16 Mayıs 2020 23:30

Evrensel'e dönük tekzip kararına tepki: Neyin haber olacağına gazeteciler karar verir

Evrensel'de yayımlanan “CHP’li Özel’den Altun’a izinsiz inşaat tepkisi” başlıklı habere dair mahkemenin tekzip kararı vermesine CHP'li Özel ve basın meslek örgütleri tepki gösterdi.

Fotoğraf, Gazeteci Barış Yarkadaş'tan temin edilmiştir

Paylaş

Evrensel'de yayımlanan “CHP’li Özel’den Altun’a izinsiz inşaat tepkisi” haberi üzerine mahkeme, “Gazetecilik faaliyeti icra edilmediği, yazı metninin haber değeri taşımadığı…” iddiasında bulunarak, tekzip yayımlanmasına karar verdi.

CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel “Türkiye’ye bu utancı yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Bir saray bürokratı istedi diye Evrensel, gazetecilik yapmaktan vazgeçmeyecektir. Bir atanmış bürokrat istedi diye Cumhuriyet Halk Partisi doğru bildiği gerçekleri açıklamaktan geri durmayacaktır.” derken Evrensel Gazetesinin Avukatı Devrim Avcı “Bir hakimin ‘Bu haber değildir’ diye bir takdir yetkisi olmadığını düşünüyorum” dedi.

Basın Meslek Örgütleri ise mahkeme kararına tepki göstererek neyin haber olup olmayacağına gazetecilerin karar verebileceğini belirtti.

MAHKEME: HABER DEĞERİ TAŞIMIYOR

Cumhurbaşkanı İletişim Danışmanı Fahrettin Altun’un Vekili Sezgin Tunç aracılığıyla İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliğine 16 Nisan’da Evrensel’de yayımlanan “CHP’li Özel’den Altun’a izinsiz inşaat tepkisi” haberimizle ilgili yaptığı tekzip başvurusu mahkeme tarafından kabul edildi.

Sulh Ceza Hakimliği kararında “İddia edilen husus hakkında bilgi, belge ve araştırmaya dayalı bir gazetecilik faaliyeti icra edilmediği, söz konusu yayımlanan yazı metninin haber niteliği taşımadığı, bu nedenle haberin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, söz konusu içeriklerin haber boyutunu aşarak kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu görülmekle…” denilerek tekzip yayımlanmasına hükmetti.

Altun ise “… Haber niteliği taşımayan yazı ile müvekkili hakkında gerçek dışı haber yapılarak gazetecilik ilkelerinin çiğnendiğini, kamuoyunu yanıtlamaya yönelik asılsız yazılar olduğunu beyan ederek…” diyerek mahkemeden tekzip kararı verilmesini istedi.

Haberimizle ilgili daha önce erişim engeli kararı verilmiş, itirazımız ise reddedilmişti. Basın İlan Kurumu da Evrensel'den savunma istemişti.

ÖZGÜR ÖZEL: MESLEK ÖRGÜTLERİ KARAR VEREBİLİR

CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel ise “Bu karar, muhalefet partisini susturmayı amaçladığı kadar, tek sesli bir medya düzenine öykünüldüğünün ve bunun bizzat Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı eliyle yapılıyor olduğunun kanıtıdır.” dedi.

Özel “Kararda ana muhalefet partisi grup başkan vekili sıfatıyla yaptığım açıklamanın ‘haber niteliği’ taşımadığı ileri sürülmüştür. Dünyanın her demokrasisinde, bir siyasi parti sözcüsünün açıklamaları haber değeri taşımaktadır. Dünyanın her yerinde bir haberin ‘haber değeri’ taşıyıp taşımadığına da mahkemeler değil, basın meslek örgütleri karar verebilir.” diyerek şöyle devam etti:

"EVRENSEL GAZETECİLİK YAPMAKTAN VAZGEÇMEZ"

“Bir Cumhurbaşkanlığı bürokratının, Boğaziçi Kanunu’na aykırı işlem yapmış olması başlı başına haber değeri taşıdığı gibi, bu konuda ana muhalefet partisinin görüşü de elbette haber niteliğindedir. Fahrettin Altun, sahip olduğu kamu gücünü kötüye kullanarak, gazeteler ve televizyon üzerinde yarattığı fiili kontrol mekanizmalarıyla hangi haberin, hangi sayfadan, ne boyutta gireceğine karar vermektedir ve bunu alışkanlık haline getirmiştir. Ancak Altun ve emrindeki Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi Evrensel gazetesi gibi gazeteciliğin evrensel ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olan bir avuç gazeteyi kontrol edememekte, bu nedenle de yargı kararları ya da idari kararlarla bu mecraları terbiye etmeye çalışmaktadır.

Bu tip uygulamaların sonucu Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün hazırladığı ‘basın özgürlüğü endeksi’nde 180 ülke arasında 154’üncü sıraya kadar gerilemiştir. Türkiye’ye bu utancı yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Bir saray bürokratı istedi diye Evrensel, gazetecilik yapmaktan vazgeçmeyecektir. Bir atanmış bürokrat istedi diye Cumhuriyet Halk Partisi doğru bildiği gerçekleri açıklamaktan geri durmayacaktır.”

"EVRENSEL’E GÖZDAĞI VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR"

Türkiye Gazeteciler Sendikası Hukuk Biriminden Avukat Ülkü Şahin söz konusu cevap ve düzeltme kararının basın ve ifade hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğunu belirterek “Bir milletvekilinin sözlerinin haberleştirilmesi nedeniyle bu kararın verilmesi kabul edilemez.” dedi. Hangi partiden olduğu önem taşımaksızın halkı temsil etmek için seçilmiş bir milletvekilinin sözlerinin haber niteliği taşımadığının nerede görüldüğünü soran Şahin şöyle devam etti: “Altun, Özel’in eleştirilerine cevap verebilecek bir pozisyondadır. Ancak bu vesileyle Evrensel’e gözdağı vermeye çalıştığını düşündürmektedir. Öte yandan yasama bağışıklığı yani milletvekillinin görevini serbestçe yerine getirebilmesi amacıyla, onu hükümet tarafından veya özel kişiler tarafından başlatılabilecek olan adli takiplerden koruyan düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda anayasasında demokratik bir hukuk devleti olduğunu ortaya koyan bir ülkede böylesine bir karar kabul edilemez. Bu nedenle Evrensel hakkında alınan bu karar hukuka aykırıdır.”

"GAZETECİLER DEMOKRATİK TOPLUMDA DÖRDÜNCÜ GÜÇTÜR"

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto “Gazeteciler halka ve gerçeğe karşı sorumludur” diyerek mahkeme kararına tepki gösterdi ve şöyle devam etti: “Gazeteciler demokratik bir toplumda dördüncü güç olarak sizin kararlarınızı eylemlerinizi, hukuka aykırı iş ve işlemelerinizi denetliyor ve haberleştiriyor. Konu bu kadar net ve basittir. Habercilik budur. Gazetecilik mesleği budur. Siyasilerin açıklamasının haberleştirilmesi yasaklanamaz. Bunu söylemek bile içinde bulunduğumuz durumun vahametini göstermektedir. Resmi makamların her istediği bilginin açıklanmasının yasaklanması, ilan kesme cezası, erişim engellenmesi, idari para cezaları yoluyla basın kuruluşlarının susturulmaya çalışılması demokratik düzende kabul edilemez. Gazetecinin, basın kuruluşlarının görevini yaptığı için cezalandırılması basın özgürlüğüne aykırılık teşkil etmektedir. Evrensel gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.”

