21 Ağustos 2019 08:05

Kapitalizm = İşsizlik ve kaygı içinde bir nesil

Son yıllarda giderek artan işsizlik; güvenceli işe sahip olabilme kaygısı, üniversiteli ve üniversiteden mezun olmuş gençliğin hayatını olumsuz anlamda etkileyen meseleler arasında zirvede yer alıyor.

Paylaş

Barış TİMUR
Kayseri

Türkiye’de genç nüfus olarak birçok önemli sorun ile karşı karşıyayız. Çalışma ve yaşam koşullarının her geçen gün ağırlaştığı, iktidarın saldırgan ve baskıcı politikaları izlemeyi sürdürdüğü bu dönemde işsizlik ve yoksulluk gibi sorunlarla karşılaşmamamız mümkün değil. Ülkedeki ekonomik daralma ve krizin etkileri halka ve gençliğe çıkarılıyor. Hayatımızı devam ettirmekte kullandığımız temel yaşam ihtiyaçlarına gelen zamlarla ücretler eriyor ve genç işsizlik her geçen gün daha da artıyor.
Son yıllarda giderek artan işsizlik; güvenceli işe sahip olabilme kaygısı, üniversiteli ve üniversiteden mezun olmuş gençliğin hayatını olumsuz anlamda etkileyen meseleler arasında zirvede yer alıyor. Ülkedeki ekonomik daralma ve kriz şartlarının giderek derinleşmesi, genç işsizliğin daha da artacağını gösteriyor. Uzun yıllar öğrenim hayatlarının sonunda işsizlik ile karşı karşıya kalan gençlerin bir kısmı, kendi mesleğini yapmaktan umudu kesip polislik, askerlik gibi mesleklere yöneliyor. İşsiz kalamamak için güvencesiz, sigortasız yok paraya çalışan genç sayısı da bir hayli fazla.

“NE İŞ OLSA YAPARIM”

Hükümet ve medyası ülkede işsizliğin sorun olmadığını, iş beğenmeyenlerin ve “niteliksiz” üniversite mezunlarının işsiz kaldığını her gün söyleyip duruyor. Ancak ülkemizde üniversite mezunu gençlerin aldığı eğitime göre iş bulabilme oranı oldukça düşük. İŞ-KUR binalarının önü genç işsizlerle dolu. Alanlarında atama yapılmayanlar “Ne iş olsa yaparım” diye düşünüyor, birçok farklı alanlarda iş arıyor. “Niteliksizler” diye adlandırdıkları ve işsizliğin faturasını üzerlerine yıkmak istedikleri üniversite mezunlarının, meslek alanlarının birçoğunun ataması ya hiç yok ya da mezunlara oranla çok az ataması var. Bunun sonucunda da yıllarca eğitim hayatlarını güç bela tamamlamış üniversite mezunlarında “Ne iş olsa onu yaparım” söylemini de yaygınlaştırıyor, askerlik ve polislik gençliğin tercih ettiği alanlar oluyor.

“KRİZ OLMASA EN KÖTÜ KOLA ÇEKİRDEK ALIRIZ”

İşçilerin yoğun olarak yaşadığı bir mahallede röportaj yapmak üzere gezerken, bir grup gençle karşılaşıyoruz. Parkın için “mahalleyi kesen” bir yerde oturan bir grup genç. Biri lisede, diğer bir genç, üniversiteye hazırlanıyor. Diğer iki genç ise liseden mezun olmuş iş arıyor.
Sohbet etmeye başlıyoruz. Kendini “ülkücü” diye tarif ediyor gençler. Lise bitince “Polis olmak istiyorum” diyor liseli Ahmet. Diğerleri de söze giriyor, “Biz de asker, polis… Vatana ne kadar hizmet o kadar iyi.” Krizin olum, olmadığını soruyoruz gençlere: “Kriz var ağabey. Kriz olmasa parka boş boş oturur muyuz?​” diyor Ahmet. Lise mezunu işsizlerden Mustafa, “En kötü bir kola çekirdek alırız.” diyerek gülümsüyor.

“YA TANIDIĞIN OLACAK YA DA BABADAN MİRAS KALACAK”

Bedelli askerlik konusunu soruyoruz, hepsi tek bir ağızdan kızıyor: “Olmaz öyle şey” diyerek. Lise mezunu işsiz Ferhat, “Askerlik olmadan işe girmek çok zorlaştı. Yaz zamanlarında iki üç ay en az çalışabilirdik. Şimdi o da yok” diyor. “Paranız olsa bedelli yapıp, hızlıca işe girmek ister misiniz?​” diye soruyoruz. Cevaplar ikiye bölünüyor. Mezun olup iş arayan gençler “olur” derken, liseli ve üniversiteye hazırlanan genç, “olmaz öyle” diyorlar.
Sohbete polis ve asker olmak istemelerinin sebebini ise, “vatan sevgisi ve meslek için” diyorlar. Ama asker polis olmak ya da iş bulmak kolay mı sizce dediğimizde, “Çok zor ağabey! Ya tanıdığın olacak ya da babadan kalma miras” diyerek cevap veriyorlar.
Sohbetimizi bitiyoruz.

UMUDUMUZU PERÇİNLEYELİM!

Diyeceğimiz o ki; ülkemizi yöneten bu sistemde ekonomik krizler ve işsizlik hiçbir zaman kaçınılmaz değildir. Rekabete dayalı bu sistem eninde sonunda kriz ve işsizlik üretecektir. Yani biz gençlerin bu sistem içerisinde işsizlik sorunu her zaman olacaktır. Bu yüzden bizlerin, rekabete değil de dayanışmayı, ortak üretimi ve ortak tüketimi benimseyen sistemi savunmaktan başka şansı yoktur. Bugün açısından içerisinde bulunduğumuz kapitalist sistemin tek alternatifi olan sosyalizm gençliğin de çıkış noktasıdır. Geleceğimizin her geç gün karartıldığı, umudumuzun her geçen gün azaltıldığı bugünde umudumuzu perçinlemek ve ortak mücadele etmekten başka çaremiz yoktur!

 

ÖNCEKİ HABER

4 soruda savaş ve barış

SONRAKİ HABER

Yan yana gelmeye başladık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...