08 Ekim 2019 03:55
Son Güncellenme Tarihi: 08 Ekim 2019 14:12

Gezi direnişi davasında Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı

İş insanı Osman Kavala’nın tutuklu, 15 kişinin ise tutuksuz yargılandığı Gezi direnişi davasının üçüncü duruşmasında Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı verildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

İş insanı Osman Kavala’nın tutuklu, 15 kişinin ise “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılandığı Gezi davasının üçüncü duruşması İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Cezaevi Kampüsünde görüldü. Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı verilen duruşma 24-25 Aralık 2019'a ertelendi.

Davada Osman Kavala tutuklu, Yiğit Aksakoğlu, Ali Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Mehmet Ali Alabora, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi de tutuksuz yargılanıyor. Osman Kavala salona getirildiğinde izleyici sıralarından alkışlar yükseldi. Duruşma boyunca Kavala izleyici sıralarına her döndüğünde el sallandı. Kavala da el sallayanları başıyla selamladı. Duruşmayı milletvekilleri, gazeteciler ve çok sayıda izleyici de takip ediyor. Duruşmada tanık olarak eski emniyet mensubu Ercan Orhan Aydın dinlenecekti ancak Aydın SEGBİS'te yaşanan sorun nedeniyle dinlenemedi. Verilen aranın ardından da sorun çözülemeyince Aydın'ın dinlenmesi ertelendi. Aranın ardından Kavala'nın beyanına geçildi.

KAVALA’NIN BEYANINA GEÇİLDİ

Mahkeme başkanının Taksim Platformunun kuruluşu ile ilgili ne bildiğine ilişkin sorusu üzerine Kavala, Taksim Platformunun kuruluşunda yer almadığını ancak iki toplantısına katıldığını ifade etti. Kavala toplantıların nerede yapıldığını ise hatırlamadığını söyledi.

Mahkeme başkanı Kavala'ya Mehmet Ali Alabora ile Gezi eylemleri öncesi görüşüp görüşmediklerini sordu. Sorunun kendisine ilk defa sorulduğunu söyleyen Kavala, Alabora ile eylemlerden önce hiç görüşmediklerini ancak eylemler başladıktan sonra ilk defa telefon ile görüştüğünü söyledi. Kavala, “Gezi ile ilk temasım Haziran 2013'te bir telefon konuşmasıyla olayların başlamış olduğunu öğrenmemle oldu. Gezi olayları başlamadan önceki faaliyetlerle alakam yok. Hiçbir maddi destek de sağlamadım” dedi. Mahkeme başkanının Otpor liderini tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Kavala tanımadığını söyledi; “Otpor’un ne olduğunu iddianamede öğrendim” dedi.

Mahkeme başkanı iddianamede geçen film projesini de Kavala'ya sordu. Bu projenin gerçekleşmediğini söyleyen Kavala “Ama eğer gerçekleşmiş olsaydı bu bir sanat fikri olacaktı. Biz sanatsal olan şeyleri destekliyoruz bir propaganda amacıyla bir faaliyetimiz olmadı” dedi.

Kavala, “Gezi’ye Taksim Dayanışmasının çağrısıyla gitmedim. Ofisime giderken olaylara şahit oldum ve bu nedenle gittim. TEMA Vakfı kurucularındanım. Çevre ile ilgili duyarlılığım nedeniyle Gezi Parkının park olarak kalması gerektiğini ifade ettim” dedi.

Gezi direnişine finansman sağlayıp sağlamadığı sorulan Kavala “Biz Açık Toplum Vakfı olarak Gezi eylemleri ile ilgili kimseye resmi ya da gayri resmi ödeme yapmadık. Gezi parkına 20-30 tane poğaça, biraz gaz maskesi bir de masa” desteğim oldu dedi. Mahkeme başkanı masaya sonra gelelim diye yanıt verdi.

Mahkeme başkanı Can Atalay ile yaptıkları bir görüşmeyi sordu ve Aşman vakıflarının neden kendisinden bilgi aldığını sordu. Kavala, “Benim sivil toplum çalışmaları kapsamında Alman vakıfları ile ilgili temaslarım var. Bana koruma kurulunun kararları ile ilgili kimden bilgi alabileceklerini sordular. Ben de hukukçu olarak bilgi alınabilecek ismin Can Atalay olduğunu düşündüm” diye yanıt verdi.

