06 Ekim 2020 05:16
Son Güncellenme Tarihi: 06 Ekim 2020 14:30

Mezopotamya Ajansı’nın Van bürosuna baskın: 4 gazeteci gözaltında

Mezopotamya Ajansı Van Bürosu muhabirlerinin evine polis baskın düzenledi. 4 gazeteci gözaltına alındı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Mezopotamya Ajansı (MA) Van bürosu ve Jinnews’in Van muhabirlerinin aralarında olduğu 4 gazetecinin evi sabah saatlerinde polis tarafından basıldı. Baskınlarda MA muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ile gazeteci Nazan Sala gözaltına alındı. Baskınlarda evleri didik didik arayan polisler, gazetecilerin fotoğraf makinelerine, kamera ve teknik malzemelerine el koydu. 4 gazeteci gözaltına alındıktan sonra 24 saatlik avukat kısıtlaması getirildi. 4 gazetecinin gözaltına alınmasına tepki gösteren gazeteci örgütleri, gerçekleri ortaya çıkaran gazetecilerin hedef alındığını ifade ederek dayanışma çağrısı yaptı.

Van’da sabah saatlerinde MA bürosuna yapılan baskında Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atılmasını belgeleyen MA'nın Van muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews Muhabiri Şehriban Abi ile Gazeteci Nazan Sala gözaltına alındı. Ajans kapısını çilingirle açan polis içeride saatlerce arama yaptı. Aramaya eşlik etmek isteyen ajans çalışanlarına izin verilmezken, gerekçe belirtilmedi. Yapılan aramaların ardından MA ve Jin News’in teknik malzemelerine el konuldu. Gözaltına alınan gazeteciler İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Gözaltında tutulan gazetecilere 24 saatlik avukat kısıtlaması getirildiği öğrendi.

SERVET TURGUT'UN AĞABEYİ: GÖZALTINA ALINAN GAZETECİLER SESİMİZ OLDULAR

Helikopterden atıldıktan sonra yaşamını yitiren Servet Turgut’un ağabeyi Naif Turgut, olayı duyuran gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki göstererek, "Yapılan haksızlığı, zulmü ortaya çıkarmaya, sesimiz olmaya çalıştılar" dedi.

Olayın yaşandığı ilk günden bu yana gazeteci Cemil Uğur başta olmak üzere diğer gazetecilerin yanlarında olduğuna dikkati çeken Turgut,  “Cemil, bize olayın nasıl olduğunu sordu. Bize yapılan haksızlığı, zulmü ortaya çıkarmaya çalıştı. Hastanede bulunduğumuz zaman diliminde Cemil ve gazeteci arkadaşları sürekli yanımızdaydılar. Gazetecilere böyle şeylerin yapılmaması gerekiyor, çünkü buraya gazeteciler lazım. Gazeteciler özgür ve serbest bırakılmalıdır. Halka haber vermeleri engellenemez. Cemil, bizim yanımıza insanlık için, insanlara haber vermek için geliyordu. Biz Cemil’den bir zarar görmedik” diye konuştu.  

GAZETECİ ÖRGÜTLERİNDEN GÖZALTI TEPKİSİ

Gazeteci örgütleri, gerçekleri ortaya çıkaran gazetecilerin hedef alındığını ifade ederek dayanışma çağrısı yaptı.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) Sözcüsü Ayşe Güney, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, gazetecilerin evlerinin basılması ile gözaltına alınmasının gerçekleri ortaya çıkarılmasından duyulan öfkeden kaynaklandığını ifade etti.

TGS: GAZETECİLER TERÖRİZE EDİLMEK İSTENİYOR

Gözaltıların kabul edilemez olduğunu kaydeden TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, “Helikopterden atılan yurttaşların durumu, kamuoyu vicdanını yaralamış. Yapılan haberlerle gerçekler tüm çıplaklığıyla toplumun önüne çıktı. Buna tahammül edemeyen zihniyet, yine saldırmaya başladı. Gerçekleri ortaya çıkaran gazetecilerin evine baskın düzenleyip onları gözaltına aldılar. Bunu kabul edilemez buluyoruz” diye konuştu.

