18 Şubat 2020 21:01

“Patronlar birleşiyorsa işçiler de birleşmeli”

Rap yapan genç metal işçisinin hem yaşamı hem rap müzik üzerine sohbet etmek üzere buluşuyoruz. Söyleşimizde Left olarak ismini kullanacağız… 

Paylaş

Ahmet AKARSU

Kayseri

“İnsan yaşadığı yere benzer,

O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer…”

Edip Cansever’in meşhur “Mendilimde Kan Sesleri” şiirinde geçen o sözler üzerine elbette çokça şey yazıldı, çizildi. Benzetmeler yapıldı. Bu dizelere uygun yaşayan çokça kişi üzerine yazılar yazılmaya devam edecek. Ben ise bu dizeleri kısa süre önce görüştüğüm genç metal işçisi için kullanacağım… Rap yapan genç metal işçisinin hem yaşamı hem rap müzik üzerine sohbet etmek üzere buluşuyoruz. Söyleşimizde Left olarak ismini kullanacağız… 

“BEN KIRK, UN TORBASI ELLİ KİLO”

23 yaşında genç bir metal işçisi Left. Edip Cansever’in dizelerini akıllara getiren cinsten bir genç. Kayseri’nin gecekondu mahallerinden birinde oturuyor. Oturduğu mahallenin “genç delikanlısı.” Şimdinin meslek lisesi olan, o dönemin düz lisesinde kısa süre okuduktan sonra bırakmış, okumamış. Bu süreci, “arkadaş ortamına kendimizi kaptırdık” diye açıklıyor. Left, çocuk yaşta çalışma hayatına atılmış. 14-15’li yaşlarda başlamış çalışmaya…

“Okulu bırakınca, geçim sıkıntısı daha ağır bastı, direkt işe başladım” diyor Left. İlk girdiği işyeri olarak fırında çalışmış. “Kayseri’nin neredeyse bütün ekmeklerini biz yapıyorduk. 150 civarında işçi çalışıyordu. Ben kırk kiloydum, un torbası elli kiloydu. Sabaha kadar yüz elli torba un döküyordum. Daha okulu yeni bırakmışım bir tane taşı alıp başka bir yere koymadığım zamanlar. Çalışma koşulları çok ağır geliyordu. Hatta üç ay boyunca maaş vermediler” diyor Left.

“FABRİKA DEĞİŞİYORDU AMA SÖMÜRÜ AYNI KALIYORDU”

“Neden, ekmek satılmıyor muydu da maaşlarınızı vermiyorlardı?​” diye soruyorum. Left, “Kayseri’nin ekmek fabrikasıydı resmen. Yüzde 75’ine ekmek sağlıyorduk. Patronlar ve ailesi lüks yaşıyordu ama işçilerin maaşlarını yatırmıyordu. O zaman çok fazla hak aramamıştık. Çocuk yaştaydık detayını tam hatırlamıyorum. Oradan en son makine bozulmuştu. Ben de işi bıraktım gittim. Asabi biriydim. Patronun çocuğu ile kavga edip ayrıldım. Çıktıktan iki ay sonra ancak maaşımı alabildim” diye ayrılma sürecinden bahsediyor.

Fırından sonra metal işçiliği hayatı başlıyor Left için… Girdiği ilk metal fabrikasında boya bölümünde çalışmaya başlıyor, “Mesailer elden veriliyordu. Ustabaşları aslan kesiliyordu. Sanki askeriyedeyiz, başımızda albay var. Küfür bile duyduk… İki yıl kadar orada çalıştım. Artık işi öğrendim dedim. Boyayı tam olarak yapıyordum. Daha iyi bir fabrikada da iş bulunca oradan ayrıldım” diye anlatıyor.

