22 Mart 2020 16:33
Son Güncellenme Tarihi: 23 Mart 2020 02:54

Dünya Su Günü açıklamalarında suyun ticarileştirilmesine tepki gösterildi

22 Mart Dünya Su Günü ile ilgili yapılan açıklamalarda suyun yaşamsal öneminin altı çizilerek, suyun ticarileştirilmesine tepki gösterildi.

Fotoğraf: Ekoloji Birliği

Paylaş

22 Mart Dünya Su Günü ile ilgili yapılan açıklamalarda suyun yaşamsal öneminin altı çizilerek, suyun ticarileştirilmesine tepki gösterildi. Özellikle son günlerde koronavirüsle ilgili alınması gereken önlemlerde suyun önemli bir yerde ifade edilen açıklamalarda, insanların temiz suya ve sağlık koşullarına erişiminin sağlanması gerektiği belirtti.

HDP: SU POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLSİN

HDP yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’nin su politikalarının iktidar tarafından gözden geçirilmesi istenerek “Salgın nedeniyle su faturalarının tahsili ertelenmeli” ifadesine yer verdi.

Devlet Su İşlerinin (DSİ) kriterlerine göre; kişi başına düşen yıllık su miktarı 8000 m3‘ten fazla olan ülkelerin “su zengini”, 2000 m3’ten az olan ülkelerin ise “su fakiri’ olduğu hatırlatılan açıklamada şöyle denildi; “Yine DSİ verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı 1519m3’tür. Bu rakam, Türkiye’nin “su fakiri” bir ülke olduğunu ve su politikalarında ciddi adımlar atılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Türkiye, “su fakiri” bir ülke olmasına karşın kişi başına su tüketiminde dünyada 7’inci sırada yer almaktadır.”

“DEVLET KİRLETİLEN VE YOK EDİLEN SUYUN HESABINI VERMELİDİR”

Tarım alanlarına can veren, birçok canlının yaşam alanı olan akar suların verimi düşük ve maliyetini bile karşılamayan HES’ler için yok edilirken, yurttaşların elini yıkadığı suyun hesabı sorulduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Peki kar amacı güden şirketlere rant uğruna peşkeş çekilen su varlıklarının israfının hesabını kim sormaktadır? Neden devletin özel şirketler aracılığı ile israf ettiği ve kirlettiği suyun hesabı yalnızca ve yalnızca yurttaşlara sorulmaktadır? Kanunların ardından dolaşılarak imara açılan alanlar ile kirletilen ve yok edilen su varlıklarının hesabını devlet yurttaşlara vermek zorundadır” denildi.

“SU BİR İNSAN HAKKI VE YAŞAM HAKKIDIR”

İktidarın kötü su politikalarının hesabını vermek zorunda olduğu ifade edilen açıklamada; “Su bir insan hakkı ve yaşam hakkıdır. Türkiye’nin su politikaları iktidar tarafından gözden geçirilmeli anlamına gelmektedir. Yaşam hakkının metalaşması ve ticarileştirilmesi söz konusu değilken suyun ticarileştiğini ve satıldığını görmekteyiz” denildi.

Son olarak bugünlerde binlerce insanın hayatına kaybetmesine ve 100 binlercesinin hastalanmasına neden olan COVİD-19 pandemisinin, devletlerin yanlış su politikalarını bir kez daha gözler önüne serdiğinin altı çizildi.

GÜLİZAR BİÇER KARACA: SU KANUNU ÇIKARILMALI

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, “Susuzluk stresiyle baş edebilmek için erişilebilir, adil ve katılımcı su yönetimi politikaları geliştirmemiz gerekiyor. Halen, bu soruna çözüm getirecek Su Kanunumuzun olmaması, büyük bir eksiklik” diyerek, iklim krizi ve kuraklık sorununun günümüzün önemli sorun başlığı olarak karşımızda durduğunu vurguladı.

Açıklamada ayrıca CHP Doğa Hakları’nın 2019 yılının Kasım ayında yayınladığı Doğa Hakları Manifestosu’ndaki “7 İlke 7 Bölge” arasında yer alan “Erişilebilir, adil ve katılımcı su yönetimi politikası, kuraklığı yenecektir” bölümüne de yer maddelere ver verildi.

Maddeler ise şu şekilde;

  • Ayrım gözetmeksizin tüm yurttaşların ücretsiz ve güvenilir içme suyuna erişebilmeleri sağlanmalı, kişi başına düşen kullanılabilir su oranındaki eşitsizlikleri gidermeye yönelik uygulamalar geliştirilmelidir.
  • Su politikası şeffaf ve güncel verilere dayanılarak hazırlanmalı; su havzalarını, sulak alanları koruyan ve varlığını sürdürmesini sağlayan bir yaklaşımla düzenlenecek Su Kanunu acilen yürürlüğe konulmalıdır.
  • Türkiye’deki bölgeler arasında yaşanan su sıkıntıları, kişi başına düşen kullanım suyu oranları tespit edilerek, iklim değişikliği, nüfus artışı gibi etkenler de gözetilerek acil eylem planları oluşturulmalıdır.

