18 Temmuz 2019 12:30

Baroların kent ve çevre hukukçularının Denizli toplantısı sona erdi

Denizli Barosunun ev sahipliğini Türkiye Baroları Kent ve Çevre Hukukçuları Buluşması'nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Fotoğraf: Denizli Barosu

Paylaş

Özer AKDEMİR

13-14 Temmuz tarihlerinde Denizli'de yapılan Türkiye Baroları Kent ve Çevre Hukukçuları Buluşması'nın sonuç bildirgesi açıklandı. Üçüncüsü gerçekleştirilen toplantı sonucunda açıklanan bildirgede, nükleer santralden Gezi davasına kadar birçok konuda değerlendirmede bulunuldu.

TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonunun gerekçesiz bir şekilde tasfiye edilmesinin ardından bir araya gelen çeşitli barolara kayıtlı avukatlar belirli periyotlarla toplanıp ülkedeki ekoloji ve hukuk alanındaki gelişmeleri değerlendiriyorlar. İlki 12-13 Ocak 2019 tarihleri arasında İzmir'de gerçekleştirilen toplantıların ikincisi 27-28 Nisan da Antalya'da yapılmıştı.

KENTLERDE BÜLÜK EKOLOJİK SORUNLAR YAŞANIYOR

Denizli'de gerçekleştirilen 3. toplantının sonuç bildirgesinde sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının yok edildiği,  küresel iklim krizinin içinde bulunduğumuz günlerde, her kentin kendi özelinde de büyük ekolojik sorunlar yaşadığı tespitine yer verildi. Kütahya, Uşak bölgesinde yoğunlaşan madencilik, Denizli ve Aydın’da sanayi atıklarının yanı sıra, yenilenebilir ve temiz enerji diye sunulan jeotermal santraller, tarımsal alanlarını tamamen yok ettiğine dikkat çekilen sonuç bildirgesinde "​Türkiye’nin zeytin, üzüm ve incir üretim deposu olan Aydın’da bu ürünlerin kalitesi ve niteliği, denetimsiz jeotermal santrallerin verdiği çevresel zararlardan dolayı her geçen gün düşmektedir. Jeotermaller, tüm canlı yaşamına zarar vermekte, yeraltına tekrar basılmayan artık sularda bulunan ağır metaller suyu ve toprağı kanserojen hale getirmektedir. Bir zamanların tarım alanı olan Büyük Menderes havzasını besleyen nehir, artan kirlilikten dolayı artık bir zehir nehri haline gelmiştir" denildi.

ZEYTİN KANUNU, ALTIN MADENCİLİĞİ, NÜKLEER

Kütahya Murat Dağı’nda bulunan ormanlık alana, altın-gümüş madenciliği için izin verilmesinin hiçbir bilimsel mantıkla açıklanamayacağına vurgu yapılan sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi; "Zeytincilik Kanunu hiçbir şekilde madenciler lehine değiştirilemez. Yaşam alanlarını mahveden madenciliğe karşı Bergama'dan Cerattepe'ye yürütülen yaşamı ve hukuku savunma mücadelesini sürdürme kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Fukuşima ve Çernobil felaketlerinin sonuçları gözümüzün önündeyken Akkuyu’ya yapılmak istenen Nükleer Santralin temelinde çatlaklar oluştuğu haberlerine karşı, olaya ciddiyetle yaklaşılmamıştır. Böyle bir durumun yaratacağı olası faciaların etkisi yüzyıllarca sürebilir ve bölgedeki tüm canlıların felaketi anlamına gelebilecektir."

"GEZİ'DE KENT HAKKI VE YAŞAMA HAKKI SAVUNULDU"

Ekolojik krizin, küresel kapitalizm merkezli çevre ve kentleşme politikalarının sonucu olduğunun altının çizildiği bildirgede, "Türkiye’de de kapitalizm, içine girdiği krizi doğaya saldırarak aşmak istemektedir. Türkiye’deki Başkanlık rejimi ise bu sistemin bir parçasıdır ve yaşam odaklı değil, güç odaklıdır. Hukuk güvenliğini ortadan kaldıran, idarenin denetlenebilirliğini sınırlayan, demokrasiyi, sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkına ilişkin hukuki güvenceleri aşındıran başkanlık rejiminden bir an önce vazgeçilmelidir." denildi.

Merkezi iktidarın rant odaklı politikalarına karşı bir kent hakkı ve çevre isyanı olarak değerlendirilen Gezi sürecinin kriminalize edilerek bazı Gezi bileşenlerine dava açılmasının, çevre savunucularının kararlılığından bir şey kaybettirmeyeceğine işaret edilen bildirgede; "Savunulan kent hakkı ve tüm canlıların yaşam hakkıdır" ifadelerine yer verildi. Çeşitli barolara kayıtlı kent ve çevre hukuku çalışmaları yürüten avukatlar dördüncü toplantının Eylül ayı içinde Urfa Barosu ev sahipliğinde gerçekleştirileceğini açıkladılar.

ÖNCEKİ HABER

20 ilin baro başkanları Hasankeyf için bir araya geldi

SONRAKİ HABER

Meclise, 5 CHP ve HDP'li milletvekili için fezleke gönderildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...