20 Kasım 2019 11:24

Prof. Dr. Semerci: Çocuk işçiliği sorununa karşı ortak mücadele gerekiyor

Çocuk işçiliği sorununun ortak bir mücadele temelinde çözülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Semerci "Çocuğun nereli olduğuna bakmadan çocuk hakları mücadelesi yürütülmelidir" dedi.

Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci | Fotoğraf: MA

Paylaş

Mülteci çocukların da çocuk işçi olmasıyla birlikte Türkiye'de çocuk işçi sayısının daha da arttığını söyleyen Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, "Çocuk işçiliğini önlemek için çocuğun nereli olduğuna bakılmadan genel bir çocuk hakları mücadelesi yürütülmelidir" dedi. Semerci, çocuk işçiliği sorununun ortak bir mücadele temelinde çözülebileceğini vurguladı.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde hazırlanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 193 ülke tarafından onaylanırken, Türkiye bu sözleşmeyi 14 Eylül 1990 tarihinde kabul etmesine rağmen çocuk hakları konusunda kötü bir karneye sahip. İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2018 yılında 23’ü 14 yaşın altında olmak üzere 67 çocuk işçi, 2019’un ilk altı ayında ise 11 tanesi 14 yaşın altında olmak üzere 33 çocuk yaşamını yitirdi.

Çocuk işçiliğinin çok büyük bir sorun olduğunu ifade eden Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, “Kendi çocuklarımıza gösterdiğimiz özeni bütün çocuklar için gösterebilsek çocuk işçiliği diye bir şey olmayacak” dedi.

"TÜİK VERİ SUNMALI"

Türkiye’de çocuk işçiliğinin gizlenemez bir gerçek olduğunu ifade eden Semerci, Türkiye’de kaç çocuk işçinin çalıştığına dair net sayıya ilişkin Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) bir araştırma yapması gerektiğini vurguladı. Çocuk işçiliğine ait en son verilerin 2012 yılına ait olduğunu dile getiren Semerci, “14 yaşını doldurmuş okula giden ve gitmeyen çocukların çalışma koşulları yasalar ile sınırlandırılmış. Çocuklar özellikle tehlikeli işler dediğimiz tarım başta olmak üzere hiçbir iş kolunda çalıştırılamaz. Fakat özellikle mevsimlik tarım alanında çocuk emeği sıklıkla kullanılıyor. Bunu yanında eğitimin bir parçası olarak tanımlanan çıraklık eğitiminin de oldukça fazla sorunlu olduğunu biliyoruz” dedi.

"KURALSIZ ÇALIŞMA ÇOK YAYGIN"

Yasal düzenlemelerin kolaylaştırıcı ve net olması gerektiğini belirten Semerci, var olan yasaların takibinde ve uygulanmasında çok ciddi eksikliklerin olduğunu ifade etti. Semerci, "Türkiye’ye 3 milyon 600 binin üstünde bir göçmenin geldi. Bunun yüzde 46’sı 18 yaş altındaki kişiler oluşturuyor. Güvencesiz sektör her zaman en kırılgan olanı içine alıyor. Burada da çocuk emeği özelde de göçmen çocuk emeği yoğun bir şekilde oluşmuş durumda" dedi.

Türkiye’de çocuk emeğinin en kötü biçimleri ile karşı karşıya olduklarını söyleyen Semerci, “Sığınmacı olarak buraya gelmiş ama nüfusa kayıtlı olmayan ya da sığınmacı hakkı verilmeyen kişilerin güvencesiz bir şekilde çalışmasını denetlemek mümkün olmuyor. O yüzden göçmen çocuklar daha çok merdiven altı dediğimiz daha fazla risk taşıyan işlerde çalışıyor” dedi.

"ÇOCUĞU MERKEZE ALAN BİR EĞİTİM SİSTEMİ"

Eğitim sisteminin de çocuk işçiliği ile mücadelede önemli bir etken olduğunu dile getiren Semerci, şöyle devam etti:

“Toplumda eşitsizlikleri giderecek bir eğitim sistemi anlayışının kurulması gerekiyor. Özellikle okuldaki başarının esas alındığı ya da sadece başarılı olanın başı çektiği anlayışından vazgeçilmeli, kapsayıcı bir eğitim sistemi kurulmalıdır. Burada çocukların ihtiyaçları da göz önüne alınması gerekir. Çocuğun üstün yararını ön plana çıkaracak bir perspektif, çocuğu merkeze alan sosyal politikalar ile desteklenen bir sistem kurulmalı. Bu sadece cezalandırma ile önlenebilecek bir sorun değil. Ailelerin çoğunun temel haklarına erişimi konusunda sıkıntıları varsa bunları giderecek psiko-sosyal desteklerin sunulduğu bir sistem yaratmak gerekiyor”

"ALGILARIMIZ AÇIK OLMALI"

Çocuk işçiliğinin herkes tarafından önemsemesi ve özümsenmesi gerektiğini söyleyen Semerci, "Çocuk işçiliği yaşamımızın çok uzağında değil. Büyükşehirlerde yanı başımızda bile çocuk işçiler görüyoruz. Hizmet sektöründe, mağazalarda herhangi bir ürünün üretim aşamasında çocuk emeği olup olmadığını sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. Bu noktalarda algılarımızın açık olup, gördüğümüzü ya da tükettiğimizin ne olduğuna bakmak hepimize düşen bir görevdir" diye belirtti.

"ORTAK BİR MÜCADELE GEREKİYOR"

Çocuk işçiliği sorununun ortak bir mücadele temelinde çözülebileceğini belirten Semerci, bu konunun sürekli olarak gündemde tutulması gerektiğini dile getirdi.

Çocukların nereli olduğuna bakmadan genel bir çocuk hakları mücadelesi yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Semerci, “Çocukların nereden geldiği ya da hangi ülkenin vatandaşı olduğundan bağımsız çocuğun üstün yararı ve fikrinin anlaşılması gerekiyor. Kendi çocuklarımıza gösterdiğimiz özeni bütün çocuklar için gösterebilsek çocuk işçiliği diye bir şey olmayacak. Çocuk işçiliğini yaşamak istediğimiz toplumun en öncelikli sorunu olarak görürsek başka bir gelecek ve başka bir dünya mümkün olacaktır” diye konuştu. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Ekonomi haberciliğine baskı: Zararı vatandaşa yıkanlar mı suçlu, bunu yazanlar mı?

SONRAKİ HABER

İzmir'de anaokulunda şiddet iddialarına soruşturma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa