13 Temmuz 2020 05:10

Dayanışma yaşatır

Dayanışma, önümüzdeki dönemin en önemli özelliği ve AKP yönetiminin dikensiz gül bahçesi istemine karşı, en güçlü silahtı.

Fotoğraf: Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Cumartesi günü başlayan İzmir Tabip Odası olağan gecikmiş genel kurulu, dün yapılan seçim ile tamamlandı.Genel kurula, pandemi nedeniyle davetli çağrılmazken, yapılan konuşmalarda iki yıllık mücadeleden örnekler verildi. Ve bundan sonra barolarla başlayan AKP iktidarının baskısının diğer meslek odalarına da yöneleceği ve mücadelenin daha da yükseltilmesi gerektiği vurgulandı.

Özellikle demokrasi, insan hakları, özgürlükler, çevre konularında, İzmir’de emek demokrasi güçleri ve yerel yönetimle birlikte daha güçlü bir muhalefet cephesi oluşturulması öne çıktı. Dayanışma, önümüzdeki dönemin en önemli özelliği ve AKP yönetiminin dikensiz gül bahçesi istemine karşı, en güçlü silahtı.

Son hafta içinde, 2 yıl önce yapılan son seçimde yönetimi kaybeden Hekim Güçbirliği grubu seçimi boykot edip, seçime katılmayacağını açıklayarak, üyeleri seçime katılmamaya çağırsa da, bu cılız talep karşılık bulmadı. Dün yapılan seçime 953 tabip odası üyesi katılarak, oylarını kullandı. Daha önce normal koşullarda yapılan ve birden fazla listenin yarıştığı seçimlerde 2200-2500, tek liste ile seçime girildiğinde ise 750-900 üyenin oy kullandığı hatırlanılırsa, bu olağan dışı koşullarda- pandemi ve yaz dönemi- bu sayı çok anlamlı. İzmirli hekimler, son iki yıldır odayı yöneten anlayışa ve önümüzdeki dönemde de aynı anlayışla odayı yönetecek, “biat etmeyen ve sarayın odalarından biri olmayacak Tabip Odası” anlayışına tam destek verdiler.

Son dönem oda başkanı Prof Dr Funda Barlık Obuz, bu dönem delegasyonda görev alırken, en yüksek oyu alarak, son dönemin güven oyunu sadece genel kurulda değil, tüm hekimlerden de almış oldu. Kadın adaylar bu dönem tüm kurullarda göreve talip olurken, ilk sıralarda tercih edilerek, bu anlayışa destek verildi. Önümüzdeki iki yıl İzmir Tabip Odası yönetimi, yeni katılımlarla kaldığı yerden mücadeleye devam edecek. Sadece İzmir’de değil, Ege bölgesinde, Ankara’da da.

Çalışma alanlarındaki hekimlerin tüm sorunları, ana sorumlulukları iken, halkın sağlık hakkı yine vazgeçilmez görevi olacak. Yerelde insan hakları, çevre sorunları, kentsel sorunlar ile uğraşırken, tam bağımsız bir ülkede barış içinde bir arada, kardeşçe yaşamın kavgasını verecek. Tabi ki ortak yol arkadaşları ile. ‘Dayanışma Yaşatır’ derken; ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz’ şiarını unutmadan.

Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI