17 Temmuz 2020 05:57

Donbasslı kadınlar "savaşın kayıpları"nı arıyor

Ukrayna güçleri ile fiili olarak bu ülkeden ayrılan Donbass güçleri arasında 2014’te başlayan savaşın bir sonucu da “kayıplar” oldu. Kayıp yakınları Olga Polegenkaya ve Yelena Klimçuk ile görüştük.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Okay DEPREM
Donetsk

On binlerce kişinin öldüğü ve yaralandığı; yüz binlerce insanın ise yerinden yurdundan olmasına neden olan Donbass Savaşı, arkasında bıraktığı yüzlerce kayıpla da anılmaya devam ediyor. Sadece Donetsk Eyaleti’nde resmi rakamlara geçen yüz elli kadar kaybın olduğu bölgede, Lugansk tarafıyla ve de henüz ihbarı yapılmamış olanlarla birlikte gerçek rakamın daha yüksek olduğu sanılıyor.

Savaş kayıplarının izini süren sivil kurumların çabaları sayesinde çok az da olsa belli sayıda kişinin “ölü ya da canlı” bulunmasına karşın; halen kayıp yakınlarının çoğunun hasreti devam ediyor; umutları ise her şeye rağmen sürüyor.

Kayıpların önemli bir bölümü yetişkin olduğu için, geride gözü yaşlı kalan yakınlar ilk etapta eşler ve anneler.

Eşi Vladimir Viktoroviç Polegenkiy Eylül 2014’te kaybolan Olga Mihailovna Polegenkaya ve kayıp oğlunu arayan Yelena Alekseyevna Klimçuk sorularımızı yanıtladılar.

Yelena Alekseyevna’nın kaybolduğunda 35 yaşında olan ve geride iki çocuk bırakan oğlu Dmitri Dmitriyeviç Balagurov, 30 Ekim 2014’te Donetsk Havalimanı civarında kayboldu.

İlk olarak Yelena Alekseyevna sorularımızı yanıtlıyor:

Oğlunuz asker miydi kendisi, yani halk milisleri saflarında mı görev yapıyordu?

Evet, Khartiszk kentinin askeri komutanlık bürosuna kayıtlıydı. Aynı zamanda orada yaşıyordu. Eylülden ekim ayının sonuna değin en az birkaç defa havalimanı etrafında görev almak üzere Donetsk’e çağrıldı ve gittiği her seferinde orada bir iki gün kalıyordu.

Oğlunuzun kayboluşundan hemen önceki süreç nasıl yaşandı?  

En son olarak 28 Ekim tarihinde onu yeniden Khartiszk’ten yollamışlardı. İki gün içinde de kayboldu.  Söz konusu gün sabah saatlerinde eşini aramış ve aynı gün öğleden sonra evde olacağını söylemiş. Kaybolduğunu aynı gün öğlenden sonra sularında içim icabı, şehrin askeri komutanlık ofisine gittiğimde öğrendim.

Dmitri’nin kaybolduğu sırada yanında birileri var mıymış, var ise kimlermiş?

O gün kendisi dahil toplam üç kişiler. O, Snejnoye şehrinden bir çocuk, bir de Rusya’dan gönüllü bir milis. “Sağ Sektör” militanları onları bir yerde kıstırıyor. Snejnoye’den olan oğlanı orada anında kurşuna diziyorlar. Dima (Dmitri’nin kısaltması) ve diğerini de anlaşılan esir alıyorlar. Rus vatandaşını ise bir süre sonra öldürdükleri ortaya çıktı.

Onları esir aldıklarını nasıl anladınız? 

Donetsk Halk Cumhuriyeti (DNR) savaşçıları olay yerine ulaştıklarında bir tek Snejnoyeli çocuğun cesediyle karşılaşıyorlar. Alanda oğluma benzer bir cesede denk gelmiyorlar.

Bu ilk bilgileri edindikten sonra, oğlunuzun izini sürmeye nasıl devam ettiniz?

Sonradan öldüğü anlaşılan gönüllü asker Rusya vatandaşının (Pavel) arkadaşları, bir süre sonra, kendisini öldüren Sağ Sektör’ün bir kısım militanına ulaşıyor telefonla ve ardından bir süre de yazışıyorlar onlarla. Sanırsam Pravıy Sektör’ün onlara sms atması ile aralarında irtibat kuruluyor. Bir mühlet sonra, Pavel’in ahbapları onlara Dmitri’yi soruyor. Onlar da onun askeri belge-kimlik ve fotoğraflarını Khartiszk Askeri Komutanlık Ofisine yolluyorlar. Onlar da peşi sıra o bilgileri bana ulaştırdılar.

Bana verilen bilgilerden hareketle, Sağ Sektör’den “Yarema”  kod adlı bir kişiyle yazışmaya, haberleşmeye başladım. “Odnaklassnika” ve “VKontakte” gibi yaygın sosyal ağlar üzerinden iletişim kuruyordum. Hatta bir defasında da skype üstünden denedik.

‘Yarema’ ile ne zaman haberleştiniz ve akabinde olaylar nasıl bir seyir izledi?

2015’in bahar aylarında. Ondan da önce Donetsk’te askeri esirler meselesine dair bir komisyon kurulmuştu. Şubat ayında komisyon benimle, oğlumun Mariupol’de (Azak Denizi üzerinde, halen Ukrayna’nın kontrolü altında bulunan Donbass liman kenti) bilinmeyen bir yere götürüldüğü bilgisini paylaştı. Hemen üstüne de, Ukrayna Gizli Servisi (SBU) tarafından tutulduğu bilgisi geldi. Ben de bir şekilde oradan birisinin kontağını bulup onunla iletişime geçmeyi denedim.

Bir şey çıktı mı oradan, yani bir sonuç?..

Hayır. Genel olarak da şubat ayından sonbahara kadar elle tutulur yeni bir gelişme yaşanmadı. Sonbahar aylarında ise bir tanıdığım bana, oğlumun Artyomovsk’ta (Donetsk’in kuzey doğusunda, sınırın hemen Ukrayna tarafında kalan ufak bir yerleşim birimi) bir nezarethanede bulunduğunu iddia etti. Ben de hızla oraya gittim.

Orada tam olarak ne yaptınız, nerelere başvurdunuz?

Orada net yarım gün geçirdim. Emniyete bağlı, tutukluların yargılanmaları devam ederken muhafaza edildikleri nezarethaneye gittim. Orayken bana ısrarla Dmitri’nin orada olmadığını savundular. Esasen bana yalan söylediklerini düşünüyorum.

Oradan döndükten sonra devamında ne yapmaya karar verdiniz?

SBU’nun farklı illerdeki temsilciliklerine, “gözaltı merkezlerine” resmi mektup yazmaya başladım. Dnepropetrovsk, Odessa, Zaporojye, Poltava, Sumi, Nikolayev, Kherson, vs. Bunlar arasından salt Artyomovsk’taki ilgili temsilcilik yanıt vermedi. Bu arada tüm bunlar 2015 yılı içerisinde cereyan etti.

Takip eden yılda ve yıllarda ne gibi temel gelişmeler meydana geldi?

2016 yılı zarfında Birleşmiş Milletler’in (BM) Barış Gücü web sitesinde oğlumun profilinin belirdiğini fark ettim. İsim-soy ismi, kimlik-pasaport bilgileri, eski ikametgâhının yer aldığı sitede yalnızca fotoğrafı yoktu. Aradan yıllar sonra, bu sefer 2019’da aynı sitede profili yeniden ortaya çıktı. Bu sefer bilgilerinin yüzde yüz uyuşuyordu, hepsi doğruydu.

O süreçte başka ne gibi girişimleriniz oldu?

2017’de Nadejda Savçenko (Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin meşhur kadın askeri pilotu. Donbass Savaşı’nda halk milisleri tarafından yakalanmasının ardından Rusya’ya iade edilmiş, sonrasında ise takasla Ukrayna’ya teslim edilmişti) ile dahi bir ara telefonlaşıp haberleştim. Fakat ondan da bir şey çıkmadı.

Oğlunuzun bilindik sosyal ağlarda sayfası yok muydu, oradan bir şekilde takip etmeyi denemediniz mi?

Elbette denedim. Bilhassa 2019 yılı zarfında Dima’nın ‘Odnoklassnika’ adındaki sitedeki sayfasına bakmaya başladım. Yalnızca o sitede kullanıcının ne zaman online olduğu görülebiliyordu. 2019’un ilk yarısında toplam dört kez sayfasına giriş yapıldığını tespit ettim.

Orada ona hitaben bir şeyler yazmayı düşünmediniz mi?

Tabii ki düşündüm. Her halükarda, ne olur ne olmaz diye kestirerek, karşıdaki kişinin deşifre olması maksadıyla bir şeyler yazdım. Ertesi gün sabaha karşı ise sayfa silinmişti.

Sonra peki nasıl takip ettiniz, daha doğrusu bir biçimde edebildiniz mi?

Odnoklassnika’nın da ait olduğu “Mail.Ru” grubunun yönetimine yazdım bu hususta. Oğlumun hesabına tam olarak hangi lokasyondan girildiği bilgisini öğrenmek için kendilerine resmi başvuruda bulundum. Konuyla alakalı mahkeme sürecinden çıkacak karar olmadıkça söz konusu bilgileri veremeyeceklerini bildirdiler.

“Kayıp Çocukların Annelerinin Birliği” sivil toplum örgütü ile yolunuz nasıl kesişti?   

İnternet üzerinden kendilerini buldum ve aradım.

Başka benzer bir takım yerel veya uluslar arası teşkilatlardan da çeşitli şekillerde yardım aldınız mı?

2017’de Donetsk’te bana “Cenova İnsan Hakları Konvansiyonu”ndan ulaştılar. Aynı yıl DNR İnsan Hakları Ombudsmanı Darya Morozova ile de kontağa geçtim. Yine, Ukrayna’da kurulup orada faaliyet gösteren “Anti-Savaş” ismindeki örgüt ile de temaslarım oldu. Gene, “Birleşmiş Milletler”e (BM) bağlı bir birim olan “İnsan Hakları Komisyonu” da sorunuma az çok ilgi gösterdi.

Bu arada, diğer kayıpların anneleri veya eşleri ile de bir biçimde bağlantı halinde misiniz, aranızda az çok bir dayanışma ağı – mekanizması mevcut mu?

Evet, yaklaşık yirmi küsur kayıp yakını ile sürekli olarak organik ilişki içindeyim. Daha çok telefon üzerinden irtibat içerisindeyiz, düzenli olarak konuşup bilgi paylaşıyoruz aramızda. 

Bu kayıp yakınları nerelerden genellikle?

Hemen hemen hepsi de şu anki DNR topraklarının farklı noktalarında oturuyorlar.

Son olarak; oğlunuzun çocuklarının, yani torunlarınızın durumundan kısaca bahseder misiniz?

Birisi Khartiszk’te annesiyle beraber. Diğeri ise Ukrayna’da yaşıyor. Dima’nın eşi ve bir çocuğu Kızıl Haç’tan aylık 2 bin Rus Rublesi karşılığı gıda paket çeki alıyorlar.

6 YILDIR EŞİNİ ARIYOR

Eşi Vladimir Viktoroviç Polegenkiy Eylül 2014’te kaybolan Olga Mihailovna Polegenkaya da sorularımızı yanıtlıyor:

Eşiniz tam olarak ne zaman ve nerede kayboldu?

Donetsk Vilayeti’nin şu anda Ukrayna’nın kontrolünde olan kısmında yer alan Slavyansk kentinde 2014’ün 19 Eylül’ünde. Yani savaşın nispeten başlarında.

Peki kendisi savaşa bir şekilde katılmış, direnişte rol almış mıydı?

Hayır, hiçbir şekilde katılmamış, aktif taraf olmamıştı.

O zaman kaç yaşındaydı ve arkasında çocuk bıraktı mı?

1964 yılı doğumlu olduğuna göre, o zaman tam 50 yaşındaydı. Kaybolduğu zaman 27 ve 19 yaşlarında, bir kız bir de erkek çocuk sahibiydi.

İsterseniz kaybolma öyküsüne gelelim. Nasıl gerçekleşti hadise?

Biz bu arada Slavyansk’lı değil, Gorlovka’lıyız (Donbass’ın en büyük kentlerinden, şu anda Donetsk Halk Cumhuriyeti DNR’nin sınırları içerisinde). Söz konusu tarihte sabahleyin evden, akşam döneceğini söyleyerek çıkıp, bir arkadaşının aracıyla Slavyansk’a gitti. 

Sonrası nasıl gelişti?

Öğleden sonraya kadar haber alamayınca aramaya başladım ancak ulaşamadım kendisine, telefonu kapalıydı. Ne var ki, akşam saatlerinde işten eve döndükten sonra eşimin iki numarasından birisi üzerinden bir çağrı geldi. Arayan o değil, kendisini “Sağ Sektör” (Kiev’deki sivil-faşist darbe sürecinin en aktif örgütü ve süreç içinde Donbass’ta savaş çıkmasını tetikleyen ve bugüne kadar sahada nice katliamlara imza atan Neonazi örgütü)  mensubu olarak tanıtan birisiydi. Eşimi tutukladıklarını söylemesinin ardından detaylı fazla bir açıklama getirmeyerek telefonu kapattı.

Eşiniz ile birlikte oraya giden arkadaşına ne oldu?

Olaydan iki gün sonra beni aradı ve eşimin halen onların elinde tutuklu olduğunu, verdiği falanca numarayı aramak suretiyle onlarla anlaşmaya çalışmamı tembihledi.

Aradınız mı vermiş olduğu numarayı?

Evet. Pravıy Sektör’den (Sağ-Sektör) telefona çıkan kişi, “Pazartesi günü yeniden arayın” dedi. Hafta başı tekrar aradığımda ise cevap veren olmadı. Nitekim takip eden altı ay boyunca aralıklarla ne kadar aradıysam da hiçbir sefer ulaşamadım.

Eşinizin arkadaşı sizi aradığında, tutuklanma sürecinin sonrasına dair neler anlattı?

Her ikisini de bodrum katında tuttuklarını, kafalarını ambalajla kapattıktan sonra dövüp, işkence yaptıklarını aktardı.

Peki, kendisi sizi bu süreçte hiç ziyarete gelmedi, olanları yüz yüze anlatmadı mı?

Yalnızca bir kere geldi. O zaman da açıkçası doğru düzgün bir şey konuşmadı. O yegane buluşmamızdan sonra kendisi bir daha da uğramadı ve sonradan Ukrayna’ya gittiğini öğrendim bir biçimde.

Ertesinde ne yaptınız; eşinizin arkadaşları, tanıdıkları aramaya devam ettiler herhalde?

Evet, doğal olarak arkadaşları beni aramaya başladılar ve ben de her defasında onlara, Slavyansk’a bitlikte gittikleri ahbabının numarasını verdim. Onun üzerinden kimisi izini sürmeye çalıştı.

Emniyete gitmediniz mi hiç?

Elbette gittim, eylülün ikinci yarısında, Gorlovka Emniyet Müdürlüğüne başvurarak kayıp formu doldurdum. Sonrasında da bizzat Slavyansk’a gitmeye karar verdim. Ve oranın emniyetinde de benzer bir form doldurdum.

Oradan bir takım sonuçlar çıktı mı?

Kocamı gözaltına alan, polis değil de askeri kimlikli şahıslar olduğundan dolayı, Gorlovka’da beni önce askeri komutanlık merkezine yönlendirdiler. Akabinde aynı mantıktan hareketle Slavyansk’ta da oranın aynı adlı birimine gitmem gerektiğine ikna oldum birkaç ay sonra. Ama açıkçası bunun için biraz geç kalmıştım. Bir de malum, Ukrayna tarafına geçme şartları güçleşince bu işi iyice ertelemek zorunda kaldım.

Çocuklarınız DNA testi yaptırdılar mı?

Evet. Öncelikle kızım henüz 2014 içerisinde doğrudan Slavyansk’ta yaptırdı. Oğlum da sonradan Donetsk’te uygulattı aynı testi.

Bugün Donbass’ta, savaş kayıplarını arayan yegâne sivil toplum kuruluşu mahiyetindeki “Kayıp Çocukların Annelerinin Birliği” ile nasıl temas kurdunuz?

Esasen ilk olarak onlar beni aradılar. Numaramı da “Kızıl Haç”tan almışlar. Gene, AGİT ve BM’nin buradaki temsilcilikleri ile de irtibatım vardı.

Bu örgütlerden birinci derece kayıp yakını olmanız dolayısıyla herhangi bir yardım alıyor musunuz?

Kızıl Haç’tan alıyorum, evet. Anlaşmalı bir mağazada geçerli olan ve birkaç bin Rus Rublesine tekabül eden gıda ürünleri çeki temin ediyorlar aylık olarak. Adı geçen diğer uluslararası organizasyonların ise böyle bir programı mevcut değil.

Çocuklarınızın her ikisinin de DNA testi yaptırdığını belirttiniz. Peki, “Genetik Pasaport” da çıkarttılar mı?

Bir kere Ukrayna’da genetik pasaport verecek herhangi bir kurum bulunmuyor. Yani bunun alt yapısı yok orada. Her ikisi de o tarafta yaşadıklarından ötürü, bunu çıkartabilmeleri için bu tarafa gelmeleri gerekiyordu. Oğlumunki geçen sene zarfında çıktı. Kızım da yakında alacak.

Kocanızı arama sürecinde başvurduğunuz bir başka teşkilat oldu mu?

İnternet üzerinden ulaştığımız, belirli bir para karşılığında kayıp insanları arama faaliyeti üzerine hizmet verdiğini beyan eden bir kuruma başvurduk. Fakat nihayetinde bir şey çıkmadı oradan. Kısacası, bu bağlamda yapılabilecek her şeyi yaptık, dört bir tarafa başvuruda bulunduk. Şu an itibariyle geldiğimiz noktada artık bekliyoruz.

Beklemek haricinde elimizden fazlaca bir şey gelmiyor. Umudumuz büyük ölçüde “Kayıp Oğulların Annelerinin Birliği”nden gelecek bir haberde…                        

ÖNCEKİ HABER

Bilim Kurulu Üyesi Turan: İkinci dalgayı eylül-ekim aylarında bekliyoruz

SONRAKİ HABER

Meclisteki 4 partiden ortak "Azerbaycan-Ermenistan" bildirisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...