 “İNSANLARIN TEMİZ SUYA VE SAĞLIK KOŞULLARINA ERİŞMESİ SAĞLANMALI”

İMO ve ZMO Adana Şubeleri ise yaptıkları açıklamalar ile insanların temiz suya ve sağlık koşullarına erişiminin sağlanması gerektiğini belirtti.

İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Koronavirüsle ilgili alınması gereken önlemlerde suyun önemli bir yerde durduğunu anlatarak, “İnsanların temiz suya ve sağlık koşullarına erişmesinin ne denli önemli olduğu açıkça ortada. Herkesin temiz suya, sağlık güvencesine, barınma hakkına, afet ve salgın zamanlarında devlet güvencesine sahip olması, suyun metalaştırılmaması gerekir” dedi.

Aksungur, “Bugün, yaklaşık 2,2 milyar insan güvenli içme suyundan yoksundur ve 4,2 milyar insan yeterli sağlık koşullarına sahip olmadan yaşamaktadır. Su kaynaklarına ve sağlığa erişim konularında acil bir şekilde hareket etmediğimiz sürece, tehlikenin boyutu daha da artacaktır” diye konuştu.

“SU TARIM VE SAĞLIĞIMIZ İÇİN HAYATİ DURUMDA”

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut ise yaptığı açıklamada koronavirüsüne karşı da elimizdeki en etkili silahın yine su olduğuna dikkat çekerek su kaynaklarını korumanın ve suyu verimli kullanmanın tarım ve sağlığımız için hayati değerde olduğunu anlattı. Sanayileşme, çarpık kentleşme, nüfus artışı ve atık su sorunu nedeniyle temiz suya ulaşmanın her geçen gün zorlaştığına dikkat çeken Korkut, tarımda suyun etkin kullanımının sağlanması için su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama yöntemlerinin uygulanması ve su kayıplarını minimize eden kapalı borulu sistemlerin tercih edilmesi gibi yapısal ve teknik bazı önlemler alınması gerektiğini söyledi.

EKOLOJİ BİRLİĞİ: SU YAŞAMDIR, TİCARİLEŞTİRİLEMEZ

Ekoloji Birliği yazılı açıklamasında suların meta olarak görülüp ticarileştirilmesinin temel politika haline getirildiğine dikkat çekerek, “Koronavirüs tehdidini savuşturmanın birinci koşulun “el yıkma”, “temizlik” olduğu sürekli söyleniyor. Temizlik için suyun olması zorunlu. O nedenle suların ücretsiz olması ve kolay ulaşılması da bir o kadar önemli” denildi.

“SU HER CANLININ YAŞAM KAYNAĞIDIR”

Suyun her canlının yaşam kaynağı olduğu ve ticarileştirilemeyeceği ifade edilen açıklamada, “Her yurttaşın suya ulaşma hakkı var. Dünyada su kıtlığı başladı. Türkiye su gereksinimi olan ülkelere dahil oldu. Sermaye gruplarının kâr hırsı suları ya kirletiyor ya da yok ediyor” denildi.

Ekolojik dengenin en önemli aracı olan suyun korunmasının devletin temel görevi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Suyun ticarileşmesinin durdurulmasını, suyun korunmasını ve iklim değişikliğini engelleyen politikaların uygulanmasının temel politika haline getirilmesini savunuyoruz. Suya sahip çıkmak, geleceğe, yaşama sahip çıkmaktır. Bir bütün olarak yaşama sahip çıkmak için herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.

“DÜNYA İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM”

Konak Kent Konseyi de, “Suyun bir meta değil tüm canlıların ortak varlığı olduğu gerçeğini, bir kez daha dile getirdiğimiz bir gün. Bugün yaşamın devamlılığı için zorunlu olan, Su hakkımız için mücadele edeceğimize ilişkin kararlılığımızı vurguladığımız gün. Dünyayı kurtaracak söylemin, "sürdürülebilir kalkınma" değil, sürdürülebilir yaşam” olması gerekmektedir. Sürdürülebilir Kalkınma adına, Ekoloji, göz ardı edilirse sonuç her ülke için büyük felaket olur.  Yaşam için gerekli olanların “Temiz Hava, Temiz Toprak ve Temiz Su” olduğu unutulmamalıdır. Bütün yaşamsal olayların su ile gerçekleştiği, suyun tüm canlılar için hak ve vazgeçilmez olduğu unutulmamalıdır” ifadeleri yer aldı. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

CNN'den koronavirüs 'önlemi': Muhabir ve kameramanların binaya girişi engellendi

SONRAKİ HABER

Klimasan işçileri: Karantina kalkana kadar ücretli izin istiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...