11 Ağustos 2020 03:07

Vestel işçisi: İşyerinde selamlaştığımız arkadaşlarımızın ölüm haberini alıyoruz

Koronavirüs ölümlerinin yaşandığı Vestel'te çalışan işçi Evrensel'e yazdı: Beraber çalıştığımız, her gün selamlaştığımız arkadaşlarımızın ya ölüm haberini alıyoruz ya da hastaneye yatırılışını.

Fotoğraf: Google Maps

Reklam

Vestel işçisi
Manisa

Merhaba Evrensel

Yaklaşık 7 yıldır Vestel’de çalışıyorum. Yoğun tempo, uzun çalışma saatleri, iş güvencesi olmadığı için yaşanan endişeler derken koskoca Vestel şimdi virüsün pençesine düşmüş durumda. Bu fabrikada hasta olmayan yok desek abartmış olmayız. Dışarıdan bakıldığında her şey yolunda. Gerekli uyarılar duvarlarda yazılı, tabanlarda sosyal mesafe adım uyarıları, keza yemekhanede, lavabolarda aynı uyarılar asılı duruyor. Fabrikaya girerken ateşiniz ölçülüyor, servise binişler kontrollü. Fabrikanın dinlenme bahçeleri, servisler, işçi kıyafetleri sanki her şey bizim için düzenlenmiş, güllük gülistanlık bir yerde çalışıyormuşuz, virüsün buraya girmesi imkansızmış izlenimi edinilir. Hayatında hiç fabrikada çalışmamış hele de yolu Vestel’e hiç düşmemiş biri; “Maaşı zamanında yatar, yemekler çok güzel, mesai de var paraya para demezsin” sözleriyle Vestel’de çalışmayı ayrıcalık olarak anlatır. Hani bir söz vardır ya “İçi seni dışı beni yakar” diye işte o söz tam da Vestel’e uygun sözdür.

NE YAPIYOR, HİÇBİR ŞEY

Peki bu mükemmel fabrika tüm dünyanın korktuğu, çaresini de bulamadığı virüs salgınında ne yaptı, ne hale geldi, ne yapıyor? Şöyle söyleyeyim: Hiçbir şey. Sağlık Bakanı başta olmak üzere bütün yetkililerin ‘Sosyal mesafeni koru, maskeni tak’ uyarılarını yaptığı zamanda biz ne yaptık derseniz bir tek cevabımız olur: Sürekli, hiç durmadan, normal zamanlardan daha çok çalıştık. Evet evet yanlış duymadınız daha fazla çalıştık. Kimimiz bir şey olmaz herkes çalışıyor dedi, kimimiz umursamadı, kimimiz önlemler alındı artık kader dedi ama hepimiz sadece yapacak başka bir şeyimiz olmadığı için, çoluk çocuğumuza ekmek götürebilmek için çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz.  

Fabrika yöneticilerinin, vardiya müdür ve amirlerinin ağzını bıçak açmıyor. Çünkü onlara göre sorun işçilerin kendilerini koruyamamaları, bireysel olarak dikkat etmemeleri. Bir ara kendi bölümümüzdeki ve bazı bölümlerdeki arkadaşlarımızla konuşup yetkililere test yapılması talebimizin duymazlıktan gelindiğini, hatta gündeme bile alınmadığını biliyoruz. Bu konuda konuşmaya, derdini, endişeni anlatmaya kalkarsan sana daha fazla çalışmanı tavsiye ediyorlar. Şaka değil gerçek söylüyorum. Aynen bu söylediklerini de hayat geçirmek için resmen teşvik paketi açıkladılar. 8-8 çalışma yapacak bölümlerde mesaiye kalacak arkadaşlara +1 saat fazla mesai yazılacağını belirtiler. Yani normal çalışma saatini 4 saat aştığında işçiye 5 saat yazılacak. 1 saat bizden kampanyası adeta. Bitmedi, 3 ay boyunca bu çalışma temposunu sürdürebilirsen ikramiye. Yine bitmedi bu çalışma düzeninde aksama olmazsa market alışveriş çeki. Unutun virüsü, kazanacaklarınıza bakın deniliyor resmen.

14 GÜN SONRA YENİDEN GERİ DÖNECEĞİM

Şu anda bundan sonra ne olacağını bilmiyorum. Bilmiyorum diyorum çünkü size bu satırları yazarken karantina altındayım. 14 günlük karantina sürem dolduğu zaman tekrar Vestel’e, çalışma bandıma, yemekhaneye, mola verdiğimiz kameriyelere geri döneceğim. Şu karantina günlerinde çalışma arkadaşlarımdan en fazla duyduğum sözler, “O bölümdeki arkadaş virüsten ölmüş, şu bölümdeki arkadaş virüs kapmış, hastanedeymiş, o da karantinaya girmiş evdeymiş” oluyor. Resmen kabus gibi.

KİMSE İŞÇİLERİ SUÇLU GÖSTERMESİN

Beraber çalıştığımız, her gün selamlaştığımız arkadaşlarımızın ya ölüm haberini alıyoruz ya da hastaneye yatışlarını. Bu tarifi zor bir durum ama Vestel’de artık olağanlaştı desek yeri vardır. Çünkü 15 binden fazla işçinin çalıştığı bir fabrikada bu kadar kolay bulaşan bir hastalığın önlenemeyeceği ve nihayetinde hepimizi vurup geçeceği başından bu yana belliydi. Kaldı ki, Vestel sadece Manisa merkezden işçi çalıştırmıyor. Akhisar, Salihli, Turgutlu başta olmak üzere İzmir ve İzmir’in birçok ilçesinden servisler gidip geliyor. Yani Vestel’de çalışan ve ne yazık ki virüsü ama hafif ama ağır geçiren, ya da hiçbir belirtisi olmayan arkadaşlarımız her gün işe gelip gitmeye oradan evlerine, kahvehanelere, çarşıya pazara yani her yere gidiyorlar ve virüsü de beraberinde gezdiriyorlar.

Ama sakın bizi, Vestel işçisini suçluymuş gibi, virüsü yayıyormuş gibi göstermeye kalkmasınlar. Bizi bile bile ölümüne çalıştıranlara sorsunlar bu durumu. Şimdi basına yansıyan ölüm haberleri bu durumda bir değişiklik yaratır mı? Hiç sanmam. Çünkü Vestel gibi beyaz eşya üretimi ağırlıklı çalışan büyük bir fabrikanın özellikle bahardan kışa kadar son sürat çalıştığını, üretime hiçbir şekilde ara vermediğini çalışanlar çok iyi bilir. Eğer, yasal yollardan bir girişim, denetleme yapılmazsa, işçinin haklarını koruyup kollayan kuruluşlar bize yol göstermezse bu virüs Vestel’de hepimizin canını yakmaya devam eder.

Reklam