08 Temmuz 2020 00:00

Bir işçi gencin yaşamı

"Kıdem tazminatı yılların yıpranmışlığının karşılığı”

Dominik Bedranz/ Unplash

Paylaş

Adnan KARATAŞ

Adana

 

Adana’da temmuz ayı, dışarıda dolaşırken asıl rengi açık pembe olan üstünüzdeki tişörtün terden sırılsıklam olup tamamen koyu pembeye dönüşmesidir. Pandemi ile birlikte takılan maskelerde ter içinde kalınca aldığınız nefesle burnunuza kaçan ter, size denizde burnunuza su kaçma hissiyatını yaşatıyor. İçine bindiğiniz kliması çalıştırılmayan belediye otobüsü sıkışık trafikte “az ilerlese de açık olan pencerelerden içeri rüzgâr girse” diye umut içinde bekliyorsunuz. Otobüs artık Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa semtine varınca 19 yaşındaki işçi Serkan ile buluşup bir kahveye geçip serinlemek için meyveli sodalarımızı yudumluyoruz. Oturduğumuz kahvede pandemiden dolayı oyun oynamak yasak olduğu için, iş yapamayan kahve sahibi de bizi güler yüz ile karşılıyor.  Ardından Serkan’la sohbetimiz başlıyor.

KIDEM FONA DEVREDİLEMEZ

Serkan, polyester üreten SASA fabrikasına ait bir şantiyede elektrikçi olarak çalışıyor. Her sabah saat 06.00’da uyanan Serkan biraz sosyal medyaya baktıktan sonra sabahları kahvaltı yapmayı sevmediği için aç bedeni ile 07.30’daki işyeri servisi için hazırlanıp servisin geldiği durağa doğru yol alıyor. Pandemiye rağmen balık istifi gibi olan serviste arada ayakta giden işçiler dahi oluyormuş. Fabrikanın yolunu tutan kalabalık servis, polis uygulamasına takılmamak için ara sokaklardan geçe geçe 07.55’te fabrikanın önünde oluyor. Serkan ve diğer işçiler kartlarını turnikeye okutarak 08.00’de hep birlikte işbaşı yapıyorlar. Serkan şantiyede günde 8 saat çalışıyor eğer zorunlu mesaiye kalırsa 10 saati de buluyormuş çalışması, aylık maaşı da her gün artan enflansyonla birlikte eriyen asgari ücret! SASA’nın ana yükleyici firmasında Serkan’la birlikte ortalama iki yüz işçi çalışıyor. Son haftalarda işçiler içinde tartışılan kıdem tazminatının fona devredilmesi konusu hakkında fikrini sorunca Serkan’a, kalın kaşlarının altındaki gözleri daha da açılarak kıdem tazminatının fona devredilmesine karşı olduğunu sinirli bakışları ile söylüyor. Serkan kıdem tazminatının işçinin emeği ve tek güvencesi olduğunu belirtirken “Aynı zamanda kıdem tazminatı yılların yıpranmışlığının karşılığı” diyor.  Ayrıca Serkan SASA’daki taşeron şirketler işçiye kıdem tazminatı vermemek için çalışanlara haber vermeden 6 ayda bir işçilere çıkış giriş yapıyorlarmış ya da iflas diyerek şirket adı değiştiriliyormuş. Kıdem meselesinden dolayı işçilerin hükümete tepkili olduklarını belirtiyor Serkan. İşçiler kendi aralarında eğer değişiklik olursa mutlaka bir hak kaybı olacağını konuşuyorlarmış.

KIRMIZI ÇİZİK

Çalışma şartlarına gelince, Serkan’ın çalıştığı yerde ise hafta içi mesaiye kalmayanlar için pazar mesai ücreti kesiliyormuş. Sabahları kahvaltı yapamayan Serkan öğle arası acıkan karnını doyurmak için yemekhaneye gidip yemeğini yediği gibi hızlıca iş sahasına gidiyormuş. Eğer yemek yedikten sonra 1 dakika dahi yemekhanenin orda boşta görülürse SASA fotoğrafını çekip yüklenici firmaya atıyor ve üstüne kırmızı çizik çekilerek işten çıkarılıyormuş. Kırmızı çizginin kendisi bir daha asla SASA’nın kendisinde ya da taşeronunda çalışılamayacağını ifade ediyor. Mola saati dışında oturmanın yasak olduğu iş yerinde 8-10 saat ayakta çalıştıktan sonra, mesai bitimine doğru 43 numara ayaklarına kara sular iniyor. Serkan mesaiye bırakmamaları için içinden dua ettiğini söyleyip bir an önce işini bitirip eve gitmek istediğini söylüyor.

Serkan eve gidip günün yorgunluğunu duş alarak gidermeye çalışıyor. Akşamları genellikle evinde sosyal medya hesabı olan Instagram’ında dolaşıyor. Arada dışarı çıkıp mahalledeki arkadaşları ile 101 Okey oynayan Serkan bir türlü işine yarayan taş gelmediği için oyunu kaybettiğini ifade ediyor. Haftada bir gün tatili olan Serkan, eğer mesaiye kalmıyorsa haftanın yorgunluğunu evinde istirahat ederek geçiriyor.

Serkan’a geleceğe ilişkin planlarını sorunca içinde yaşadığımız sistemde apaçık ortada diyor. Bu yüzden geleceğe dair hayal bile kuramadığını söylüyor. Şantiyedeki işin bitmesi ile işsiz kalma fikri kendisinin kalp atışlarının hızlandırıyor.

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Süleyman Girgin'den kanun teklifi: Bu da işçinin kıdem yasası!

SONRAKİ HABER

Bir tarafta ölenler, diğer tarafta moral yemeği yiyenler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...