Mine Özerden ile yaptıkları telefon görüşmesi sorulan Kavala, Mine Özerden telefonda bana gaz maskesine ihtiyaç var dediğinde bunun için bir hesap açılmasını, açılacak hesaba benim de destek mahiyetinde para göndereceğimi söyledim. Gaz maskelerinin parktaki gençler için barışçıl amaçlarla kullanılabileceğini düşünüyordum. Fakat daha önemlisi böyle bir hesap açılmadı. Dolayısıyla böyle bir şey söz konusu değil” dedi.

KAVALA’DAN “GÜLEN” GÖNDERMESİ

Kavala, “İddianamede bir ihbar mektubu var. Bu mektupta benim Gezi olayları başlamadan gaz maskesi tedarik ettiğim iddia ediliyor. Bu tipik bir ‘Gülen’ci hareket uygulamasıdır. Gezi eylemleri ile ilgili kimseye tek kuruş ödeme yapmadık” dedi.

Yuri isimli kişi ile görüşmesi sorulan Kavala, “Yuri ile Türkiye-Ermenistan arasında yürütülen çalışmalar kapsamında tanışmıştık. Kendisi ile bir diyalogum var. İddianamede geçen görüşme ABD deki bir toplantıdan. İnsan hakları faaliyetleri kapsamındadır” dedi.

Bunun üzerine Mahkeme başkanı “Sizden Almanlar, Amerikalılar bilgi alıyor, eylemlerle ilgili, direnişlerle ilgili. Bu anlamda siz kimsiniz ki herkes sizden bilgi istiyor?​” sorusu üzerine Kavala, “Temsilcileri olsam talimat verirlerdi, ama bilgi alıyorlar. Ben insan hakları çalışmaları yapıyorum, tanıdığım isimler de benden bilgi alıyor, direnişle ilgili değil hukuki bilgi” diye yanıt verdi

Mahkeme başkanı iddianamede Kavala'nın telefonundan bölünmüş Türkiye haritası, DHKP-C ve PKK bayraklarının bulunduğu fotoğraflar bulunduğunu iddia eden bölümleri sordu. Kavala “Bölünmüş Türkiye haritası dediğiniz şey Türkiye arı ırkının bulunduğu alanlar. Ben TEMA vakfında çalıştığımı söylemiştim Maçahel'e gitmiştik. Siyasi bir fotoğraf değildir. Diğer fotoğraflara gelince Taksim meydanında gördüğüm şeyler vardı, tezat oluşturan, onları çekmiştim. Bir de Şerafettin Elçi'nin cenazesinde Öcalan posteri açılmıştı. Onu çektim. Bu fotoğraflar benim o gün çektiğim fotoğraflar. Bir yerde paylaşılmamıştır, benim kişisel merakımdır” yanıtını verdi.

Kavala, mahkeme başkanı tarafından sorulan soruların ne emniyette ne de savcılıkta kendisine sorulmadığını söyledi. Kavala savunmasının sonunda beraat talep etti.

MÜCELLA YAPICI: İDDİANAMEYİ KABUL ETMİYORUM

Ardından Mücella Yapıcı'nın beyanına geçildi. Yapıcı iddianameyi kabul etmediğini söyledi. Mahkeme başkanı Yapıcı'ya Taksim Dayanışmasını ne zaman kurduklarını sordu. Yapıcı, Taksim Dayanışmasının herkese açık bir etkinlikle açıklandığını söyledi. Hakim Ayaklanİstanbul isimli Twitter hesabı ile bir ilgisinin olup olmadığını sordu. Yapıcı, gördüğünü ancak hesabın Taksim Dayanışması ile bir ilgisi olmadığını söyledi.

Yapıcı'ya da Mi Minör isimli tiyatro oyunu soruldu. Oyunu görmediğini söyleyen Yapıcı, “İzlemedim, ama bir oyunla bir şey olacağını düşünmüyorum. Siz Netflix izliyor musunuz sayın başkan. Böyle dizilerle dolu. Yani bir oyunla ilişki kurmak çok zorlama” yanıtı verdi.

ÖZERDEN: SÖZÜMÜZÜ KALABALIK SÖYLEMEK İSTEDİK

Yapıcı'nın ardından tutuksuz yargılanan Mine Özerden'in beyanına geçildi. Mahkeme başkanının, Anadolu Kültür ve Taksim Dayanışması toplantılarının ne gibi bir bağlantısı olduğu sorusuna ilişkin, “Anadolu Kültür'de 2002-2007 yılları arasında çalıştım. Sonra da Taksim Platformunun kuruluşunda yer aldım. Yayalaştırma projesinin açıklanmasından sonra oldu bu. Bunun için de toplantılar yaptık. Yanlış giden şeyler üzerine bir sözümüz vardı. Olabildiğince kalabalık söylemek istedik sözümüzü” dedi.

