09 Mart 2020 09:15

DİSK Tekstil'de örgütlenen Özak işçileri: Mücadelemiz yeni başlıyor

Özak Tekstil işçileri, fabrika ve Öz-İplik-İş yönetiminin bütün baskılarına rağmen DİSK/Tekstil’de örgütlenme kararlılıklarını dile getirdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Deniz KAR
Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Urfa

"Patron işbirlikçisi sendika istemiyoruz" diyerek Öz İplik-İş’ten istifa eden ve DİSK/Tekstil’de örgütlenmeye başlayan Özak Tekstil işçileri fabrikadaki sorunlarını ve örgütlenme çalışmalarını konuşmak için geniş katılımlı bir toplantı düzenledi. Geçtiğimiz Cuma günü DİSK/Tekstil’in örgütlenmesinde yer alan işçilerden birinin işten atılmasını topluca iş bırakarak engellemeyi başaran Özak Tekstil işçileri, fabrika ve Öz-İplik-İş yönetiminin bütün baskı ve engellemelerine rağmen DİSK/Tekstil’de örgütlenme kararlılıklarını dile getirdi.

Urfa Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya çok sayıda işçinin yanı sıra DİSK/Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, Eğitim Sen Şube Başkanı Mahmut Binici, SES Urfa Şubesi Kadın Sekreteri Selma Ateş ve EMEP İl Başkanı Cemalettin Özden katıldı.

"NASIL SENDİKACILIK YAPILMAYACAĞINI ÖZ İPLİK-İŞ’TEN ÖĞRENDİK"

Öz-İplik-İş’ten istifa sürecini ve sonrasını anlatan Özak Tekstil işçilerinden Yusuf şunları söyledi:

"Bize sormadan sözleşme imzalayan, işçiyi satan, haklarımızı patrona peşkeş çeken, işçilere karşı patronu savunan bir sendikayla artık işimiz olmaz. Bu sendikayı işyerine bizim haklarımızı savunsun, bizi temsil etsin diye getirdik. Ama gördük ki bunlar işçi sendikası değil patron sendikasıymış, sarı sendikaymış. Biz nasıl getirdiysek göndermesini de biliriz."

Yapılan toplu sözleşmede 6 ayda bir kumanya dışında hiçbir şey olmadığını ifade eden Yusuf, “Öz İplik-İş işyerinde örgütlendiğinden beri onlarca işçi arkadaşımız tazminatsız işten atıldı. İşten atılan temsilcilerine bile sahip çıkmadılar. Ama şimdi DİSK/Tekstil çatısı altında örgütlendik, iki gün önce beni işten atmak istediler ama işçi arkadaşlarımızın birliği ve örgütlü tutumu sayesinde bunu engellemeyi başardık. Bundan sonra haksız yere işten atılmak istenen her arkadaşımıza aynı şekilde sahip çıkacağız. Bugüne kadar nasıl sendikacılık nasıl yapılmayacağını Öz İplik-İş’ten öğrendik. Sendikacılığın nasıl yapılması gerektiğini ise başkanımız Mehmet Türkmen’in öncülüğünde DİSK/Tekstil’de öğreneceğiz” diye konuştu.

"ÖZ İPLİK-İŞ 2,5 SENEDİR NEREDEYDİ?"

Özak Tekstil işçilerinden Remzi ise hastalıkta ya da cenazede bile işyerinden izin alamadıklarını belirterek, “Özellikle izin konularında çok sıkıntı yaşıyoruz. Çocuklarım rahatsızlandığı zaman yöneticilerden izin istediğimde bana ‘Annesi yok mu’ diyorlar. Ailemizde biri vefat ettiğinde, ‘Sen cenazeye katılmasan defin işlemleri olmayacak mı’ diyorlar. Eleman eksiği olduğunu söylüyorlar. Özak Tekstil’de 800’e yakın işçi çalışıyor. Bugün ben fabrikada çalışmasam fabrika kapatılmaz. Bir arkadaşımız izin istedi izin vermediler. Arkadaşımız ısrar edince onu işten çıkardılar. İki dakika sonra onun yerine eleman koydular” ifadelerini kullandı.

DİSK/Tekstil’e üyeliklerin başladığında baskıların da arttığını dile getiren Remzi, “DİSK/Tekstil’e üyelikler başladığında Öz İplik-İş bana talebimin ne olduğu sordu. Öz İplik-İş 2,5 yıldır fabrikada bulunuyor ama işçiler işten çıkarıldığı zaman bile arkasında durmadı” dedi.

"PATRON KAZANIYOR, BİZE BİR ŞEY VERMİYOR"

6 senedir Özak Tekstil’de çalışan İsmail de 6 yılda patronun servetine servet kattığını fakat işçilere bu servetten hiçbir pay düşmediğini vurguladı. İşe girdiği sırada her banttan 750 iş çıktığını şu an ise 1500 iş çıktığını söyleyen İsmail, “Yedinci bant açıldı, fabrikanın arkasını genişlettiler. Şu an her banttan 1500 tane iş çıkıyor. Kazandığı paraya daha da fazla para ekleniyor. Bize ne veriyor, hiçbir şey” diye konuştu. Fabrikada yaşadıkları sorunları daha önce örgütlü oldukları Öz İplik-İş Sendikasına anlattıklarını ifade eden İsmail, “Biz uzun zaman boyunca sıkıntılarımızı sendikaya ilettik. Servis sıkıntısı, yemek sıkıntısı, yöneticinin davranış biçimleri gibi sorunları dile getirdik. Bunun karşılığında hiçbir şey olmadı” dedi.

