03 Kasım 2019 10:35

Dünya dönmeyi bırakmadı

Okul sıralarımızda göremediğimiz büyük bir eksikliğin emaresi olarak ortaya çıkan bir atölye. Bu büyük eksiklik elbet ki “bilimsellik!”

Paylaş

Sultangazi Bilim Atölyesi ekibi

Okul sıralarımızda göremediğimiz büyük bir eksikliğin emaresi olarak ortaya çıkan bir atölye. Bu büyük eksiklik elbet ki “bilimsellik!”

Müfredatımızda yer almayan güncel bir bilimsel konuyu konuşarak bu eksikliği gidermeye başladık. “Kara delikleri derste öğrenemeyenler” ile buluştuk. Atölyemiz bilim evreninde “kütlece” büyük yer kapladığı kara delikler konusuyla bıraktığı yerden ama bir taraftan da en başa götürecek bizi.

KARADELİKLERİN ÖNCESİ DE VAR!

53 milyon ışık yılı uzaklıktaki bir galaksinin merkezinin fotoğrafını birlikte inceledik. Ve şimdi sıra “her şeyin başlangıcına” bakmaya geldi! Toplam dört ana konu ile geçireceğimiz atölyemizde başlıklar şu şekilde olacak:

1-Uzay Zaman, Maddenin Oluşumu, Rölativite

2-Kuantum Nedir, Ne Değildir?

3-Makro ve Mikronun Diyalektiği: “Sicim Teorisi”

4-Paralel Evren Mantığı ve Holografik Evren

(Ara buluşmalarımızda ise gerçekleştireceğimiz geziler de sürpriz olarak kalsın J)

İlk konumuz İstanbul Eğitim-Sen 4’nolu Şube Başkanı İzzet İldeş’in katılımıyla 18 Ekim Cuma günü saat 17:00’de gerçekleşecek.

Tüm bu atölye zamanlarımızı ise sadece okul dışı bir alanımız olmakla yeterli görmeyip, konuştuğumuz konularla bulunduğumuz her alana bu tartışmaları taşımak ise asli görevimiz olmalı. Ve şunu unutmamak gerekir ki gerçekler, müfredattan çıkarıldılar diye yok olmazlar. Tarih kitaplarını istedikleri gibi yazıyorlar diye gerçekler öylece oluşmazlar. Engizisyon Mahkemesi, Galileo'ya Dünya'nın dönmediğini söylemeye zorladı diye, Dünya dönmeyi bırakmadı. Bugün tablo ne kadar karanlık olursa olsun, bilime, bilimsel düşünceye baskılar ne kadar artarsa artsın, nasıl ki Galileo'nun dudaklarından o meşhur üç kelime “eppur si muove” döküldüyse, ülkemiz gençleri olarak her alanda bilimin bayrağını taşımalı Galileo’nun dediği “yine de dönüyor” sözünü, “yine de varız” diyerek yinelemeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Sosyal bilimci ne yapmalı?

SONRAKİ HABER

Yeni Ekonomik Program gençliğe ne vaat ediyor?