Özerden'in ardından Ali Hakan Altınay'ın beyanına geçildi. Mahkeme başkanının Açık Toplum Vakfı ile ilgili sorularını yanıtlayan Altınay, 2013 sonrasının sorulması üzerine Vakıftaki yönetim kurulu başkanlığının Şubat 2013'te bittiğini belirtti. Altınay, vakfın Türkiye’de çeşitli STK’ların projelerine destek veren bir yapısı olduğunu belirterek, bu kapsamda çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Avukat Can Atalay ise beyanına HSK’yi eleştirerek başladı, HSK'nin yaptığı görevlendirmenin Anayasanın 36. ve 37. maddelerine aykırı olduğuna dikkat çekti. Daha sonra mahkeme başkanının sorularını yanıtlayan Atalay, “Taksim'de kalan son yeşil alana bina yapmaya karar verdi önce hükümet, ardından da bunu belediye üstlendi. Adına yayalaştırma projesi dedikleri şeye yaya kaldırımı koymayı unuttukları için ağaçlar yıkıldı, inşaat başladı. İnşaatın durdurulması için parka gittik, çünkü hiçbir hukuki dayanağı yoktu bu kaçak inşaatın. Ve o esnada hiçbir şekilde polise mukavemet olmamıştır” dedi.

Mahkeme başkanı Atalay'a Gezi eylemleri sırasında ve Gezi eylemlerinin birinci yıl dönümü dolayısıyla yaptığı konuşmaları sordu. Atalay, bunların Gezi’nin 1. yıldönümünde atılan sloganlar olduğunu, yargılamayla ilgisi olmadığını söyledi.

Duruşmaya saat 16.00'ya kadar ara verildi.

KAHRAMAN: ŞİDDET İNSANLARIN MEYDANA ÇIKMASINA NEDEN OLDU

Verilen aranın ardından Tayfun Kahraman'ın sorgusuna geçildi. Kahraman da mahkeme başkanının sorularını yanıtladı. Mahkeme başkanının “Sosyal medyadan çok fazla eylem çağrısı yaptınız mı” sorusuna Kahraman, "Kişisel paylaşımlar yapmadım, Taksim Dayanışması'nın twetlerini RT'ledim" dedi. Mahkeme başkanı Kahraman'a gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile yaptığı görüşmeyi sordu. Kahraman, "Çok sayıda gazeteci ile kurum temsilcisi ile görüştüm. Söz konusu görüşmeler fikir alış-verişidir. O tarihlerde yaşanan ve bahsedilen kişilerin yaptığı açıklamalar ve benim düşüncelerimi açıklamamdır" dedi. Kahraman şöyle devam etti: "Taksim Dayanışmasının içerisinde pek çok siyasi parti bu oluşumun içerisindedir. Öcalan’ın açıklamasını basından öğrendim, çok fazla açık kaynakta ulaşılabilecek bir yorum."

Mahkeme başkanı Kahraman'a Akif Burak Atlar ile yaptığı görüşmeyi de okuyarak, “Neden eylemlere katılmaya ısrar ediliyor” sorusuna ise Kahraman şu cevabı verdi: "Akif Burak Atlar ile yaptığımız görüşme temsiliyetlerimiz nedeniyle yapılmış bir görüşme. Biz meslek örgütü temsilcileri ile konuşup eylemlerde bir temsiliyet oluşturmaya çalışıyoruz. Burada bir ısrar vs yoktur.”

Mahkeme başkanı Kahraman'a Garaj İstanbul'da yapılan toplantıyı da sordu. Kahraman "Üzerinden uzun zaman geçti, davet edildik, gittik. Bunun gibi çok sayıda toplantıya gittik. Hem hukuki hem de mesleki bilgiler verdik. Çağrıldığımız her yere de giderek bu konuda bilgi verdik" cevabını verdi.

Kahraman, "Sizin vandalizm olarak tanımladığınız eylemler ne kadar yanlışsa Gezi Parkında çadırların yakılması, oradaki polis şiddeti de o kadar yanlıştır. Gezi o güne kadar birikmiş olan hak taleplerinin ifade edildiği bir alan haline geldi. Bizlerin parkımızı, yeşil alanımızı savunurken gördüğümüz şiddet insanların meydana çıkmasına neden olmuştur" diye konuştu.

