14 Nisan 2020 20:01

genç-İMO: “Salgınla mücadele toplumsal mücadele olarak örgütlenebilir”

“Destek olunması gereken şu dönemde hala öğrenciyi gelir kapısı olarak görmekten vazgeçemiyorlar. Bizler yöneticileri öğrencilerin taleplerine ses vermeye davet ediyoruz.”

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Melike YILDIRIM

Aydın YİĞİT

AdanaCovid-19 virüsünün giderek tüm dünyayı etkisi altına almaya başlaması ile gözler tüm ülkelerin hükümetlerinin aldığı/alacağı önlemlere çevrilmiş durumda. Türkiye’de ise virüsün tespit edildiği 11 Mart’ın ardından bir aydan fazla süre geçti ve eğitime ara verilen, ekonomik istikrar kalkan paketinin açıklandığı ve ardından “Milli Dayanışma Kampanyası” gibi süreçleri yaşadık. İnşaat Mühendisleri Odası gençlik örgütlülüğü olan genç-İMO konuya ilişkin sorularımızı cevaplarken bir dizi soruna ve emekçilerin, öğrencilerin taleplerine dikkat çekti.

 

genç-İMO olarak salgın sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Alınan önlemleri yeterli buluyor musunuz, salgın süreci ile alakalı öngörüleriniz neler?

genç-İMO olarak salgın sürecinde önceliğin halkın can güvenliği ve yaşamsal taleplerinin güvence altına alınması olduğunu düşünüyoruz. Salgınla mücadelenin ancak toplumsal mücadele olarak örgütlenebileceğini savunuyoruz. Fakat yapılan açıklamalar, açıklanan ekonomik paketler sermayeyi desteklerken işçi, emekçi, çalışan ve öğrencileri bir kez daha yok sayıyor. Emekçiler ücretsiz izne, iş sözleşmelerinde olmayan işleri yapmaya zorlanıyor ve bunları kabul etmedikleri takdirde bireysel veya toplu işten çıkarmayla tehdit ediliyor hatta işten çıkarılıyor. Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışmanın acilen durdurulması gerekirken yüzlerce işçinin çalıştığı şantiyelerde önlem almaya bile gerek görmüyorlar. Tüm bunların yanında bu süreçte temel gıda maddeleri ve hijyen ürünlerine erişimi zor olan kişilerin acil ve ücretsiz olarak bu materyallere erişiminin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.  Bizler bu süreci aşmak için bilimi esas alan toplumsal dayanışmanın gerekli olduğunu ve önlemleri hayata geçirmek somut adımlar atılması gerektiğine inanıyoruz.

“PEK ÇOK ÖĞRENCİ UZAKTAN EĞİTİME ERİŞEMİYOR”

Salgın sürecinde eğitime online olarak devam edilmeye karar verildi ve şu anda da dersler bu şekilde devam ediyor. Uzaktan eğitim sürecinin sağlıklı ilerlediğini düşünüyor musunuz? Bu süreçte üniversite öğrencilerinin öne çıkan talepleri nelerdir?

Bu süreçte online ders uygulamasına katılamayan, internete erişimi zor olan ya da olmayan, altyapısı yetersiz yerlerde yaşayan pek çok öğrenci var ve yöneticiler bizleri “online derse erişemiyorsan okulu dondur” gibi bir ikileme mecbur bırakıyorlar. Dolayısıyla bu sistemin sağlıklı bir şekilde yürütüldüğünü düşünmüyoruz. Eğitimde fırsat eşitliğinin gerekliliğini giderek daha çok hissettiğimiz şu günlerde eğitime ulaşmak yine bazı öğrenciler için imkânsız hale geldi. Bu süreçte KYK yurtlarında kalan arkadaşlarımız yurtlarından apar topar çıkarıldı. Okulun yanı sıra çalışmak zorunda olan arkadaşlarımız ya ücretsiz izne zorlandı ya da güvencesiz koşullarda çalıştırılmaya devam edildiler. Pek çok arkadaşımız şu an ailelerinin yanında olmasına ve öğrenci evlerinde kalmadıkları halde kirayı ve faturaları ödemek mecburiyetinde bırakıldılar. Bize destek olunması gereken şu dönemde hala öğrenciyi gelir kapısı olarak görmekten vazgeçemiyorlar. Bizler yöneticileri öğrencilerin taleplerine ses vermeye davet ediyoruz.

“KANAL İSTANBUL İPTAL EDİLSİN”

Son dönemde İnşaat Mühendisleri Odası’nın da dikkat çektiği doğal koruma alanlarının imara ve ticarete açılması, Kanal İstanbul için ihale yapılması gibi gelişmeler yaşandı. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Pandemi döneminde hepimiz can güvenliğimiz için endişe duyarken, içinde bulunduğumuz korku atmosferinden faydalanılarak doğal koruma alanları imara ve ticari faaliyetlere açıldı, yani sermayenin peşkeşine bırakıldı. Bunun yanında bilim insanları tarafından defalarca açıklanan; su kaynaklarına, ekolojik dengeye, kente, yaşama, ekonomiye büyük zarar vereceği bilinen Kanal İstanbul için ihale yapılması halkın yaşamsal taleplerini hiçe sayarak, kaynakları halkın yararı için değil rant ve ekonomik kar için kullanmaktır ve bu bizim için kabul edilemez bir durum.

“HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ” SÖYLEMİ SAMİMİ DEĞİL

Bir tarafta 2020 bütçesinden Kanal İstanbul’a ayrılan 20 milyar dolar ve müteahhitlere ödenecek olan 20 milyar lira varken diğer tarafta ise salgın sebep gösterilerek yapılan bir bağış kampanyası var. Bağış kampanyası ve açıklanan paketlerle patronlara ayrılan kredileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Devletin yurttaşlara destek olması gereken bir dönemde yurttaşlardan “hepimiz aynı gemideyiz, vakit milli dayanışma vaktidir” gibi söylemlerle destek beklemeleri elbette hiçbirimize samimi gelmedi. En yakın örneğini Elazığ Depremi’nde yaşadık. Halktan para talep edenler “Deprem vergileri nerede?​” diye soran halka hiçbir açıklama yapmadılar ve şeffaflıktan uzak tutumları halkın güvenini bir kez daha zedeledi. Bizler soruyoruz: patronlara, saraylara, yıllardır para akıtılan vakıflara, şirketlerin vergi borçlarını silmeye, Kanal İstanbul’a ayıracak bütçe bulunurken konu halkın yaşamsal taleplerini karşılamak olunca mı bütçe olmuyor ve dayanışma aklınıza geliyor? Bu süreçte öncelikli olarak halkın can güvenliğinin sağlanmasının ve acil taleplerin derhal karşılanmasının gerekliliğini vurguluyoruz.

“ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZÜ BÜYÜTMEYE DEVAM EDİYORUZ”

genç-İMO olarak bu süreçte çalışmalarınıza nasıl devam ediyorsunuz?

genç-İMO olarak üniversitelerimize geri döneceğimiz zamana kadar birbirimizin gücü olmaya çalışıyoruz. Bu süreçte fiili faaliyetler yürütemiyor olsak da yerellerdeki arkadaşlarımıza ulaşmaya çalışıyor, sosyal medya üzerinden genç-İMO örgütlülüğünü büyütmeye yönelik faaliyetler ve canlı yayınlar yapmaya çalışıyor, basın açıklamaları yapıyor, “benim de söyleyecek bir sözüm var” diyen tüm genç-İMO’lu dostlarımızla birlikte bir e-bülten çıkarmak için çalışmalar yürütüyoruz. Biliyoruz ki bu süreci ancak dayanışma ve mücadele içinde olarak atlatabiliriz.

ÖNCEKİ HABER

Hasta odalarını temizliyorlar ama koruyucu ekipmanları yok

SONRAKİ HABER

Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın: İnfaz değil af düzenlemesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...