Toplumun gözleri önünde olan gazetecilerin ifadeye çağrılmasıyla emniyete gidebileceğini söyleyen Oral, ancak bunun yerine gazetecilerin “terörize” edilmesi amacıyla ev ve bürolara baskın düzenlendiğini ifade etti. Gözaltının, gerçekleri ortaya çıkaran gazetecilere gözdağı amacı taşıdığını belirten Oral, gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istedi.

MGKP: GAZETECİLER SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Gazetecilerin gözaltına alınmasının helikopterden atılan yurttaşlarla ilgili haberlerden kaynaklandığını dile getiren MKGP Sözcüsü Ayşe Güney, “İktidar medyası ve siyasetçisiyle haberi yalanlayamayınca hedef haline getirilen gazeteci arkadaşlarımız, evleri basılarak gözaltına alındı. Tüm bu baskılar biat etmeyen asla da etmeyecek olan gazetecileri sindirmeyi amaçlıyor. Biz her seferinde diyoruz ki bizim kalemimiz cesaretle bilenmiş, arkadaşlarımız halkın yanında ve halkçı bir gazeteciliği esas alıyor ve almaya devam edecek. O yüzden hiçbir baskı bizi yıldırmaz ve gerçekleri açığa çıkarmak konusunda tereddüdümüz olmaz. Gazetecilik suç değildir. Tüm demokratik güçleri, meslektaşlarımızı, gazeteci arkadaşlarımızla dayanışmaya çağırıyoruz” dedi.

DFG: GİZLENEN GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI

İç ve dış politikada yaşanan tıkanmışlığı gizleme çabasında olan iktidarın gazetecilere yöneldiğini kaydeden DFG Eş Başkanı Altan, "Çünkü biliyoruz ki bu tür süreçlerde ilk başvurulan yöntemlerden biri basını ve gazetecileri susturmak oluyor. Yine böylesi bir durumla karşı karşıyayız. Mezopotamya Ajansı’nın Van bürosu son dönemlerde ciddi haberlere imza atmış, gizlenmek istenen birçok gerçeği açığa çıkarmıştır. Son olarak iki yurttaşın helikopterden atılması gibi vahşi bir uygulamayı kamuoyuna duyurarak, çok önemli bir gazetecilik faaliyetine imza atmışlardı. Tabi bu durum onları hedef haline getirdi. Nitekim birkaç gün önce rutin bir basın açıklamasını izlemek istedikleri sırada direk hedef olarak gösterilmiş, polisin engeliyle karşılaşmışlardı. Sürekli olarak takip ve taciz edilerek, gazetecilik faaliyetleri engellenmeye çalışılıyordu. Artık bu engelleme çabaları da kar etmemiş olacak ki, bu kez gazetecileri direk gözaltına alma yoluna başvurdular" dedi.

"GAZETECİLER İKTİDARIN MEMURU DEĞİL"

İktidarın gazetecileri kontrol altına almak istediğini ifade eden Altan, "Ancak bizler de şunu tekrar belirtmek isteriz ki; bu çabalar beyhudedir, gazetecilik kontrol altına alınabilecek bir meslek, gazeteciler de iktidarın memuru değildir. Bu nedenle Van’da gözaltına alınan arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. İktidar da basın ve medyaya yönelik baskıcı uygulamalarından bir an önce vazgeçmelidir. Şunu ısrarla vurgulamakta yarar var; Gazetecilik suç değildir ve hiçbir güç gazetecileri doğru bildiği yoldan alıkoyamaz" ifadelerini kullandı.  

Ayrıca yazılı açıklama yapan DGF, gözaltı alınan gazetecilerin serbest bırakılması istedi.

