17 Kasım 2012 11:32

Karakteistik sorunlar

Üniversite hayatı eşsiz bir deneyimdir, hele Boğaziçi’nde yaşanıyorsa, diye yazıyor Boğaziçi Üniversitesi’nin tanıtımlarında. Peki, Lisans Yerleşme Sınavları'nda en yüksek puanlı öğrencilerin tercihi olan Boğaziçi Üniversitesi bu "eşsiz deneyim " vaadini ne kadar karşılayabiliyor?  Bu deneyi

Karakteistik sorunlar
Paylaş
Eda Tülek


Üniversite hayatı eşsiz bir deneyimdir, hele Boğaziçi’nde yaşanıyorsa, diye yazıyor Boğaziçi Üniversitesi’nin tanıtımlarında. Peki, Lisans Yerleşme Sınavları'nda en yüksek puanlı öğrencilerin tercihi olan Boğaziçi Üniversitesi bu "eşsiz deneyim " vaadini ne kadar karşılayabiliyor?  
Bu deneyimle kastedilen hazırlık sınıfı öğrencilerinin şehirden ve ana kampüsten izole edilmiş bir okulda, kötü ulaşım koşulları ve görmezden gelinen yurt ve yemekhane sorunlarıysa cevabımız: fazlasıyla.      
Boğaziçi Üniversitesi'ni kazanan hazırlık sınıfı öğrencilerinin yurtlarının ve dersliklerinin bulunduğu, Kilyos'ta kurulmuş olan Sarıtepe Kampüsü'nün ilk bakışta en karakteristik sorunu şehre olan uzaklığı. Bir saatlik bir uzaklık özellikle İstanbul gibi büyük ve trafik problemi olan bir şehirde önemli bir mesafe gibi durmuyor. Bunu daha büyük bir sorun haline getirense İETT otobüslerinin oldukça seyrek aralıklarla kalkıyor olması. Sarıtepe Kampüsü'nden ana kampüse kalkan otobüs seferleri hafta içleri saat 07.30'da başlayıp 08.45, 11.15, 13.45, 14.25, 16.15, 18.45, 20.00, 21.15 seferleriyle devam ediyor. İki otobüsün kalkışı arasında kırk dakikadan iki buçuk saate uzanan farklar olması, ulaşımı öğrenciler için oldukça zor hale getiriyor. Saat 21.15'ten sonra dışarı çıkmak isteyen bir öğrenci yalnızca Maslak'a kadar giden 23.45 otobüsünü bekleyip Maslak'tan gideceği yere aktarma yapmak zorunda kalıyor. Öğrencilerin daha fazla dışarı çıkmak isteyecekleri hafta sonlarında ise 07.30, 14.25 ve 20.00 otobüsleri kalkmıyor bile. Sefer saatleri arasındaki farkın bu kadar fazla olması öğrencilerin okuldan çıkış saati olan 14.15'ten sonra kalkan ilk otobüs olan 14.25'in ve ona yetişebilecek ya da sığabilecek kadar şanslı olmayan öğrencilerin bindiği 16.15 otobüsünün alabildiğince kalabalık olmasına sebep oluyor.
Sarıtepe Kampüsü'nün ulaşımla ilgili bir başka problemi ise ana kampüsten kalkan otobüslerin saatleri. Saat 10.00'da başlayan otobüs seferleri hafta içleri 12.30, 15.00, 17.30, 18.45, 20.00, 21.30 ve 23.00 şeklinde sıralanıyor. Tıpkı Sarıtepe Kampüsü'nde olduğu gibi burada da otobüsler arasında en az bir saat on beş dakikalık bir mesafe olması en büyük sorun. Ancak buradaki bir başka sorun ilk ve son seferlerin saatleri. Hisarüstü'nden Kilyos'a giden son otobüsün 23.00'da olması bu otobüsü kaçıran bir öğrencinin Sarıtepe Kampüsü'ne dönememesi demek oluyor çünkü İETT'nin şehirden uzak ve ulaşımı zor bir yere inşa edilmiş olan bu kampüse gidebilecek başka bir aracı yok. Aynı şekilde; ana kampüsten kalkan ilk otobüsün saat 10.00'da olması hafta içi bu saatte Hisarüstü'ndeki ana kampüsten otobüse binen bir öğrenicinin ilk dersine yetişemeyecek olması anlamına geliyor. Ulaşım koşullarının iyileştirilmesiyle ilgili taleplerimizi dile getiren imza kampanyası da henüz sonuç vermiş görünmüyor.
