İşkence iddiaları karşısında devletin kapısı duvar: İşkenceye sıfır yanıt

Erdoğan’ın “İşkenceye sıfır tolerans” sözlerine rağmen hükümet ailelere yanıt vermiyor. İnsan hakları savunucuları ve hukukçular “İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” dolayısıyla açıklama yaptı.

26 Haziran 2019 13:58
Son Güncellenme Tarihi: 26 Haziran 2019 16:33
Paylaş

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İşkenceye sıfır tolerans” sözlerine rağmen hükümet ne ailelere ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine cevap veriyor. İnsan hakları savunucuları ve hukukçuların İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’nde yaptığı açıklamada konuşan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Adalet Bakanlığının BM ve AİHM’ye bile dört aydır soruşturma başlatamadığı için cevap veremediğini söyledi. Silahlı kişiler tarafından kaçırılan Salim Zeybek’in eşi Fatma Betül Zeybek ise eşinden 126 gündür haber alamadığını belirterek, “Bütün bilgileri belgeleri toplayıp yetkililere verdik ama kapı duvar” dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi ve Ankara Tabip Odası (ATO), İHD Ankara Şubesi önünde 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’nde ortak bir basın açıklaması yaptı. Ortak açıklamayı okuyan İHD Genel Merkez Yöneticisi Nuray Çevirmen kayıp 6 kişiyi hatırlatarak, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sonrasında işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden uygulamaların arttığına dikkat çekti. İşkence yasağı ihlallerine 18 Mayıs’ta Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili Mahallesi’nde 51 kişinin gözaltına alınması ile başlayan süreci örnek gösteren Çevirmen, “Urfa Barosu tarafından oluşturulan heyetin cezaevinde yaptıkları birebir görüşmeler, adli raporlar gözaltına alınan kişilerin işkenceye maruz kaldıklarını açıkça ortaya koymaktadır. Raporda ters kelepçe, göz bağı, elektrik verme, cinsel işkence gibi anlatımlar yer almaktadır. İHD olarak kadınlarla yapılan görüşmelerde ise kadınlar cinsel organlarına ve göğüslerine elektrik verildiğini ifade etmişlerdir” şeklinde konuştu. 

Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde işkence yapıldığına dair haberlerin basına yansımasından sonra inceleme yapmak için avukatların Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosuna gittiklerini ifade eden Çevirmen, “Görüşülen 6 kişinin tamamı ‘mülakat’ adı altında götürüldüklerini, burada itirafçı olmaya zorlandıklarını, tehdit ve hakarete maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir” dedi. Çevirmen, 2018 yılında gözaltına alınan ve 5 buçuk ay kayıtsız olarak gözaltında tutularak askıya alma, tazyikli suyla işkence, suyla boğma girişimi, copla cinsel işkence gibi yöntemlere maruz kalan Ayten Öztürk’ü de hatırlatarak, “Bu vakalar hem medyada geniş yankı bulmuş hem de tüm kamu kurumları durumdan haberdar olmuştur. İşkence yasağı bireylere, ceza sorumluluğu devletlere ise cezalandıracak ödevler yüklemektedir” dedi. 

“BAYRAM ÖNCESİ 70 VEKİLİN KAPISINA GİTTİM”

Kayıp yakını Fatma Betül Zeybek eşinden 126 gündür haber alamadığını belirterek, bayram öncesi Meclise gittiğini söyledi. Zeybek, “26 tanesi TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi olan 70 milletvekiline verdiğim dilekçe bürokrasiye takılmasın diye parti gözetmeksizin dolaştım” dedi. Ankara’da eşiyle birlikte kayıp olan 6 kişinin olduğunu söyleyen Zeybek, “Gerekli her yere başvurduk ve daha hâlâ araştırma yok, hiçbir açıklama yok. Adalet ve İçişleri Bakanlığından bir açıklama bekliyoruz. Ailelerin eli kolu bağlı beklesinler istiyorlar. Herkes empati yapsın, bekleyemiyoruz” dedi.

