07 Ocak 2020 00:13

Metal işçisinin mektubu: Safları sıklaştıralım, greve hazırlanalım

"Biz işçilerin gücü nereden geliyor hepimiz biliyoruz ki dönen çarklar durursa, ekmek de büyür, yeni haklar da elde edebiliriz."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Metal işçisi
Gebze

Biz işçiler için zor geçen 1 yılı daha geride bıraktık. Ücretlerimiz eridi, hak gaspları arttı, çalışma koşullarımız ağırlaştı, işsizlik almış başını gidiyor, iş cinayetleri hız kesmeden devam ediyor. Fabrikalarda kriz var diye kısmi çalışma, zorunlu izinler, işten atmalar yaygınlaştı. Yaşamak biz işçiler için artık daha pahalı hale geldi. Pazar fiyatları, elektrik, su, doğal gaz el değil can yakıyor artık. Etle sütle değilse de artık karnımız bulgur ekmekle bile zor doyuyor. Çocuklarımızın en küçük isteklerini bile karşılıyamıyoruz. Çalıştığımız fabrikalarda ömrümüzü tüketiyoruz, elimize geçen 3 kuruştan bile vergiler keserek maaşlarımıza göz dikiyorlar. Her gün daha fazla, daha fazla diye makina başlarında başımızın etini yiyorlar. Hani ellerinde kırbaçları eksik diyesim geliyor ama kırbaç hep ellerinde: İşsizlik kırbacı, vergi kırbacı, işten atma kırbacı, grev yasağı kırbacı, zam kırbacı, yetmedi iş cinayetleri.

Peki memleketin süper zengin patronlarının yaşamları nasılmış? Beylerin evlerine ayda yaklaşık 200 bin dolar para giriyormuş. Biz işçiler izin günlerinde bile çalışmak zorunda kaldığımız halde patronlarımız yaz kış demeden tatil yapıyormuş, üstelik yurt dışında. Patronlar New York, Paris, Milano’dan binlerce dolarlık alışveriş yapıyormuş. Çoğunun özel jeti, özel yatı bulunurken konaklamak için tercih ettikleri otellerin gecelik fiyatı 6 bin doları buluyormuş. En azından duymuşuzdur ünlü giyim mağazası VAKKO’yu. Merak eden işçi kardeşlerimiz girip sitesine baksın, bir kadın montu 6 bin 100, bir erkek yün paltosu 8 bin 940 lira. İndirimli hali bu, gerçek fiyatı 14 bin 900 lira. Oysa 40 günü aşkındır bu dondurucu soğuklarda, üstelik naylon çadırları polis zoruyla yıkılan Darıca’daki VİP Tekstil’de sendikalaştıkları için işten atılıp direnen bir kadın tekstil işçisi kardeşimizin, 23 yıldır çalıştığı VİP Tekstil’de aldığı ücret 2 bin 250 liraydı. Velhasıl patronların servetleri, bizden çaldıkları.

AĞLAŞARAK DÜZELMEYECEK HALİMİZ

Hadi patronları, bizimle dalga geçer gibi jest yaparım deyip, grevlerimizi yasaklayanları anladık da başımızdaki sendika beylerine ne oluyor da kırbaca ortak oluyorlar.

Sözde enflasyon rakamlarıyla oynayarak cambazlık yapanlar gerçek hayatta bizleri bir kez daha sefalet ücretine mahkum ettiler. Her biri kim bilir kaç lira maaş alan ensesi kalınlar yan yana geldiler ve asgari ücreti belirlediler. Ama suç ensesi kalınlarda değil, suçun büyüğü bizde. Ellerimiz birlik olmazsa, sıkılı bir yumruk gibi kenetlenmezse, ne kırbacı sallayanlardan ne de sırtımızda taşıdığımız sendikacılığı meslek edinmiş beylerden medet var bize. Ağlaşarak, sızlanarak, ah vah ederek düzelmeyecek halimiz.   

MESS BİZ İŞÇİLERİ KAVGAYA DAVET ETTİ

Terleye terleye, üşüye üşüye, kan ter içinde kalarak, bütün sinirlerimiz gerilerek çalışıyoruz fabrikalarda. Yaşamak değil bizimkisi, idare ediyoruz, idare lambası gibi azar azar. Ama MESS bir patron örgütü olarak daha fazla kâr edebilmek için, bizleri daha fazla sömürmek için, bizden çaldıklarını daha da büyütmek için hazırlığını yapmış. Üstelik grev yasaklarına da güvenerek biz metal işçilerine meydan okuyor. Bizlere 3 yıllık sözleşmeyi, ilk 6 ay için yüzde 6 zammı, 2 ay olan deneme süresini 4 aya çıkarmayı, ikramiyelerimizi fiili çalışmaya göre ödemeyi, denkleştirme süresini 4 ay yapmayı, telafi çalışması yapmayı, hafta tatillerinde yüzde 100 ve üzerinde ödeme yapılan fabrikalarda 1 Eylül 2019’dan sonra işe giren işçi kardeşlerimize yüzde 100 olarak ödemeyi, SGK’den alınan raporlarda kaç günlük rapor alınırsa alınsın SGK’nin ödemediği ilk 2 günün hiçbir biçimde patronlar tarafından ödenmemesini, hafif işlerde çalışabilir raporu olan işçilerin teklif edilen işi kabul etmemesi durumunda işten atıldığı zaman ödenen ihbar tazminatlarını ödenmemesini dayattı bize. Peki MESS patronlarının bu saldırılarını, kıdem tazminatlarımızı gasbetmeye çalışanları masa başlarında, boş laf, kuru gürültü, üretime dokunmayan eylemlerle püskürtüp, yeni haklar elde edebilir miyiz? Biz işçilerin gücü nereden geliyor hepimiz biliyoruz ki dönen çarklar durursa, ekmek de büyür, yeni haklar da elde edebiliriz.   

DAVETLERİ KABULUMÜZDÜR, SENDİKACI BEYLERE RAĞMEN GREV

Gebze’nin metal fabrikalarının tümünde geçen hafta yaptığımız yürüyüşlerde bütün işçi arkadaşlarımız hep bir ağızdan MESS’e karşı grev kararlığımızı haykırırken, lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini de bilerek fabrikalardaki birliğimizi sağlamlaştırıp, geç kaldığımız grev komitelerimizi bir an önce kurup grev hazırlıklarına başlamamız gerekiyor. Ne yapacaksak biz işçiler yapacağız. MESS patronları nasıl tek bir patron gibi hareket ediyorsa bizler de hep birlikte hareket etmeyi başarmak zorundayız. Kaderimizi ve geleceğimizi ne patronların insafına ne de sendikacı beylerin ayak oyunlarına bırakabiliriz. İşte tam da kavganın kızıştığı bugünlerde Gebze’de bulunan metal fabrikalarının tüm işçilerine, temsilci arkadaşlara sorumluluk düşmektedir.

Nasıl oluyor da kürsülerden MESS patronlarına esip gürleyenler, üstelik yapılan genel kongrenin hemen ertesinde, MESS Genel Merkezinin önüne gidildiği gün fazla mesaiye kalmama eylemini erteleyebiliyor? Nasıl oluyor da Türk Metal fabrikalarda “Aman akıllı davranalım, kriz var işimize sahip çıkalım, grev zor iş zaten yasaklanacak, işi Yüksek Hakem Kuruluna gitmeden çözmemiz lazım” diyerek daha şimdiden teslim bayrağını çekiyor. MESS patronlarını çatal kaşık vurarak, sakal bırakarak mı dize getireceğiz? Şimdi hangi sendikadan olursa olsun metal işçileri olarak fabrika fabrika MESS patronlarıyla hesaplaşmaya hazırlanmamız gerekiyor. Şimdi ister Türk Metal, ister Birleşik Metal-İş, ister Özçelik-İş üyesi olalım metal işçileri olarak 2015’te yarım kalan grevimizi tamamlama zamanıdır. Bir an önce kolları sıvayalım, fabrikalarda grev komitelerimizi kuralım. Şimdi bu birlikteliği pekiştirme ve fabrikalara taşıma zamanıdır. Her birimizin sorumluluğu tezgah başlarında çalışan metal işçisi kardeşlerimizedir. Başka hiç kimseye değil. Gün bunun gereğini yapma, dosta da düşmana da gösterme günüdür.

Elbette grev günleri biz işçiler için zor günlerdir. Ama bu zorluğu birleşerek, dayanışmayı güçlendirerek aşabiliriz. Bakın Petrol-İş üyesi Trelleborg işçisi kardeşlerimiz dondurucu soğuya rağmen grevlerini kararlılıkla sürdürüyorlar. Elbette biz işçiler için zor günlerdir grev günleri, bu zor günlerde sendikalarımızın kasaları da grevci işçilere açılmalıdır.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye: ‘Binlerce işsiz var’dan ‘binlerce Suriyeli var’a

SONRAKİ HABER

Silikozis hastası Saliha İnce: Hastaneden çıktığım gün çıkışımı vermişler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...