Mısır'da gözaltına alınan AA çalışanı Hilmi Balcı serbest bırakıldı

Mısır'da Anadolu Ajansı (AA) Kahire ofisine düzenlenen polis baskını sırasında gözaltına alınan 4 çalışandan serbest bırakılan Hilmi Balcı Türkiye'ye döndü. Öte yandan Türkiye’nin Kahire’deki maslahatgüzarı Mısır Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

Mısır'ın başkenti Kahire'den tarifeli uçakla saat 08.00'de İstanbul Havalimanına ulaşan AA Kahire Ofisi Mali ve İdari İşler Sorumlusu Hilmi Balcı'yı, ajansın Uluslararası Operasyonlar Direktörü Mücahit Muhammed Soykan, Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Yılmaz Yaman, İstanbul Haberleri Editör Vekili Cemal Coşkun, İstanbul İdari İşler Müdürü Sabri Çelebioğlu ile bazı çalışanlar karşıladı. Basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız, İletişim Başkanımız ve kurumumuzun genel müdürü Şenol Kazancı olmak üzere yoğun bir çaba sarf edildiğini gördük. Kısa zamanda, en güzel şekilde sonuçlandı bu iş. Memleketime bu şekilde döndüm" ifadelerini kullandı.

Öte yandan Sputnik’in Youm7’den aktardığına göre, Türkiye’nin Kahire maslahatgüzarı Mısır Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Youm7'nin haberinde "Maslahatgüzara, Mısır’ın yasa dışı Türk elektronik hücresine karşı aldığı yasal tedbirlere yönelik Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamanın şiddetle reddedildiği ifade edildi” ifadelerine yer verildi.

Daha önce Mısır Dışişleri Bakanlığı, Kahire’de gözaltına alınan AA çalışanlarının, “Müslüman Kardeşler örgütünün kurduğu ve Türkiye tarafından desteklenen bir şirket adı altında çalıştığını” iddia etmişti.

NE OLMUŞTU?

Mısır polisi, 14 Ocak Salı günü, AA Kahire ofisine yaptığı baskında, aralarında AA Kahire Ofisi Mali ve İdari İşler Sorumlusu Hilmi Balcı’nın yanı sıra Mısır vatandaşı Hüseyin el Kabbani, Hüseyin el Abbas ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) çalışanı Abdelselam Muhammed'i gözaltına alarak, bilinmeyen bir yere götürmüştü. Ofise gelen polis ekipleri, güvenlik kameralarını kapatarak, internet bağlantısını kesmişti. 15 Ocak'ta sabah saatlerine kadar ofiste arama yapan güvenlik güçleri, çalışanların pasaport, cep telefonu ve bilgisayarlarına el koyarak, dışarıyla irtibat kurmalarını engelledi.

Mısır İçişleri Bakanlığı ise emniyetin AA Kahire ofisine hiçbir gerekçe göstermeden düzenlediği baskının üzerinden 24 saat geçtikten sonra ve uluslararası yoğun tepkiler üzerine 15 Ocak'ta akşam saatlerinde bir açıklama yapmıştı. AA adının hiç geçmediği ve somut bir suçlamanın yer almadığı açıklamada, ofise yapılan baskının Mısır Devlet Yüksek Güvenlik Savcılığından alınan iznin ardından gerçekleştirildiği aktarılmıştı.

AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, 16 Ocak'ta akşam saatlerinde "Mısır'da gözaltına alınan 4 çalışanımızdan Hilmi Balcı serbest bırakıldı. Diğerlerinin de kefaletle salıverilmesini bekliyoruz" açıklamasını yapmıştı.

ULUSLARARASI TEPKİLER

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, konuya ilişkin "Gazetecilerin tutuklanması ve gözaltına alınmasına ilişkin haberlerden her zaman endişe duyuyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

ABD'de adının açıklanmasını istemeyen bir Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de Mısır'ın AA ofisine düzenlediği baskına ilişkin, "Söz konusu haberlerin farkındayız. Eğer doğruysa, Mısır yönetimine, gözaltındaki (AA çalışanı) gazetecileri serbest bırakma ve Mısır'da özgür ve açık medyaya izin verme çağrısında bulunuyoruz" demişti.

Balkan ve Güneydoğu Avrupa Haber Ajansları Birliğinden (ABNA-SE) yapılan açıklamada da "Böylesine pervasız bir hareket, doğrudan basın özgürlüğü ve genelde de gazeteci toplumuna zarar vermekte." ifadeleriyle tepki gösterilmişti. ABNA-SE, Mısırlı yetkililere "basının bildik ve köklü kuralları ile yasalarına göre hareket etmeleri" çağrısı yapmıştı.

Avrupa Haber Ajansları Birliği (EANA) ise açıklamasında, Mısır güçlerince AA'nın Kahire ofisine düzenlenen baskını şiddetle kınamıştı. Üyesi olan Anadolu Ajansı ve gazetecilerinin yanında yer aldığını vurgulayan EANA, "EANA Yönetim Kurulu olarak, demokrasinin temel değerlerine büyük önem veriyor ve özgür gazeteciliği, demokratik toplumların temel taşı olarak görüyoruz. Bu sebeple bu değerlere karşı hareket etmek son derece kınanabilir bir eylem biçimidir" açıklamasını yapmıştı. (DIŞ HABERLER)