"BERABER MÜCADELE ETMELİYİZ"

Fabrikada çalışan kadın işçilerden Fatma, “Birlik ve beraberliğimiz için gurur duyuyorum. Bugün sorunlarımızı konuşmak ve onlara çözüm bulmak için buradayız” dedi. İşyerinde yaşadıkları sorunları örgütlü şekilde mücadele ederek çözebileceklerini belirten Yasemin ise “Hijyen ortamının olmaması, üzerimizde mobbing uygulanması, yalan yanlış yerde hakkımızda tutanak tutulması ve buna benzer sorunları hep beraber mücadele ederek çözebileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

"BİRLİK İÇİNDE OLUNCA NELER BAŞARABİLECEĞİMİZİ GÖRDÜK"

DİSK/Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, “Bu salonda yapılan toplantıda biz işçileri dinledik ve gördük ki aslında bu ülkede bizim adımıza yapılan her şeyin hepsini en iyi şekilde işçiler yapabilir. Bu dünya değişecekse bunu yapabilecek tek güç işçi sınıfıdır. Bize saygı, yaşama hakkı bile duymayanlara, bizi dinlemeleri gerektiğini sizin bu duruşunuz öğretecek. Hayatı her gün kuran sizlersiniz. Ama bu zenginlikleri paylaşmaya gelince ne yazık ki büyük payı küçük bir azınlık alıyor. Buna son vermenin tek yolu birlik olmak” diye konuştu.

"AYRIMCILIĞA KARŞI ÇIKMADAN HAKLARIMIZI SAVUNAMAYIZ"

İşçilerin hayatın her alanındaki ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı çıkması gerektiğini vurgulayan Türkmen, “Asıl sömürüyü gizlemek için ayrımcılık yapan patronların oyunlarına gelmeyeceğiz, her ayrımcılığa karşı çıkacağız. Bu ayrımcılıkların en önemlilerinden biri kadınlara yönelik olanıdır. Buna karşı çıkmadan işçiler kendi çıkarlarını da savunamaz. Sendikanın ne olup ne olmadığını siz bu iki günlük süreçte öğrendiniz. İki gün önce işten atılan arkadaşınıza sahip çıkarken gösterdiğiniz dayanışmayla sendikanın ne olduğunu gösterdiniz. Sendika sizin örgütlü gücünüzdür” dedi.

"İNSAN YERİNE KONMAK İÇİN ÖRGÜTLENMEMİZ LAZIM"

İşçilerin dünyaya patronlara daha fazla üretim yapmak için gelmediğini ifade eden Türkmen şöyle devam etti: “Üç yıl beş yıl bu tempoyla çalışan bir işçi sağlıklı olabilir mi? Pek çok işçide meslek hastalığı var. Kaç işçi 65 yaşına kadar bu tempoyla çalışıp emekli olabilir?  Biz insanız. Hepimizin üretim yapmak dışında da bir hayatı var. Bir sürü sorunumuz var, ama bütün bunlardan daha önemli olan bir şey var; cenazesi olduğunda bir hakkı bile işçiye görmeyen patron işçiyi insan yerine koymuyor demektir. İnsan yerine konmak için bile örgütlenmemiz birlik olmamız lazım.”

Geçtiğimiz hafta Özak Tekstil’de bir işçinin işten atılma girişimini de hatırlatan Türkmen, “Birlik ve beraberlik içinde olunca neler başarabileceğimizi gördük. Biz örgütlü olup mücadele edersek aşamayacağımız bir sorun yoktur. Bizim bu işyerindeki mücadelemiz yeni başlıyor” dedi.

"8 MART EMEK VEREN KADINLARIN GÜNÜDÜR"

SES Sekreteri Selma Ateş ise toplantının yapıldığı tarihin aynı zamanda Dünya Emekçi Kadınlar Günü olduğunu hatırlatarak “Reklamlarda görmüşsünüzdür, bazı büyük şirketler kadın işçileri gösterip ‘Sizin sayenizde varız’ diyor. Kadınların ve işçi sınıfının emeği üzerinden yükselenlerin bu ikiyüzlü sahtekarlığına çok öfkeliyiz” ifadelerini kullandı. 8 Mart’ın içinin boşaltıldığını dile getiren Ateş “8 Mart dünyayı değiştirmek için emek veren, fabrikada, tarlada emeğini devlete ve patrona satan kadının günüdür. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’dür” dedi.

BU DURUM AŞILAMAZ DEĞİL

DİSK/Tekstil Genel Başkanı Kazım Doğan, toplantıya gönderdiği mektupta “Hiçbir işveren, karşısında işçilerin örgütlü olarak durmasını istemez. İşçiler ne zaman böyle bir mücadeleye girişse işveren işçileri yıldırmaya ya da kendi belirledikleri sendikaya örgütlemeye çalışıyor. Fakat durum aşılamaz değildir, asıl olan işçilerin kendi arasındaki birlikleridir” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Sağlık emekçileri Beyaz Miting'e hazırlanıyor: Hastaneler fabrika, biz köle değiliz

SONRAKİ HABER

Çukurova Üniversitesinde kapatılan kantinler Meclis gündemine taşındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...