"BU GAZETECİLİK ALANINA KEYFİ MÜDAHALEDİR"

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet Medya Özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu ise Türkiye’de yargı kurumsallaşmasının bir parçası olarak görünen sulh ceza hakimliğini politik bir projenin yürütücüsü olarak gördüklerini belirterek şöyle dedi: “Yıllardır gerekçe bildirmeden, Türkiye’nin uluslararası ifade özgürlüğü taahhütlerine göre tek bir duruş göstermeyen, sistematik sansür, tutuklama kararları veren bu makamlardan medya özgürlüğü, haberde kamu yararı, halkın haber alma hakkı bakımından demokratik duruş beklemek büyük saflık olur. Diğer tüm kararlar gibi, Fahrettin Altun konusunda da, neyin gazetecilik olup olmadığına karar vermek bu hakimliklere düşmez, bu gazetecilik alanına keyfi bir müdahaledir.”  

"BASKININ DOZU HER GÜN ARTIYOR"

DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ise iktidarın, kendilerinden olmayan, biat etmeyen yayın organlarına hükmettiği tüm organlarıyla baskıyı sürdürdüğünü söyleyerek “Bu baskının dozu her geçen gün artıyor.” dedi. Neyin haber, neyin haber olmadığına mahkemelerin değil, gazetecilerin karar vereceğinin altını çizen Eren “Artık iktidarın politikalarına yönelik haberler değil, bir bürokratın imar yasasını çiğnemesine yönelik iddiaların haberleştirilmesi bile suç sayılabiliyor. Bunu yapan gazeteciler abuk sabuk iddialarla yargılanıyor.” diye devam etti.

"RTÜK BİAT ETMEYENLERE CEZA YAĞDIRIYOR"

RTÜK Başkanı’nın “Böyle giderse haberde yorumu engelleyeceklerini” açıklamasına da değinen DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren bunun pervasızlığın boyutunu gösterdiğini söyleyerek şöyle dedi: “Televizyonlardan ölüm listeleri hazırladıklarını söyleyenlere karşı hiçbir yaptırıma gerek olmadığını söyleyen RTÜK, kendilerine biat etmeyen kanallara çeşitli bahanelerle ceza yağdırıyor. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Erdoğan’ın telkin ve talimatlarını emir kabul edeceklerini söylemesi bence Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün hangi boyutlarda olduğunu gösteren en açık örneklerden biri. Artık dayanılmaz hale gelen bu baskılara sadece gazeteciler değil, tüm toplum karşı çıkmalı. Özgürlük alanlarını ancak hep birlikte mücadele ile genişletebiliriz.”

"HAKİMİN ‘BU HABER DEĞİLDİR’ DEME YETKİSİ YOKTUR"

Evrensel'in Avukatı Devrim Avcı “Gazetecilerin neyi, nasıl yapması gerektiğine dair hakimlerin siyasi iktidara yol göstermesi oldu. Bir hakimin ‘Bu haber değildir’ diye bir takdir yetkisi olmadığını düşünüyorum.” dedi. Bunun bir haber olduğunun altını çizen Avcı “Bir milletvekilinin Fahrettin Altun’un söz konusu olayıyla ilgili yaptığı basın açıklamasının haber değeri vardır. Nasıl ki, AKP’li milletvekillerinin ya da bakanların söylediklerinin haber değeri oluyorsa; muhalefet partisinin grup başkan vekilinin söylediklerinin de haber değeri olduğu tartışmasızdır. Bu basın, ifade ve düşünce özgürlüğü kapmasında olan bir haberdir.” dedi.

Siyasi iktidarı eleştiren bir yazının, haberin, makalenin artık mahkemeler tarafından canhıraş bir şekilde engellenmeye çalışılmasının asıl sıkıntı olduğunu aktaran Avcı “Hukukun geldiği nokta açısından acı veren olay budur.” dedi.

(MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Zoraki fotoğraflar, gülmek ve sürü bağışıklığı

SONRAKİ HABER

Kirazlıyayla köylüleri: Bizim ciğerlerimizi söküyorsunuz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...