30 Haziran 2019 09:02

Çocuklar gibi şendik

Kocaeli Üniversitesi öğrencileri de ODTÜ’nün yaktığı feneri takip etti ve 5 yıldır çeşitli gerekçelerle yapılmayan şenliğine sahip çıktı.

fotoğraf:kocaeli üniversitesi

Paylaş

Cemre KAVALA

Kocaeli Üniversitesi

Her şey bir tweetle başladı. Yok yok aslında her şey ODTÜ öğrencilerinin şenliklerine sahip çıkmasıyla başladı. ODTÜ’nün geleneksel bahar şenliklerinin rektörlük tarafından engellenmesine karşı çıkışları ve şenliklerini geri kazanmaları Türkiye’deki üniversite öğrencileri için bir ışık olmuştu. Kocaeli Üniversitesi öğrencileri de ODTÜ’nün yaktığı feneri takip etti ve 5 yıldır çeşitli gerekçelerle yapılmayan şenliğine sahip çıktı. Bir tweet atarak başlayan süreç hızlıca bir komitenin oluşturulması, rektörlükle görüşme, teknik işlerin ve şenlik planın yapılması ve sonunda şenlik ile hem hızlı hem de coşkulu bir şekilde sona erdi. 19-21 Haziran tarihleri arasında olan şenliğe katılım oldukça yüksekti. Üç gün boyunca oyunlar, danslar, konserler ile birçok duyguyu bir arada yaşadık. Hem ekonomik krizin etkisi hem de şehrin sosyal-kültürel alanda eksik kalması sebebiyle uzak kaldığımız kültür-sanat etkinliklerinin tadını doyasıya çıkardık. Üstelik okulun gerekçe olarak sunduğu nedenlerin aksine öğrenciler bir arada, müziği, dansı en içten şekilde yaşayarak bir şenliği geçirmiş olduk.

ŞENLİK KOMİTESİ VS REKTÖRLÜK

Kocaeli Üniversitesi için bir başlangıç olan bu şenlik öğretici bir süreci de beraberinde getirmiş oldu. İletişim Fakültesi öğrencilerinin talebi olarak başlayan şenlik süreci zaman geçtikçe tüm okula yayıldı. Hızlıca bir şenlik komitesi kurulmuş ve bir yerde sürecin resmi adımı atılmıştı. Bugüne geldiğimiz öğrendiğimiz en önemli şey birlikte olmak ve yılmadan talebimizin arkasında durmaktı. Şenliği “3 gün yapılan konserler”  tanımından başka bir noktaya çeken de başta şenlik komitesi olmak üzere tüm öğrencilerin birlikte plan yapmaları, şenliği beraber organize etmeleri oldu. Şenlik planlanmasının başladığı ilk günden son güne kadar öğrencilerin talepleri ile hareket eden şenlik komitesinin aksine rektörlük 5 yıldır izlediği politikadan sapmadan hareket etmeye özen gösterdi. Her bir etkinlik planında katılımcılar, konu tek tek incelendi ve program ona göre oluşturuldu. Bu durumun bir diğer yanı da katılımcı olarak önerilen isimlerin tutumlarıydı. Öğrencilerin uğraş ve çabalarına karşı bu isimlerden destek alamamaları bazı zamanlar moral bozukluğuna neden olsa da asıl amaç şenliği en verimli şekilde değerlendirebilmekti.

KENDİMİZE BİR ALAN YARATMAK

3 gün boyunca çeşitli sahne etkinliklerinin hep dolu dolu geçmesi ve öğrencilerin her bir dakikayı değerlendirmesi öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetlerdeki eksikliğinin göstergesi oldu. Güzel sanatlar fakültesi öğrencilerinin yıl boyu çalıştıkları oyunları, konserleri de daha geniş bir kitle ile paylaşma şansı oldu. Kulüplerin standlarının açılması, kendi ürettiklerini alanda sergileme imkanları da oldu. En çok ilgiyi konserler görmüş olsa da dans etkinlikleri, masa oyunları da ilgi gören etkinlikler arasındaydı. Aslında şenlik süresince en net görülen ve herkesin yansıttığı şey şuydu, bizler bir arada vakit geçirebileceğimiz etkinlikleri arttırmak, kendimize sosyal kültürel üretimlerde bulunabileceğimiz bir alan yaratabilmek istiyoruz. Şenlik talebinin bu kadar öne çıkmasının bir nedeni de buydu.

Şenlik talebinin ortaya çıkışı ve ilerleyen süreç şunu gösterdi: Bizler taleplerimizi gerçekleştirebilmek için bir araya gelmeli ve mücadele etmeliyiz. 5 yıl aradan sonra rektörlük tarafından sunulan tüm alternatiflere rağmen nitelikli bir şenlik sürecinin yaşanmasının bir nedeni de budur. Şenlik süreci herkes için iyi bir deneyim oldu. Bundan sonra ise kazanılmış şenlik sürecinde kazanılan deneyimi biriktirmek ve bu coşkuyla devam etmek önemli olacaktır.

 

 

ÖNCEKİ HABER

En renkli topluluklardan biri: Tiyatro Çorba

SONRAKİ HABER

Almanya’da metal işçilerinden büyük miting: Üretimde adil dönüşüm!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...