31 Ekim 2020 04:11 Güncelleme: 31 Ekim 2020 13:41

Deprem sonrası İzmirliler kaygılı: Denetim olmadığı sürece evler mezar oluyor

İzmir Seferihisar açıklarında yaşanan depremin ardından vatandaşlar geceyi sokaklarda geçirdi. Depremden etkilenen vatandaşlar gece boyu da küçük artçılarla sallandı.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Deniz GÖKMEN
Kaan DURAN

İzmir

Ege Denizi’nde meydana gelen deprem sonrası onlarca kişinin hayatını kaybettiği, yüzlercesinin de yaralı olduğu İzmir’de kurtarma çalışmaları gece boyunca sürdü. Yıkımın en çok olduğu Bornova ve Bayraklı’da, Aşık Veysel, Büyük Park ve çeşitli merkezi yerlere yardım çadırları kuruldu, çay ve çorba dağıtımı yapıldı. Depremden sonra geceyi parklarda geçiren yurttaşlarla depremi, sonrasında yaşadıklarını ve yetkililerin tutumlarını konuştuk.

“BÜYÜK BİNALARLA ÖVÜNÜYORLAR AMA DENETİM OLMADIĞI SÜRECE EVLERİN HEPSİ MEZAR OLUYOR”

Parkın içerisinde evcil hayvanlarıyla bekleyen Öğretmen Sezin Şimşek “Deprem anında evin içindeki çoğu eşya yerlere savruldu. Ben ‘99 İzmit depreminde çocuktum, bugün gerçekleşen depreme baktığımızda gerçekten çok şiddetliydi. Hemen çantama kendi özel eşyalarımı koydum ve evcil hayvanlarımı aldım apar topar dışarı çıktım” diye konuştu. 

Yakın zamanda İzmir’de deprem olacak diye haberler okuduğunu ifade eden Şimşek, “Bunlar alanında uzman kişiler ama her zaman olduğu gibi hükümet ve insanlar bunu ciddiye almadı. Her şeyi konuşmak için artık çok geç. Ben neden evimde rahat bir şekilde oturmayayım? Ülkemizde inşaat sektörü artık tekelleşmiş durumda. İzmir’de de böyle çoğu evin inşaat firmaları ve müteahhitleri aynı. Düzgün bir denetim olmadığı için yıkım oranları da çok artıyor. Hükümet ve inşaat firmaları büyük büyük binalar yapmakla övünüyorlar ama denetim olmadığı sürece bunların hepsi boş, evlerin hepsi mezar oluyor” diyerek tepki gösterdi.  

“DEPREMDE PARASI OLMAYAN ÖLÜYOR”

Hükümetin bu şirketlere vergi indirimini eleştiren Şimşek, “Sanki ölen her insan için para veriyorlar. Ama gerçekten baktığımızda her şeyde olduğu gibi depremde de parası olmayan ölüyor. Bu askerde olsun, çalıştığı işyerinde olsun her yerde parası olmayan ölüyor. Ayrıca Elazığ depreminden sonra Kızılay’a yardım toplandı ve Kızılay Başkanı’nın yaptığı açıklama gerçekten içler acısıydı. İnsanlardan topladıkları yardımlar nerede, sormak lazım. Bizden alıyorlar ama nereye gittiği belli değil” dedi.

“AÇIK ALANLAR ÇOK ÖNEMLİ”

Deprem sırasında evde olduğunu ve panik halinde olduğunu söyleyen Yüksek Lisans Öğrencisi Berkan Taşdelen, “Deprem esnasında ne yapılacağı konusuna tam olarak hakim olmadığım için ne yapacağımı bilemedim. Evimizde ve ailemizde herhangi bir hasar olmadı. Deprem esnasında yapacaklarımız hakkında, daha derli toplu politikalar uygulanmalı. İnsanlar bu konuda daha da bilinçlendirilmeli. Açık alanlar bu konuda önemli. Biz biraz şanslıydık ama her yerde böyle büyük alanlar yok” diye konuştu. 

“DEVLET BU KONUDA SORUMLULUK ALMALI”

Ayrıca çarpık kentleşme sorununun büyüdüğünü söyleyen Taşdelen, “Yardım sürecini pek takip edemedim ama AFAD’ın gelmesi çadır kurulması önemli şeyler. Ama buraya özgü bir durum mu genel olarak süreç nasıl işledi yeterince takip edemedim. Deprem ülkesiyiz ve bu süreci sürekli yaşıyoruz. Bu durumlara karşı daha hazırlıklı olmalıyız. Devlet de bu konuda daha fazla sorumluluk almalı, vatandaşların can güvenliğini sağlamak, sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamak adına. Bu süreçte sivil toplum kuruluşları vs. ile devletin dayanışma içinde işleri yürütmesi faydalı ve hızlı olabilir. Önceden bunların altyapısını kurmak iyi olabilir” dedi. Depremlerin öncesinde alınan önlemlere değinen Taşdelen, “Öncesinde yeterince güvenlik önlemleri alındığında daha iyi olacaktır. Kanal İstanbul konusu sorunlu bir proje sanırım. Fay hattına zarar vereceği söyleniyor. Doğa ve çevreyle alakalı problemlerin olabileceği söyleniyor. Belli meslek gruplarının söz alması gerekiyor” diye konuştu. 

“HASTANEDE HERKES KENDİNİ DIŞARI ATTI, HASTALAR SERVİSTE KALDI”

Sohbetin arasında sağlık emekçisi olduğunu belirten Berkan Taşdelen’in annesi, “Ben sağlık emekçisiyim. Deprem olduğu esnada hastanedeydim. O esnada, organize olunmadan herkes kendini dışarı attı. Yukarıda serviste hastalar kaldı. Böyle bir durumda ne yapılacağının önceden bilinmesi gerekirdi. Deprem sonrasında yapılanlar için iyi gelişmeler oldu diyebilirim. Ama öncesinde neler yapıldığına dair, bu binaların neden yıkıldı, hasar tespiti yapıldı mı bunlar için aynı şeyleri söyleyemem. Belediyemizin çalışmaları ve sosyal yardımlaşmaların iyi organize olduğunu söyleyebilirim. Bornova için bunları söyleyebilirim. Keşke öncesinde bunlar yapılsaydı da, bunlar yaşanmasaydı” dedi. 

“HASTANELERİ TAHLİYE EDECEK DURUMDA OLMAMALIYDIK”

Deprem sonrası hastanedeki durumu anlatan Taşdelen, “Deprem olduktan sonra ambulanslar hastaneye ulaşamadı. Hastaların nasıl tahliye edileceği veya nasıl hizmet vermeye devam edeceğimiz konusunda da öncesinden bir çalışma yapılmalıydı. Hastaları tahliye etmek durumunda kalmamamız lazım. Şu anda buraya gelenlerin çoğunda araba var ve evden eşyalarını alıp gelmişler. Ben depremin verdiği zararın da yoksullukla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Biraz daha maddi durumu iyi olanlar buradaki çadırlardan faydalanabiliyor” dedi.

Reklam