yetkililerinin sözlü izin aldıkları iddiaları doğru mudur?
  • Hazırlanan ÇED raporunda, arazi sahipleri ile anlaşma sağlanamaması durumunda; 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununun 12. maddesi doğrultusunda kamulaştırma ile ilgili süreç yönetimine başvurulacağı doğru mudur?
  • Dünya ülkelerinin çoğunda jeotermal elektrik santralleri tarım alanlarından ve yerleşim yerlerinden uzakta, ancak dördüncü sınıf tarım alanı kabul edilen yerlerde yapılabilirken ülkemizde zeytinlik, meyve ve sebze bahçelerinin bulunduğu bölgelerde ve meskenlere 50-100 metre gibi yakın mesafelerde JES’lere nasıl izin verilmektedir?
  • Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 14.08.2019 tarihli belgesinde “artık bundan sonra JES ve madencilik gibi projelere izin verilmemesi gerekir” vurgusu yanında Manisa ile İzmir Valiliklerine yazı göndermesine ve yeraltı sularının JES ve maden çalışmaları nedeniyle kirlendiğine, zehirlendiğine dikkat çekilirken ısrarla JES’lere izin verilmesinin gerekçesi nedir?
  • 1 yıl önce Orhanlı ve Yeniköy yakınında bulunan Kavaklıdere Köyü’nde kurulan jeotermal elektrik santrali nedeniyle köyde yaşayan ve zeytincilikle geçinen yurttaşların gürültü kirliliği ve mahsullerinin verimsizleşmesi nedeniyle evlerini satarak başka yerlere göç etmek zorunda kalmışlardır. Orhanlı Köyü için de yapılmak istenen bu mudur?
  • Sadece yaşam alanları ve tarım arazilerini korumak için değil, aynı zamanda hukuksuz şekilde JES çalışması yapmak isteyen şirketlerin saldırgan tavrına karşı hukuka da sahip çıkmayı amaçlayan yurttaşların seslerine kulak verilecek midir?
  • Uzmanlarca dile getirilen jeotermal kaynakların fazlaca kullanıldığı arazilerde yapılan reenjeksiyonun sismik aktiviteyi tetiklediği ve depremlere neden olduğu açıklamalarına yönelik olarak bu bölgelerde jeotermal elektrik üretim alanlarında doğal depremsellik ve tetiklenmiş depremsellik kayıt ve değerlendirme uygulamaları yapılmakta mıdır? 
ÖNCEKİ HABER

TTB: 1 milyon 748 bin 567 vaka sayısı, DSÖ’ya 872 bin 93 olarak bildirildi

SONRAKİ HABER

Yolcu Tiyatro çağırıyor: Destek ol, Gomidas sahnede yaşasın!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa