25 Şubat 2020 14:28

Yusuf Karataş: Ortadoğu'dan pay kapmaya çalışmak, krizden başka bir şey getirmiyor

Eskişehir'de Evrensel yazarı Yusuf Karataş’ın katılımıyla '‘Ortadoğu’da Savaşın Denklemleri Türkiye’ye Yansıması ve İdlib Krizi’’ konulu panel düzenlendi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eskişehir'deki Özdilek Sanat Merkezi’nde Evrensel okurları tarafından, yazarımız Yusuf Karataş’ın katılımıyla '‘Ortadoğu’da Savaşın Denklemleri Türkiye’ye Yansıması ve İdlib Krizi’’ konulu panel düzenlendi. Karataş, konuşmasında "Türkiye’nin Ortadoğu’daki paylaşım mücadelesinden pay kapmaya çalışması ve ABD ile birlikte hareket etmesi, ülkeye krizden başka bir şey getirmiyor" dedi.

Cumartesi günü düzenlenen ve moderatörlüğünü Heval Yıldız Karasu'nun üstlendiği panelde Ortadoğu’daki vekalet savaşlarının tarihsel arka planı, BOP ve ABD’nin Irak müdahalesinin sonuçları; Libya, Suriye, Irak ve Yemen’deki iktidar savaşları; Hürmüz Boğazı’nın emperyalist ülkeler açısından stratejik önemi, Kasım Süleymani suikastı, tekelci emperyalist güçlerin enerji paylaşım mücadelesi ve Ortadoğu’da ‘’iş, ekmek, özgürlük’’ talepleriyle ön plana çıkan halk hareketleri gibi pek çok konu konuşuldu.

"İSLAM DEVRİMİ'NDEN SONRA İRAN, ABD'YE KARŞI TEHDİT OLUŞTURDU"

İlginin yoğun olduğu panelde Ortadoğu’daki vekalet savaşlarının tarihsel arka planını ayrıntılarıyla aktaran Yusuf Karataş, kapitalizmin tekelci aşaması olan ABD ve Batı emperyalizminin Ortadoğu’daki enerji kaynaklarına 1800’lü yıllardan itibaren ihtiyacı duyduğunu belirtti. Ortadoğu’da kukla rejimler aracılığıyla bu kaynaklara el konulduğunu söyleyen Karataş, enerji kaynaklarını kontrol eden İran’da 1978 İslam Devrimi'ne kadar iktidarda olan seküler şah rejimlerinin ilk önce İngiliz emperyalizmiyle daha sonra ABD emperyalizmiyle birlikye hareket ettiğini hatırlattı. Karataş, İslam Devrimi'nden sonra ise radikal İslam hükümetlerinin enerji kaynakları bakımından ABD’ye karşı tehdit oluşturduğunu ifade etti.

"SÜLEYMANİ SUİKASTI, EMPERYALİST PAYLAŞIM MÜCADELESİNİ OKUYABİLMEK ADINA ÖNEM TAŞIYOR"

Karataş, revizyonizmle birlikte açık kapitalist bir ülkeye dönüşerek yıkılan SSCB’nin ardından ABD’nin dünya genelindeki hegemonyasına karşı yeni rakiplerinin ortaya çıktığını ve Rusya Lideri Putin’in ‘’Tek kutuplu dünya kabul edilemez’’ açıklamasıyla birlikte Rusya’nın ekonomik anlamda dünyanın diğer bir emperyalist gücü olan Çin’le anlaşarak ABD’ye meydan okuduğunun altını çizdi.

Bu emperyalist savaşın Ortadoğu ülkelerine yansımasını şu sözleriyle aktardı:

‘’Rusya ile Çin’in, işbirliği halinde Ortadoğu enerji kaynaklarını kontrol altına almak istemesi ve bu müdahalesini İran’ın Ortadoğu’daki gücünü yanına alarak İran üzerinden yaptıklarını görüyoruz. Süleymani suikastının arka planında bu güç savaşını görmek mümkün. İran, Çin ve Rusya savaş gemilerinin, İran’ın kontrolü altında olan ve enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı olan Çin’e bu enerjinin taşınmasında büyük rol oynayan Hürmüz Boğazı’nda yaptıkları tatbikatın birkaç gün sonrasında cevap niteliğinde ABD, bu suikasti gerçekleştirdi. İran’ın Kudüs Gücü Komutanı, Şiiler için ayrıca bir önem taşıyan İslam Devrimi’nin ikinci ismi Süleymani’nin öldürülmesi Ortadoğu’daki emperyalist paylaşım mücadelesini okuyabilmemiz adına önem taşıyor.’’

"TÜRKİYE'NİN PAY KAPMA ÇABASI, ÜLKEYE KRİZDEN BAŞKA BİR ŞEY GETİRMİYOR"

ABD’nin, 1970’li yıllardan itibaren, Ortadoğu ülkelerinde bir komünizm tehlikesine karşı "Yeşil Kuşak Projesi"ni başlattığını belirten Karataş, bu ülkelerde ‘’Ilımlı İslam’’ çatısı altında neoliberal politikaları uygulamaya sokabilecek iktidarların var edilmek istendiğini söyledi.

11 Eylül saldırılarıyla birlikte 2002’de adımı atılan ‘’Bush Doktrini’’ ile ABD'nin, Ortadoğu’daki müdehalelerine kendisi açısından meşruiyet sağladığını ifade eden Karataş, "Tam da bu dönemde ılımlı islamın temsilci AKP’nin 2002’de iktidarda gelmesi ve ABD’nin BOP Eş Başkanlığı görevine Erdoğan’ı getirmesi bizler için çok önemli bir cevap" dedi.

Karataş, sözlerini şöyle bitirdi:

‘’Türkiye’nin ABD emperyalizmiyle birlikte Suriye topraklarına müdahalesi bizi açıkladığım bu tarihsel arka plana götürdüğünde çok şey ifade ediyor. Türkiye’nin Ortadoğu’daki bu paylaşım mücadelesinden de bir pay kapmaya çalışması ve ABD ile birlikte hareket etmesi, ülkeye krizden başka bir şey getirmiyor. Tekelci sermayenin karnını doyurmak adına milliyetçilik üzerinden yürütülen bu savaşlar, ülke halklarına kan, ekonomik kriz ve nefretten başka bir şey getirmiyor. Bu yüzden halkların barış istemesi ve var olan ekonomik kriz içerisinde 'iş, ekmek, özgürlük' adına verilen örgütlü mücadelesi onları ancak kurtuluşa ulaştırabilir.’’ (Eskişehir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Osman Kavala’nın tutukluluğuna itiraz edildi

SONRAKİ HABER

Avcılar'da Seda Kurt'un katili zanlısının yakalanmamasına tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...