OSMAN KAVALA'NIN TUTUKLULUĞUNA DEVAM KARARI

Yapılan savunmaların ardından savcı mütealada Osman Kavalya'nın tutukluluğunun devamı yönünde karar verilmesini istedi. Verdiği ara sonrasında kararını açıklayan mahkeme heyeti, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verdi. 

İnanç Ekmekçi hakkında yakalama kararı, davetiye çıkarılmasına rağmen duruşmaya katılmayan 1 tanık hakkında ise zorla getirilme kararı çıkarılması kararlaştırıldı. Heyet, suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kaçma şüphesi ve Anayasa Mahkemesi kararını gerekçe göstererek sanık Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 24-25 Aralık 2019'a ertelendi.


GEZİ DAVASINDA NE OLMUŞTU?

Gezi soruşturması, Gezi eylemlerinin ilk günlerinde başladı.  Soruşturmayı yürüten isim Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle yetkili savcı Muammer Akkaş'tı. Yüzlerce sayfalık telefon görüşmeleri, polis fezlekesi, polisin fiziki takip sırasında çektiği fotoğraflar ve elbette sosyal medya paylaşımları dosyanın delilleri arasına girdi.  Akkaş soruşturmayı yürütürken 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını yürüttüğü için görevden alındı.

BİR DAVADA BERAAT AMA..

Gezi Parkı eylemleri nedeniyle aralarında Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Çevresel Etki Değerlendirme Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu’nun bulunduğu yirmiden fazla kişi evlerinden gözaltına alındı, ancak sorgulandıktan sonra serbest bırakıldılar. 26 kişi hakkında Mart 2014’te ‘örgüt kurmak ve yönetmek’ suçlamasıyla dava açıldı. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi, 29 Nisan 2015’te tüm sanıkların beraatine karar verdi.

4 YIL SONRA YENİ SORUŞTURMA VE DAVA

Bu davadan 4 yıl sonra, 6 Kasım 2018'de düzenlenen operasyonla akademisyenler Prof. Dr. Betül Tanbay ve Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Anadolu Kültür'ün Yönetim Kurulu Başkanvekili Yiğit Ekmekçi, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay, Genel Koordinatörü Asena Günal ve film yapımcısı Çiğdem Mater ile Meltem Aslan, sivil toplum çalışanları Yiğit Aksakoğlu, Filiz Telek, Bora Sarı, Yusuf Cıvır, Ayşegül Güzel, Hande Özhabeş gözaltına alındı. Gözaltına alınan 14 kişiden 12'si ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, Yiğit Aksakoğlu Tutuklandı.

Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı, iş insanı Osman Kavala zaten aynı soruşturma kapsamında 1 Kasım 2017'den beri tutuklu bulunuyordu.

ARANAN SAVCININ DELİLLERİ İLE 657 SAYFALIK İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmada Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi yöneticilerinden ve Taksim Dayanışması'ndan Mücella Yapıcı ve Avukat Can Atalay ile şehir plancısı Tayfun Kahraman ile Ahmet Saymadı ve Haluk Ağabeyoğlu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 28-30 Kasım 2018 tarihlerinde ifade verdi.

Soruşturma kapsamında 20 Şubat'ta, artık 'FETÖ' üyesi olmaktan aranan Akkaş'ın topladığı delillerin yer aldığı 657 sayfalık iddianame hazırlandı. 30. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame kabul edildi.

ARALARINDA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN DA OLDUĞU 746 MÜŞTEKİSİ VAR

İddianamede 746 müşteki yer alıyor. Müştekilerin başını Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 61. hükümetin bakanları çekiyor. Davada 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor.

16 KİŞİYE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR

İddianamede Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu, Ali Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Mehmet Ali Alabora, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme (TCK 312/2)" suçlaması ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması istendi.

Bu isimlere ayrıca "Mala zarar verme, nitelikli mala zarar verme, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi, İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanuna muhalefet, Nitelikli yağma (TCK 149), Nitelikli yaralama (TCK 86), 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nuna muhalefet" suçlamaları yöneltildi. 24 Haziran'da görülmeye başkanan davanın ilk duruşmasında Yiğit Aksaoğlu 221 günlük tutukluluğunun ardından tahliye edildi. Osman Kavala ise 2 yıldır hapiste.

ÖNCEKİ HABER

TÜMTİS vergi kesintilerine karşı eylem yaptı: Vergide adaletsizliğe son verilsin

SONRAKİ HABER

Somalı madenciler: Biz bu yoldan dönmeyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...