Kilyos'taki kampüste sorunlar yalnızca ulaşımla sınırlı değil. Buradaki önemli sıkıntılardan bir kısmı İkinci Kilyos Yurdu'nda kalan öğrencilere ait. Üzücü bir şekilde, yurtlara Lisans Yerleşme Sınavları'nda ulaştıkları başarıya göre yerleştirilen öğrenciler Birinci ve İkinci Kilyos Yurdu'nda aynı koşullarda kalmıyorlar. Bu kast sistemi; birinci yurttaki öğrenciler her dairenin kendine ait mutfak ve banyosunun bulunduğu 4 veya 8 kişilik daire tipi odalarda kalırken, ikinci yurttaki öğrencileri her katta bulunan ortak mutfak banyo ve tuvaletleri kullanmak zorunda bırakıyor. Üstelik ikinci yurttaki öğrenciler birinci yurttakine göre daha küçük odalarda kaldıklarını, mutfaklarında buzdolabı bulunmadığını ve birinci yurtta odalara düzenli olarak tuvalet kağıdı bırakıldığı halde kendi tuvaletlerine bırakılmadığını belirtiyorlar.
Bir başka sorunsa yemekhanede kendini gösteriyor. Günlük yemek listesinde vejetaryen öğrenciler için alternatifin bulunmaması bu öğrenciler için önemli bir sıkıntı. Bu sorunu dile getiren ve kendileri için uygun yemeklerin çıkmasını isteyen öğrencilerinin taleplerinin kayıtsızlıkla geri çevrilmesi, bugüne kadar böyle olduğu için bundan sonra da değişiklik yapılmasına gerek görülmemesi ise sorunu olduğunda daha büyük hale getiriyor. Öğrencilerin taleplerinde ısrarlı olmaları sonucunda bir yemek listesinde değişiklikler yapıldıysa da maalesef süreklilik sağlanamıyor. Yemek listesinde vejetaryen öğrencilere hitap eden seçenekleri sıklıkla göremiyoruz.
Sosyal etkinliklerin bolluk ve bereketiyse Boğaziçi Üniversitesi'nin Sarıtepe Kampüsü'ndeki öğrencileri için karşılayamadığı vaatlerden bir diğeri. Daha önce de belirttiğimiz gibi şehre uzaklığın ve ulaşımın önemli bir sorun olduğu kampüste sık sık dışarı çıkamayan öğrencilerin, ne yazık ki kampüs içindeki vakitlerini değerlendirebilecekleri etkinlik sayısı oldukça sınırlı. Öğrenci kulüplerinin mesafeden dolayı pek uğramadığı Kilyos'taki kampüsümüz, yine ana kampüse olan uzaklığı ve öğrencilerine ayırdığı mekanların yetersizliği sebebiyle öğrencilerin burada düzenleyebilecekleri aktiviteleri de oldukça sınırlıyor. Kampüsteki kütüphane arşivinin yetersiz olması da sayabileceğimiz bir diğer eksiklik.
Boğaziçi Üniversitesi hem akademik hem sosyal anlamdaki yeterliliğiyle ve kampüste sahip olduğu atmosferle diğer üniversitelerden ayrı tutulan bir okul. Ancak toplumda oluşan algıyla var olan gerçekler her zaman örtüşmeyebiliyor. Özellikle Sarıtepe Kampüs'teki sorunların fazlalığı ve taleplerin görmezden gelinmesi problemlerimizi daha da ciddileştiriyor ve hazırlık okulunun şehirden ve üniversitenin merkezinden bu kadar uzağa taşınmasının amacını daha fazla sorgulamamıza sebep oluyor. Şehre yeni gelen öğrencilerin sayıca fazla olduğu Sarıtepe Kampüsü'nde öğrenciler; şehri ve dört yıl boyunca eğitim görecekleri üniversiteyi ve akademik çevreyi tanıma fırsatı bulamadan, pek çok sorunla karşılaştıkları ve taleplerini duyuramadıkları bu okulda bir yıl boyunca dışarıyla olabildiğince az iletişim kurarak, kendi sorunlarıyla baş başa bırakılarak tutulmaya çalışılıyor gibi görünüyor.

ÖNCEKİ HABER

Ankara'da 'Sanatsevici' olmak

SONRAKİ HABER

Ankara Tiyatro Festivali başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...