04 Ağustos 2020 00:49

Hurmanın adı cennet, üretim koşulları cehennem

Dikildikten üç yıl sonra meyve, beş yıl sonra verim elde edilen hurmada üreticinin derdi büyük. Akdeniz sineği ve mantara karşı devletin kuruş desteği olmaksızın yapılan üretim çiftçiyi geçindirmiyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Sedat BAŞKAVAK
Mersin

Cennet meyvesi -Cennet Hurması da derler- domatese benzer şekli açık kırmızı rengi ile olgunlaştığında yemeye doyum olmaz. Trabzon hurması diye bilineni de vardır, Akdeniz hurması da. 1920’lerde Fransızlar tarafından getirilen hurma önce Hatay, sonra da başkaca yerlerde yetiştirilmeye başlandı. Abanoz ailesine ait bir ağaç türü olan Trabzon hurmasının anavatanı Çin ve Japonya olarak bilinir. Vitamin ve mineral açısından oldukça zengin olan cennet meyvesi A ve C vitaminlerinin yanı sıra karbonhidrat, fosfor, protein, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum ve magnezyum barındırması nedeniyle oldukça zengin bir besindir. Mide hastalıklarına iyi geldiği ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği belirtilen hurma aynı zamanda antioksidan kaynağı olarak göz sağlığına iyi gelirken, yaşlılığa bağlı yüksek tansiyon ve kolesterolü düşürücü özelliği vardır. Kansızlık, bağırsak iltihabına iyi geldiği bilinen hurma içerdiği yüksek lif oranı nedeniyle de kilo vermeye yardımcı olur.

Yiyen yerken aldığı tattan ‘kendi cennetini yaşar’ da, yetiştiren üretici köylüler açısından aylarca süren bakım, sulama, 15 günde bir ilaçlama ve satışı sonrasında ele geçecek para ile kurulan cennet hayali tüccarlar tarafından bozulunca geriye çekilen eziyetin cehennem duygusu kalır. En çok Akdeniz bölgesinde yetiştirilen hurmanın Karadeniz, Ege ve Marmara bölgesinde de yetiştirildiğine rastlanır. Mersin’in Çamlıyayla ilçesi köyleri hurmanın en çok üretildiği yerlerden biri. Kadıncık Barajı etrafındaki köylerin çoğunun yetiştirdiği hurma bölge köylüsü açısından yetmese de geçim kaynağı olmuş. Kadıncık Barajı üzerine kurulu Darıpınarı köylülerinin geçim kaynağı olan hurmayı köylülerle konuştuk.  

Akdeniz meyve sineği bölge tarımının en önemli sorunu olunca Darıpınarı Muhtarı Süleyman Tanrıverdi de, “Sulamayı eksik etmeyip, ayda iki defa ilacını, sonbaharda gübresini verince başka bir şey istemiyor” diyerek 6-7 aylık bakımı üç cümleyle özetlese de, öncelikle bu sene meyve sineğinin görülmediğine vurgu yapıyor. Ve ekliyor: “Şimdiye kadar bazı meyvelere girerdi ama daha girmedi. Erik, şeftali vb. meyvelerde yok, umarım hurmada da olmaz ve kalite yüksek olur.”

“Etrafımız hep hurma ağacı bu bölgede hurmaya özel destek mi var” diye soruyoruz. Muhtar Tanrıverdi şunları anlatıyor: “ÇKS kaydı olanlar tarım sigortası yaptırdığında dolu vurursa zararını alıyor. Onun dışında bir destek yok, 8 dönüm hurmam var bir destek almıyorum. Köyde sigorta yaptıran biri vardı o da öldü. Şimdilerde sigorta yaptıran da yok. Üç dönüm, beş dönüm bahçem var, sigorta yaptırsam masraf. Allahtan gelene razı olayım diyoruz. Yeni bahçe yapmak isteyene yüzde 75’e kadar hibe desteği var. Yeni bahçe dikildiğinde üçüncü yılda meyve vermeye başlayan hurma ağacı beş yaşından sonra verim vermeye başlar. 30-40 dönüm bahçeniz varsa senede 200-300 bin lira geliriniz olur. Küçük arazi ile geçim zor arazi büyük olacak. Bizim köyde en büyük arazisi olanın bütün parçaları topladığınızda 16 dönüm bahçesi var. Dışarıdan gelir olmasa zor. Sadece bahçeye güvenen yoktur. Pek çoğunun kendine göre ek işleri var, kimisi inşaata gidiyor, kimisi yevmiyeye, kimisi tavuk besliyor, bazısı da emekli böylece yaşıyorlar. Durumu kötü olan insan da yok, herkesin arabası da var.”

