Atina UNHCR Ofisi önünde açlık grevi: "Beni burada statüsüz tutmaya zorlayamazlar"
Yaklaşık 6 yıl Yunanistan’da bekletilen ve 54 gündür Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Atina Ofisi önünde açlık grevinde olan mülteci Anwar Nillufary, Evrensel'e konuştu.

Fotoğraf: Anwar Nilufary/Facebook
İLGİLİ HABERLER

Mültecinin "statüsü" kimsesizler mezarlığı
Ercüment AKDENİZ
İstanbul
Mültecilerin Avrupa’ya ilk ayak bastıkları ülkede iltica işlemlerini sürdürmelerini karara bağlayan Dublin Antlaşması, onun İsveç’ten Yunanistan’a geri gönderilmesine neden oldu. Yaklaşık 6 yıl Yunanistan’da bekletilen ve 54 gündür açlık grevinde olan Anwar Nillufary (34) Evrensel'e konuştu: “Beni 5 defa gözaltına altılar, 23 kez mahkemeye çıkardılar, 3 kere telefonuma el koydular. Yunanistan’da korunma şartları kalmadı, üçüncü bir ülkeye gönderilmek istiyorum.”
Anwar Nillufary, Irak Erbil'de yer alan Selahattin Üniversitesi’nden mezun olan bir inşaat mühendisi. İran’dan sürülen ve 15 yıldır politik mülteci olan Nillufary, Avrupa’ya sığındı. “Ege denizinden ölüm tehlikesi atlatarak Yunanistan’a geldim. Kaçakçılar 1,5 saat sonra Yunanistan’dayız dediler. Ama korkunç yolculuk 12 saat sürdü. Teknede 34 kişiydik ve hepimiz öleceğiz diye düşündük. Avrupa’ya ulaşmamız mucizeydi” diye konuştu.
AÇLIK GREVİNDE 54 GÜN
Düşüncelerinden dolayı kendisini politik bir Kürt mülteci olarak tanımlayan Nillufary, “Gerçekte İran’ı ülkem olarak görmüyorum. Geri gönderilirsem ya hapis ya da ölüm var. Bu yüzden mülteci durumuna düştüm. Mühendisken kazandığım birikimim de burada sürgünde bitti. Beni Yunanistan’da tam 6 yıldır isteğim dışında tuttular. Uluslararası korumadan yararlanamıyorum. Bu yüzden UNHCR’yi protesto ediyor, göreve çağırıyorum” ifadelerini kullandı.
64 günlük ilk açlık grevi eylemini 2017 yılında yapan Nillufary, ikinci açlık grevinin 54 gününde. Eylem yeri ise Atina’da bulunan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ofisi kapısı. Anwar, eylemin gerekçesini şu sözlerle anlattı:
“Eylül 2015’te İsveç beni deport etti. Dublin Anlaşmasına dayanarak AB’ye ilk geldiğim ülkeye gönderdi. BM de bu işin üzerine yattı. AB iç mevzuatı böyle ise BM beni AB dışında bir ofise teslim etsin. Çünkü Yunanistan yıllarım esarete döndü. Yunanistan’da mülteciye demokrasi yok. Başbakana, bakanlara, parlamentoya defalarca yazdım. Avrupa Komisyonuna seslendim. Karşılığında 23 kez mahkemeye çıkarıldım, 5 defa gözaltına alındım, 3 kere cep telefonumu aldılar. Göçmenlerden bedava çalışmamızı bekliyorlar. Benden özür dilemeliler. Hayatıma verdikleri onulmaz zararları tanzim etmeleri gerek.”
TIBBİ KONTROL, AVUKAT BİLE YOK!
Açlık grevinde ilaç ve vitamin desteğine ihtiyaç duyduğunu belirten Anwar, “UNHCR’den ne doktor ne tıbbi kontrol ne de vitamin desteği geldi. Tıbbi yardıma ihtiyacım var. Hukuki yardım da alamadım, avukat desteği şart. UNHCR ofisi bilmeli ki Yunanistan’da korunma koşullarım yok. Beni burada kalmaya zorlayamazlar. AB dışında üçüncü bir ülkeye yeniden yerleştirilme talebimi dikkate alsınlar. Beni görmemeleri imkânsız ama görmüyorlar!” diye konuştu.
Fotoğraf: Anwar Nilufary/Facebook
Atina’da kurumların dayanışma eksikliğine de dikkat çeken Anwar Nillufary, devamında şunları söyledi:
“STK’lerden de gelen olmadı. Halbuki burada 5 kere çadırımı yıktılar. Bütün insanlara sesleniyorum. En azından buraya gelip sesimi duysunlar. BM’den bana yardım etmelerini istemiyorum çünkü bu onların görevi! İnsanlar hiç olmazsa üçüncü ülkeye sığınma talebim için BM’ye bildirim yapsınlar.”
Evrensel'i Takip Et