2020 ABD seçimlerinin kazananı kapitalizm

Richard D. WOLFF
counterpunch.org

ABD seçimini “kazananı” kim olursa olsun^*, değişmeyecek olan şey, ülke ekonomisinin kapitalist örgütlenmesidir.

İşletmelerin büyük çoğunluğu, Amerikalıların küçük bir azınlığı tarafından sahiplenilmeye ve işletilmeye devam edecek. Kapitalist sistemin tepesindeki konumlarını servetlerini genişletmek, “İş gücü maliyetlerinden tasarruf etmek” ve Amerika Birleşik Devletleri’nin servet ve gelir eşitsizliklerini derinleştirmek için kullanmaya devam edecekler.

ÖZEL SEKTÖR HÜKÜMET İŞ BİRLİĞİ SÜRECEK

İşveren sınıfı servetini, işçi sınıfının ekonomik sistem üzerindeki egemenliğine ve sistemin işleyişine meydan okumasını önlemek için ulusun politikasını satın almak, kontrol etmek ve şekillendirmek için kullanmaya devam edecek. Aslında, çok uzun bir süredir, 1- sadece iki siyasi partinin hükümete hakim olmasını ve 2- her ikisinin de şevkle kapitalist sistemi korumayı ve desteklemeyi taahhüt etmesini sağladılar. Kapitalizm için, hangi partinin kazandığı sorusu, sadece kapitalizmin nasıl destekleneceği ile ilgilidir, bu desteğin en yüksek hükümet önceliği olup olmayacağı değil.

Kim kazanırsa kazansın, özel sektör ve hükümet, kapitalizmin toplumsal olarak yıkıcı istikrarsızlığının üstesinden gelme konusundaki başarısızlıkta ortaklıklarını sürdüreceklerdir. Ekonomik krizler (“gerilemeler”, “çökmeler”, “durgunluklar” ve “bunalımlar”) ortalama olarak her dört ila yedi yılda bir meydana gelmeye devam edecek ve ekonomimizi ve toplumumuzu bozacak.

GOP (cumhuriyetçiler) bu kadar kölece hizmet ettikleri zenginliği açıkça kutlayacaktır. Demokratlar, zenginlere sessiz ya da örtük olarak hizmet ederken büyük olasılıkla zaman zaman eşitsizlikten şikayet edecekler. GOP, ortalama insanlar ve yoksullar için sosyal programları keserek “Hükümet maliyetlerinden tasarruf edecek”. Demokratlar, kapitalizme meydan okumak bir yana, herhangi bir sorgulamadan dikkatlice kaçınırken bu programları genişleteceklerdir.

KAPİTALİSTLER KORKUYOR

Bugün, kapitalizm yanlısı partiler alenen inkar ediyorlar ancak özel olarak siyasi egemenliklerinin tehdit altında olduğundan korkuyorlar. Kapitalizmden kitlesel hoşnutsuzluk büyüyor. Bunun bir nedeni, kapitalist büyümenin eski merkezlerinden (Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya) yeni merkezlere (Çin, Hindistan ve Brezilya) taşınmasıdır. Küreselleşme -bu yer değiştirme için kullanılan kibar ama karışık bir terim- eski merkezlerde, toplulukları istikrarsızlaştıran ekonomik düşüşler yaratır. İstihdam, gelirler ve sosyal hizmetlerin ortadan kaybolması, kapitalizmin karşı karşıya olduğu soruları ve zorlukları artırır. Bunlar şimdi kapitalist sisteme karşı geniş ve büyüyen bir hoşnutsuzluğa yol açıyor. Anketle ve diğer belirtiler bu hoşnutsuzluğu gösteriyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde bir yandan Cumhuriyetçi Parti sağa kaydı. Trump tipi yarı-faşizm, ABD kapitalizmini “kurtarmak” için milliyetçi bir dönüş empoze etmek istiyor. Öte yandan, Demokratik Partiyi yöneten eski, kapitalizm yanlısı yapı, Bernie Sanders’ın ve diğer sosyalistlerin herhangi bir gerçek güce ve sese sahip olmalarını engelledi. Kapitalizmi kurtarmak o yapının hedefiydi ve öyle de olmaya devam ediyor.

SOSYALİST KESİMLER İLERLİYOR AMA DAĞINIKLAR

Amerika Birleşik Devletleri’nde siyasal açıdan önemli sosyalist partilerin ortaya çıkışı oldukça sürüyor. Geçmişteki sosyalist partilerin küçük kalıntılarının yanı sıra Occupy Wall Street, Amerika’nın Demokratik Sosyalistlerinin (DSA) son zamanlarda büyümesi ve artan ünü, iki Sanders kampanyası ve Ocasio-Cortez gibi diğer sosyalist politikacıların yükselişi, sosyalist yenilenmenin işaretleridir. Ancak bu işaretler aynı zamanda geriye kalan büyük bir sorunu da ortaya koyuyor: Soldaki dağınıklık. Toplumsal hareketler, işçi sendikaları ve yeni sosyalist girişimlerin geniş, yeni bir sosyalist parti halinde birleşmeleri gerekiyor.

^* Wolff’un 6 Kasım tarihli yazısından kısaltılarak çevrilmiştir.