“BÜTÜN FABRİKALARDA SORUN VAR HER YER AYNI”

Ardından başka metal fabrikalarında çalışmaya başlamış Left. Birkaç işyerine girmiş çıkmış. “Çalıştığın metal fabrikalarında nelerle karşılaştın?​” sorumu, “Çalıştığım bütün fabrikalarda mesaiyi elden alma olayı vardı. Hatta bir fabrikada seneli izinleri kullandırmıyorlardı. Bayramlarda çalıştıklarımızın mesaisini alamıyorduk. Ama tek diyeceğim: Fabrika değişiyordu ama sömürü aynı kalıyordu. Patronlar sanki birbiriyle anlaşmalı gibiydi. Daha iyi bir işyeri bulamıyordum. Her fabrikada bir şeylerden kısıyordu” diye cevaplıyor.

Şimdilerde ise büyük bir metal işletmesinde çalışıyor. “İşçilerin hak araması büyük işletmelerde daha iyi diyebilirim” diyor. Büyük işletme olunca sömürü de büyük oluyor, iş de… Çalıştığı işletmede sendika da var. “Sendikanız nasıl?​” diye soruyorum, “Patron eliyle gelmiş bir sendika. Direnişçi değil ağabey” diyor.

“UYUŞTURUYA KARŞI RAP MÜZİK İLE DEĞİŞİM SAĞLAYABİLİRİZ”

Kısa geçmişinin ardından muhabbetimiz değişiyor. Left aynı zamanda rap müzikle uğraşan bir genç... Hatta yeni de bir klip yayınladı. “Varoş bir yerde oturmamız, mahalle genci duruşumuz, kendimi rap ile ifade etmeye itti” diyor Left. Özellikle mahallesinde uyuşturucu kullanımından rahatsızlığını ifade ediyor: “Çoğunlukla yoksul mahallelerde madde kullanımı artıyor. Ben ve arkadaşlarım ise bu durumu değiştirmek üzere rap ile değişim sağlamaya çalışıyoruz. Değiştireceğimize de inanıyoruz.”

“OLANAKLARIMIZI KENDİMİZ YARATTIK AMA MASRAF FAZLA OLDU”

Öte yandan kendi tarzını yaratmaya çalıştığından bahsediyor Left, “ilk kayıt alma işlerini öğrenmeye çalıştım. Fabrikada bir işçi ile tanıştım. Kaliteli bir mikrofonu vardı. Denedik olmadı. Yazmayı asla bırakmadım. Yazdım, olmadı. Yazdım, olmadı… İnatla devam ettim. Şiirler yazdım… Hem akrabam hem aynı fabrikalarda birlikte çalıştığım arkadaşım ile mikrofon baktık. Yüksek maliyetlere ulaşan bir tablo karşımıza çıktı. Çalıştığımız halde sistem kuramadık. Stüdyomuzu evde kurduk. Yalıtım malzemelerini sırtımızda taşıdık. Bütçemiz yetmedi babamdan destek istedik. Gece vardiyada çalışıyoruz. Gündüz uykumuzdan fedakârlık edip bu işler için uğraşıyoruz. Rap benim için bu kadar değerli.” diye anlatıyor.

“BİRLİK ŞART”

Rap müziğin detayından bahsediyor Left. Protest eserlerin değerine değiniyor: ”Benim de çalışmalarım sürüyor. Özellikle çağrım, rapin ezilmiş bir toplumdan geldiğini unutmamak, ezilmiş tarafı anlatmak, toplumsal duyarlılığı artırmak gerekiyor.” “İşçiler için çağrın nedir?​” soruma, “İlk önce birlik olunması lazım. Bir şeyin olabilmesi için dayanışma ve bir arada olmak şarttır diye düşünüyorum. Nasıl patronlar birlikte hareket ediyor. İşçiler de birlikte hareket etmeli. Bu her yerde böyle olmalı” diye cevaplıyor.

ÖNCEKİ HABER

Virüsler, mutasyon ve salgınlar

SONRAKİ HABER

Sunulan reçete milyonlar için geçersiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...