"YAPILAN HABERİN YANINDAYIZ"

Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Genel Direktörü Veysel Ok, gazeteciliğin temel amacının devletin ya da yurttaşların yaptığı hak ihlallerini ortaya çıkarmak olduğunu hatırlattı. Gözaltına alınan gazetecilerin Van’da yaşanan olaya dair ciddi kanıtlar ortaya çıkardığına dikkati çeken Ok, "Yapılan haber dünyanın herhangi bir yerinde ödül alması gereken, birçok kişinin istifasıyla sonuçlanması gereken bir haberden, arkadaşın gözaltına alınması devletin kurumlarının işkenceyi koruma refleksiyle açıklanabilir. Bu anlamda gözaltı işleminin hukuka, ahlaka ve vicdana aykırı olduğunu düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın da tez elden salıverilmesini istiyoruz. Bu açıdan bu haberin de yanındayız onun gazeteciliğinin de yanındayız” dedi. 

"MA ÖNEMLİ BİR GÖREV YAPIYOR"

Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş) Genel Sekreteri Özge Yurttaş da Mezopotamya Ajansı’nın (MA) ne kadar önemli bir görevi yerine getirdiğinin Van’da yaşanan olayı açığa çıkarmasıyla gösterdiğini belirtti. “Bu korkunç savaş yöntemlerini sessiz sedasız hayata geçirememenin öfkesinin olayı ortaya çıkaran ve Türkiye kamuoyuna mal eden gazetecilere ve MA'ya yöneldiği anlaşılıyor” diyen Yurttaş, iktidarın gazetecileri bu şekilde susturamayacağını bildiğini ifade etti. Yapılanların zoru zorla örtmek anlamına geldiğini vurgulayan Yurttaş, “MA'nın artık bu ülkede kök salmış güçlü bir geleneğinin olduğunu bu gibi saldırıların onu etkisiz kılmaya yetmeyeceğini biliyorum. Gazetecilik suç değildir ama bunu iktidara belletecek olan MA gibi özgür basın kuruluşları, mesleğine sahip çıkan gazeteciler ve bizler gibi basın meslek örgütleridir” diye konuştu. 

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise, yaşanan gözaltıların temelde iktidarın “habere ve haberciye” olan düşmanlığından kaynaklandığını söyledi. Durmuş, “Türkiye’de olup bitenin kamuoyu tarafından bilinmesini istemiyorlar. Bu yüzden gazeteciler iktidar tarafından hedef alınıyor” dedi. Gözaltına alınan gazetecilerin habercilik yaptığını sözlerine ekleyen Durmuş, şunları söyledi: “Normalde olması gereken bu haberler üzerinden arkadaşlarımızın gözaltına alınması değil ödül verilmesidir. Bunun yanı sıra bu haberlerin ortaya çıkmasıyla birlikte yaşanan durumdan dolayı gerekli kişilerin cezalandırılması için hükümetin devreye girmesi gerekiyordu. Ama bizde tam tersi oluyor. İktidarın hoşuna giden bir haber olmadığı zaman o haberi yazan gazeteciler hedef alıyorlar. Bunun yerine haber üzerinden araştırılması gereken bir konu varsa İçişleri Bakanlığı bu görevi yerine getirsin. Yapması, yapılması gereken tam olarak bu. Ve bir an önce de meslektaşlarımızı serbest bıraksınlar.”

NE OLMUŞTU?

Gözaltına alınan gazeteci Cemil Uğur, Van’ın Çatak ilçe kırsalında operasyona çıkan askerlerin gözaltına aldığı Servet Turgut ve Osman Şiban’ın helikopterden atıldıklarına dair iddiayı gündeme getirmiş ve bu iddiayı hastane raporuyla desteklemişti.

Yine, Şiban’ın gördüğü işkence ve tanıkların ifadeleri başta olmak üzerine olaya dair çok sayıda bilgiyi kamuoyunun gündemine getirmişti.

Helikopterden atıldığı belirtilen Turgut, 20 gün yoğun bakım servisinde yaşam mücadelesi vermiş ve sonrasında yaşamını yitirmişti. Van Valiliği, daha sonra olaya dair yayın yasağı kararı vermişti. (Van/MA)

ÖNCEKİ HABER

Yazarımız Ceren Sözeri ve Evrensel'e açılan dava yarın görülecek

SONRAKİ HABER

Kırgızistan’da halk cumhurbaşkanlığı binasını işgal etti, seçim iptal edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...