Babıali’nin acı günü: Çizerler Abdullah Turhan ve Suat Yalaz hayatını kaybetti
Kara Murat’ın çizeri Abdullah Turhan ve Karaoğlan’ın çizeri Suat Yalaz aynı gün hayatını kaybetti.

Suat Yalaz ve Abdullah Turhan | Fotoğraflar: Anıl Yurdakul
Anıl YURDAKUL
Dublin
Sadece çizgi roman tarihimizin değil, basın tarihimizin acı gününü yaşadık: Suat Yalaz ve Abdullah Turhan’ı aynı gün kaybettik. Ve bu iki usta maalesef ki bana dert yanmışlardı...
2018 yılı. Yaklaşık bir senedir Türkiye’deki karikatüristleri ve çizgi romancıları çalışma masalarında fotoğraflamak, karikatürün ve çizgi romanın olduğu kadar basın tarihinin de arşivini içeren yoğun bir çalışma içerisindeydim. Hız kesmeden yola devam ediyordum. Sırada Datça’da yaşamaya başlayan “Kara Murat” ile anılan ama bir diğer karakteri “Tolga”yı seven Abdullah Turhan vardı. Beni arabasıyla yoldan alan bir diğer çizer olan Ali Olgun ile yola koyulduk...
Sabahın erken saatleri. Yaz güneşi Datça’yı kavurmaya başlamıştı. Abdullah Turhan bizi karşılıyor. Hoş beş sohbetin ardından Turhan dertleniyor.
Abdullah Turhan | Fotoğraf: Anıl Yurdakul
“Gelmek istemiyordum buraya. Silivri’de çok güzel bir evim vardı. Hiç istemedim burayı. Güneş öğlen saatlerinde camdan vurmaya başladı mı çizemiyorum, rahatsız ediyor.”
Ali Olgun çay demliyor, Abdullah Turhan sigara yakıyor, ben kameramı kuruyorum. Sözlü tarihi kayıt altına almaya başlıyorum. Trabzon’da başlıyor resim macerası. İçten gelen, dünyaya gelme amacı resim yapmakmış gibi etrafındakilerin portresini yapan Turhan zorlu bir çocukluğun ardından gazetede gördüğü “Ressam Aranıyor” ilanı ile kendisini İstanbul’a giden bir vapurda bulur. Ve artık Babıali’dedir.
Abdullah Turhan | Fotoğraf: Anıl Yurdakul
SUAT YALAZ
“Yılmaz Güney’in en yoğun dönemi. Her yerde ilanlar ‘Karaoğlan için aktör aranıyor’. Yılmaz Güney geldi ‘Abi ayıp ediyorsun, karşındayım’ dedi. ‘Yılmaz’ dedim, ‘Ben yakışıklı Karaoğlan arıyorum, sen çirkinsin’ dedim. Cüneyt Arkın birini yollamış ‘Ben oynarım’ diye. Hiç oralı olmadım. Ben istiyorum ki hiç tanınmayan biri oynasın, tanınsın. İleride durumum kötü olursa bana baksın. Kartal Tibet’te o ara tiyatroda oynuyor falan ama durumu kötü. Kız arkadaşı denesene şansını dediğinde ümidi yok ama yine de deniyor şansını. İsmi Kartal, soyadı Tibet. Tibet’ten gelen Kartal. Müthiş. Kartal Tibet’i ben yarattım ama o beni hatırlamadı...”
Karaoğlan’ı çizdiğinde Türkiye’de çizgi roman güçlü değildir. Filmini yapmak ise imkansızdır. Fakat Suat Yalaz tüm çizgi romancıların yapmak istediğini, yönetmen olmayı gözünü karartarak yapar. Üstelik herkese kendini hayran bırakarak...
Çizgi romanın haricinde karikatürist olan Suat Yalaz, kağıtla kalemle iç içe bir yaşam sürdürür. Çizgi romanın popülerliğini yitirdiği doksanlı yıllarla beraber basında değişime uğrar, Babuali ekolü kaybolur (Doksanlı yıllar tüm dünyada işlenmesi gereken bir konudur. Örneğin “Japon Fotoğrafı” için doksanlar “lost decade” (kayıp on yıl) olarak bilinir).
Suat Yalaz | Fotoğraf: Anıl Yurdakul
Suat Yalaz evine davet edememişti beni. Dertlenmişti. Dertleri çoktu. Kendisini “Enver Paşa’nın mezarına gidiyoruz, gelir misin?” mesajı atanlara bozuluyor, dalga geçtiklerini düşünüyordu. Bir gazeteci asla emekli olmaz ve Suat Yalaz’da gazeteci kimliğini bırakmamıştı. Her gün tartışma programlarını izliyor, yazılarını hazırlıyordu. Kadıköy Karikatür Evi’ndeki sergisinden sonra aradığımda memnuniyetsizliğini dile getirmişti. Kimsesiz değildi ama kendisini Suat Yalaz’ın yardımcısı ilan eden kişi bir türlü dinlemek bilmiyor, Suat Yalaz’ın işlerini yüksek çözünürlükte taratması gerektiğini her söylediğimde telefonu yüzüme kapatıyordu. Maalesef Suat Yalaz’ın etrafı ‘deli’lerle çevriliydi. Abdullah Turhan’ın ise yalnızlıkla...
Usta iki çizer, usta iki gazeteci, usta iki sanatçıhayatını kaybetti. Geriye devasa büyüklükte otobiyografik çalışmalarını içeren albümlerini bırakmaları gerekirken Türkiye’ye özgü değişmeyen kural bu albümlerin var oluşunu engelledi: Türkiye’de değer, değersiz ile eş değerdir. Üç beş tüccar ellerine nereden ele geçtiği belli olmayan orijinal çizgi roman sayfalarının değeri arttığı için sevine dursun...
Suat Yalaz | Fotoğraf: Anıl Yurdakul
TGC'DEN BAŞSAĞLIĞI MESAJI
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti hayatını kaybeden TGC üyeleri Suat Yalaz ve Abdullah Turhan için başsağlığı mesajı yayınladı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin (TGC) baş sağlığı mesajları şöyle;
“TGC üyesi, 2003 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi, Türk çizgi roman tarihinin en uzun soluklu çalışmalarından biri olan “Karaoğlan”ın yazarı, senarist, yönetmen ve çizer Suat Yalaz hayatını kaybetti. Suat Yalaz’ın cenazesi 4 Mart 2020 Çarşamba günü Zincirlikuyu Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Üyemiz Suat Yalaz’ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Yazar, senarist, yönetmen ve çizer olarak uzun yıllar mesleğimize hizmet eden Suat Yalaz’ın ailesine ve basın topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz.”
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi Abdullah Turhan 2 Mart 2020 Salı günü vefat etti. Gazetecilik mesleğine uzun yıllar başarıyla hizmet veren Abdullah Turhan’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz."
Abdullah Turhan’ın cenazesi 3 Mart 2020 Salı günü öğle namazının ardından Datça'nın Mesudiye Köyü Avlana Camisi’nden alınarak Bahçearası Mezarlığı’nda toprağa verilecek. (MEDYA SERVİSİ)
Fotoğraf: Kara Murat ve Karaoğlan dergilerinin kapakları
Evrensel'i Takip Et