15 Eylül 2020 00:45

Orhan Kemal’in boyun eğmeyen kadınları

Bugün edebiyatımızın unutulmaz ismi Orhan Kemal’in 106. doğum günü... Yazar Tahir Şilkan, usta yazarın romanlarındaki kadın karakterleri yazdı.

Kolaj: Evrensel

Paylaş

Tahir ŞİLKAN

Orhan Kemal’e, sevdiğim kitaplardan birinin ‘Küçücük’ olduğunu söylemiştim bir gün. Orhan Kemal, ‘Küçücük’ için bir pişmanlık duyduğunu söyledi: “...O kız, o kadar pes etmemeliydi... Ben de öyle bileği tutulunca yatmaya razı kızlar yazmamalıydım. Yazdığım tipler örnek olmalı. Direnebilmeli. O tipleri hatırlayanlar direnme gücü duymalı...”

(Orhan Kemal ile İkbal’de Bir Sabahiye-Sennur Sezer)

Orhan Kemal roman ve öykülerinde çok güçlü kadın karakterler yaratmış bir yazardır. Öyle ki, ölmeden önce 1968 yılında gazetede tefrika edilen ve ölümünden sonra kitaplaşan Tersine Dünya romanında, kadın erkek rollerini tersine çevirir. Tersine Dünya’da, erkekler evde çalışmakta, çamaşırı bulaşığı yıkayıp evi silip süpürmektedir. ‘Namuslu’ ev erkekleri, çeşme başında su dolduran yeni yetme delikanlılar, erkeklere laf atan genç kızlar, meyhanelere giden kadınlar…

Orhan Kemal Küçücük romanındaki kadın karakterin kolay pes etmesinden duyduğu pişmanlığı, o sözleri söyledikten sonra yazdığı romanlarda, erkek zulmüne, tacizine boyun eğmeyen karakterler yaratarak ‘telafi’ eder. Hanımın Çiftliği üçlemesinin son romanı olan ve Orhan Kemal’in ölümünden sonra yayımlanan Kaçak’ta, Hacer kendisine saldıran Topal Duran’a karşı yiğitçe karşı koyar ve yanında taşıdığı sustalıyı çekip birkaç tane sallayarak kendini korumakta tereddüt etmez.

***

Orhan Kemal, otobiyografik romanlarının üçüncüsü olan Cemile’de, müthiş bir gözlem gücüyle; fabrikayı, iplikhanede çalışan işçi kızları, yaşadıkları işçi mahallesini, sevdiği Boşnak kızını, kızın ağabeyini, babasını anlatır. İplik-dokuma fabrikasının her bölümünde yalınayak ya da takunyalarla çalışan işçiler... Çoğunluğu dokuz on yaşlarında çocuktur, gözleri uykulu, iş kanununa uysun diye, annelerinin, teyze, dayı, hala ya da yabancı biri adına alınmış nüfus kağıtlarıyla işe girmişlerdir.

İkindi üstü fabrika paydosunda, üç kol halinde işçi mahallesine doğru akıp giden iplikhane kızları, pabuçlarından çatlak topukları taşan kadınlar... Kara göğüslükleri pamuk tozu içerisinde ikişer, üçer, beşer telaşlı ve ürkek adımlarla yürüyüp evlerine giden işçi kızlar... Bu kızlardan biri de Cemile’dir. Fabrikadan döndükten sonra da hiç durmaksızın çamaşırdı, yemekti, ev temizliğiydi demeden Boşnakça bir halk türküsü söyleyerek çalışan Cemile...

Orhan Kemal, işçilerin hayatını onlarla birlikte çalışmış, fabrikayı bilen bir işçi olarak unutulmaz karakterler yaratarak anlatır. Cemile, annesi dahil pek çok işçi kadının hastalanarak genç yaşta öldükleri fabrikadan kurtulmak isterken, malda mülkte, zenginlikte gözü olmayan bir genç kızdır. İnsanca yaşayacak bir hayat, kendini sevecek, hatırını sayacak bir kocadır, bütün isteği...

***

Orhan Kemal’in Hanımın Çiftliği üçlemesinin ilk romanı Vukuat Var’da yarattığı Güllü ve esas olarak Dokuma İşçisi Pakize direnen kadın karakterlerin öncüsüdür. Vukuat Var’daki Pakize, feleğe şuncacık minneti olmayan, güçlü, kendini hiçbir erkeğe sömürtmeyen biridir.  Arkadaşı Güllü’ye şöyle seslenir: “...Benden sana abla nasihati kız: Hiçbir eşşoğlu eşşeğin kahrını çekme. Hatırını sayarsa sen de say. Saymadı da cart curta başladı mı, kuyruğuna tenekeyi bağla, at tekmeyi!” Pakize, Güllü’ye birçok defa abla nasihati yapmıştır. Pakize ile olan arkadaşlığı ve on üç yaşından beri yaptığı fabrika işçiliği Güllü’yü kendi gücüne inanan bir insana dönüştürmüştür. Babasının ve ağabeyinin zulmüne direnen ve karşı koyan, kendisine sarkıntılık eden Zaloğlu’nu döverek perişan eden bir karakterdir.

Orhan Kemal’in kadınları, aynı zamanda erkekle birlikte omuz omuza mücadele etmeyi bilen kadınlardır. Gurbet Kuşları romanının sonunda, birlikte yaptıkları gecekonduları başlarına yıkılan Memed mahvolmuşçasına çöküverir evinin yıkıntıları önüne. Evlerinin yıkılmasından dolayı, Gafur’un gülümseyerek bakan memnun yüzünü gören Ayşe, omuzundan tutup çeker kocası Memed’i…

***

Orhan Kemal’in 100. doğum yılı olan 2014 yılının aralık ayında, Hayat Televizyonu’nda, Sennur Sezer’in hazırlayıp sunduğu Maksat Muhabbet’te, Orhan Kemal’in bir umut yazarı olduğunu vurguladıktan sonra sözlerimi Gurbet Kuşları’ndan Ayşe’nin son sözleri ile bitirmek istemiştim. Hiçbir hazırlık yapmamıştık; o son sözleri, Sennur Sezer ve programın diğer konuğu Adnan Özyalçıner ile üçümüz birlikte söylemiştik: “Kalk lan kalk. Gene yaparık, yenisini yaparık.”


ORHAN KEMAL ANILIYOR

Türk Edebiyatının unutulmaz ismi Orhan Kemal 106. doğum gününde Orhan Kemal Müzesi’nde bugün düzenlenecek anma ile anılacak. 49. Orhan Kemal Roman Armağanı’nı “Bir Dava” eseriyle kazanan Ayhan Geçgin’e ödülünün verileceği etkinlik saat 10.30’da başlayacak. Orhan Kemal Müzesi’nde bugün düzenlenecek anmaya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katılacak. (KÜLTÜR SERVİSİ)

 

ÖNCEKİ HABER

Munzur Vadisi'nde kaybolan iki kardeş için arama çalışması başlatıldı

SONRAKİ HABER

Samandağ'da PTT şubesi karantinaya alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...