“HURMAYI KONUŞALIM AMA BAŞIMIZA BİR ŞEY GELMESİN”

Babadan kalma sekizer dönümlük iki bahçede hurma yetiştiren Enver Saban “Hepsiyle babam ilgilenirdi, babam rahatsızlığından dolayı iki yıldır ben ilgileniyorum ama konuşunca başımıza bir şey gelemesin” diyerek kendince, memleketin içinde bulunduğu durumda köylünün bile konuşmaktan çekindiğini ifade etmeye çalışıyor. “Hepsi hepsi hurmayı anlatacaksın ne olacak ki” diyor ve konuşmaya başlıyoruz.

Geçen yıl 2.5 TL’ye vermiş hurmayı. “Bu yıl meyve az, kaliteli bir meyve çıkarsa geçen senekini yakalar diye düşünüyorum” diyor. “Geçen yıl hurmayı verdikten sonra bu yıl toplamaya kadar ne emek veriliyor, üretim için neler yapılıyor, ne kadar harcama yapılıyor?​” diye soruyoruz. Yanıtı şöyle: “Burası 8 dönüm bahçe, havalar sıcak gitti verim kaybı yarı yarıya, belki de daha düşük çıkar. 25 ton mal çıkacaksa 8-10 ton ancak çıkar. Hasattan sonra ekimin sonlarına doğru budama yapılıyor. Gübresi verilir, gerekirse hayvan gübresiyle takviye yapılır. Bahar başlarken mart ayında tekrar gözden kaçan dallar budanır. Bahar ilaçlaması yapılır. Ağaçta filiz açmadan bir ilaçlama daha yapıyoruz. Mart sonunda ağaç uyanır ve filiz açmaya başlar, o zaman bir ilaçlama daha yapılır. Çünkü burası nemli, baraj gölü de nemi artırınca mantar hastalığına baş edemiyoruz, ancak ilaçlama ile baş geliyoruz. 15 günde bir ilaç veriyoruz, meyve sararmaya başladığında Akdeniz sineğine karşı iç kurdu ilacı atıyoruz. Nisanda başladığımız ilaçlama eylüle kadar devam ediyor. Bu da demektir ki 10 defa ilaçlama yapıyoruz. Eylülden itibaren de Akdeniz sineğiyle mücadele hız kazanıyor, en zor kısmı odur. İlacın her atılışı mazot ve kimyasal ilaç toplam bin lirayı buluyor. Ayda 2 bin lira da ilaç masrafı var. Ayrıca defne yaprağını kaynatarak yaptığımız bir ilaç var sinek kovucu olarak kullanıyoruz. Kükürt ve kireci kaynatarak bir ilaç kaynatıyoruz, haşereden yılana kadar hepsini uzaklaştırıyor. Gübrenin torbası 110 lira, bu 8 dönümlük bahçede 300 ağaç var, 20 torba gübre kullanıyoruz 2 bin lira yapıyor. İki defa gübre atılıyor buda maliyete etki eden diğer faktör ve gübre desteği de olmalı. Yıl boyu sulama yapmak zorundayız çünkü hurma suyu seven bir meyve. Saat ücreti karşılığı sulama yapıyoruz. Saati 4 liradan en az haftada bir gün 24 saat sulama yapmak zorundayız. Aya vurunca 100 saat yapıyor, en az 4 ay suladığınızda oda yüklü bir para tutuyor. Emeği zor bir meyve, 3 çocuk bir eş toplam 5 kişi burada çalışıyoruz. Hepsinin içinde yapılan işçilik ve emek yok.”

ÜRETİM YÜZLERCE TON, DESTEK SIFIR

Üretici Enver Saban Darıpınarı ve çevre köylerde üretilen hurma miktarının bin tonu bulabileceğini söylüyor. “Üretimine bir devlet desteği olmayan hurma neden bu kadar çok üretiliyor” sorumuza ilişkin şunları söylüyor: “Eskiden bu kadar emek ve masraf istemezdi, hastalığı yoktu. Sonraları mantar hastalığı ortaya çıktı, önce üstlerdeki yaprağı döküyor, yaprak bittikten sonrada meyveyi aşağıya indiriyor. İlaçla destekliyoruz ki verim alalım. İlaç desteği verilmesi lazım. Devlet şeftaliye yaptığı gibi bize de destek çıksa çok iyi olur. Şeftaliyi Akdeniz sineği vurmasın diye sinekkapanı veriyor. Bu kapanların bizlere de dağıtılması gerekir ama bu konuda bir destek yok. Geçtiğimiz yıl sinekkapanının en ucuzu 45-50 liraydı. Bu yıl belki de 60-70 lira olacak. Bir dönüme 4-5 tane konuyor ve her yıl değişmek zorunda hesabını siz yapın. Bize hurmadan dolayı diğer ürünler gibi mazot, gübre vs. bir destek yok. Geçen ki sıcaklardan dolayı ağaçlar meyve bıraktı. Zarar tespiti yapılıp devlet desteği verilmeli.”

ÖNCEKİ HABER

Hakkari'de gösteri ve yürüyüş 15 gün yasaklandı

SONRAKİ HABER

Prof. Dr. Özlü'den tatilden dönenlere "14 gün dikkatli olun" uyarısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...