22 Ekim 2020 13:41

İMO: Ülkemizin en önemli gerçek gündemi olan depreme hazır değiliz!

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Van depreminin 9. yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada deprem gerçeğiyle gerçek bir yüzleşme yapılması gerektiğini vurgulandı.

Fotoğraf: Ma

Paylaş

23 Ekim 2011 günü Van'da meydana gelen 7,1 büyüklüğündeki depremde 604 vatandaşın yaşamını yitirmesinin yıl dönümü ile ilgili açıklama yapan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, deprem gerçeğiyle gerçek bir yüzleşme yapılması gerektiğini vurguladı. 2018 yılında "imar barışı" adı altında kaçak yapılara af getirildiği, vatandaşların can ve mal güvenliğinin tehlikeye atıldığı, binaların güvenliğinin sorumluluğunun yapı sahiplerine bırakıldığı hatırlatılan açıklamada yapı üretim ve denetim sürecinin kuralsızlığa ve niteliksizliğe mahkum edildiğinin altı çizildi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası "Bu durum, bir deprem ülkesi olan Türkiye açısından cinayete davetiye çıkarmaktır" dedi.   

“ENVANTER ÇALIŞMASI OLMADAN KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI BAŞLATILDI”

Van depremlerinde yaşanan yıkımlar ve can kayıpları sonrasında 16 Mayıs 2012 tarihinde kabul edilen 6306 sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi" hakkındaki kanunla birlikte kentsel dönüşüm uygulamalarının herhangi bir veri veya envanter çalışmasına dayanmaksızın 33 ilde 150 kamu binasının yıkımı yapıldığı hatırlatılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yıkımların neye göre belirlendiği konusunda bilinen tek şey, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının riskli alan ve riskli yapıların tespit çalışmalarının başlatılması için 81 il Valiliği ve Belediyeye bir genelge göndererek talimat vermiş olmasıydı. Yapı denetimden muaf tutulan TOKİ'ye rezerv alanlarının belirlenmesi gibi önemli bir yetki daha verilerek asıl amaçlananın ne olduğu açıkça ortaya konmuş oldu. Kentlerimiz adeta, Van ili özelinde de olduğu gibi, gerekli etüt ve planlama çalışmaları tamamlanmadan inşaatlara başlayan TOKİ'nin insafına terk edildi.”

“YAPI ÜRETİM VE DENETİM SÜRECİ KURALSIZLIĞA VE NİTELİKSİZLİĞE MAHKUM EDİLDİ”

Bugün ise yapı üretim ve denetim sürecinin kuralsızlığa ve niteliksizliğe mahkum edildiğinin altı çizilen açıklamada, "Açıktır ki bu durum, bir deprem ülkesi olan Türkiye açısından cinayete davetiye çıkarmaktır. Bu da yetmezmiş gibi, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız yapıların kayıt altına alınması gerekçe gösterilerek 18.5.2018 tarihinde İmar Kanununa eklenen geçici 16. madde ile 'imar barışı' adı altında kaçak yapılara af getirilmiştir. Mühendislik hizmeti almadan üretilen yapılar yasallaştırılarak vatandaşların can ve mal güvenliği tehlikeye atılmış, binaların güvenliğinin sorumluluğu yapı sahiplerine bırakılmıştır” denildi. 

“MÜHENDİSLİK FAALİYETİ, YAPI ÜRETİM SÜRECİNİN TEMEL TAŞI OLARAK KONUMLANDIRILMALI"

İnşaat yapım sürecinde asıl özne olması gereken inşaat mühendislerinin, siyasal iktidarın inşaat sektörüne yönelik politikaları neticesinde bir ara eleman statüsüne indirildiği vurgulanan açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi:

“Ülkemizin deprem gerçeğiyle gerçek bir biçimde yüzleşmesi için mühendislik faaliyetinin, yapı üretim sürecinin temel taşı olarak konumlandırılması kaçınılmazdır.

İnşaat Mühendisleri Odası olarak, mühendislik hizmeti almadan, bilime ve mühendislik mesleğinin gereklerine dayanılarak üretilmemiş tek bir yapı kalmayana kadar mücadele etmeyi sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz. Halkımızın can ve mal güvenliği için, ülkemizin daha fazla acı yaşamaması ve ekonomik olarak daha büyük zararlara uğramaması için, afetler yaşamadan gereken önlemlerin alınarak depremlere hazırlanmanın gerçek gündemimiz olduğunu bir kez daha hatırlatırız.

Van Depremlerinde kaybettiklerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyor, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyoruz.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Türk Metal üyesi bir işçi yazdı: Maden işçilerinin talebi tüm işçilerin talebidir

SONRAKİ HABER

Ablası Melek Aslan'ı öldüren Mustafa Aslan tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...