Kayıp aramanın çok ağır olduğunu ifade eden Zeybek, “İnsan olan herkesin destek çıkması lazım buna. Vicdanımı susturamıyorum, gece başımı yastığa koyamıyorum. İnsanlar nasıl bu kadar rahat davranıyor anlamış değilim. Derdimi anlatmak için dik durmak durumundayım. Bütün bilgileri belgeleri toplayıp yetkililere verdik ama kapı duvar. Mağdur olan herkesin mağduriyetinin giderilmesini istiyorum. Çocuklarım var ve her şeyden olumsuz etkileniyorlar” diye konuştu.

BAKANLIKLAR CEVAP VERMİYOR

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, işkencenin insanlık suçu olduğunu ve zaman aşımına uğramadığını belirterek, işkence yapan da işkence görse onun da haklarını savunacaklarını söyledi. Medyanın baskısı sonucunda Ankara emniyeti “Herhangi bir usulsüzlük ve hukuksuzluk yoktur” şeklinde bir açıklama yapsa da Ankara Barosu’nun raporu üzerine bir soruşturma başlatıldığını söyledi. İdari makamların ise hâlâ suskun olduğuna dikkat çeken Gergerlioğlu, “İçişleri ve Adalet Bakanlığı cevap vermemekte rekor üstüne rekor kırıyor. 4 aydır kaçırılan insanlar var bu ülkede. Binlerce MOBESE kamerasının olduğu yerde üç tane insan kaçırıldı. Ankara emniyeti tek bir açıklama ve araştırma yapmıyor”diye konuştu. BM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Adalet Bakanlığına 6 kişi için soru sorduğunu söyleyen Gergerlioğlu, “Adalet ve İçişleri Bakanlığı dört aydır bir araştırma yapmadığı için savcılar takipsizlik verdiği için AB ve AİHM’ye cevap veremiyor. Böyle bir skandalı bu devlet yaşamadı” dedi. (Ankara/EVRENSEL)


"İŞKENCE TÜM DÜNYADA DEVLET POLİTİKASIDIR"

İzmir’de de İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Hakların Köprüsü Derneği, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği, SES, Hak İnisiyatifi, İMECE, İnsan Hakları Gündemi İzmir Şubeleri İşkence ile Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan kitle “İşkencesiz dünya mümkün” yazılı pankart açarak sık sık “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” , “Susma haykır işkenceye hayır” sloganları attı.

Kurumlar adına ortak basın açıklamasını okuyan TİHV Temsilcisi Coşkun Üsterci, "Maalesef işkence, hâlen dünyanın pek çok ülkesinde devletler tarafından toplumlara karşı insanlık dışı bir cezalandırma ve yıldırma aracı olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda sadece otoriter rejimler ve diktatörlüklerde değil, gelişkin demokrasilerde bile işkence uygulamalarında bir artış gözlemlenmektedir" dedi.

Urfa'nın Halfeti ilçesinde, mültecilere yönelik geri gönderme merkezlerinde ve son zamanlarda ülkenin dört bir yanında yaşanan hak ihlallerine ve kötü muameleye dikkat çeken Üsterci, “Siyasi otoritenin yaklaşımı böyle olunca, haliyle işkence yapan kamu görevlilerinin ve işkence iddialarının resen soruşturulmaması, yapılan soruşturmaların etkin ve bağımsız olmaması, işkence yapan kamu görevlilerinin yargılanması için izin sistemine başvurulması, ceza ertelemeleri, savcı ve yargıçların subjektif ve tarafsızlıktan uzak zihniyet yapıları gibi cezasızlığa yol açan nedenlerin hiçbiri konuşulamaz, tartışılamaz hale gelmektedir. Ayrıca işkence yapan güvenlik görevlileri hakkında bir şikâyette bulunulması, soruşturma ya da dava açılması halinde işkence görenler hakkında derhal “memura hakaret etmek, mukavemet etmek, bu sırada yaralamak, kamu malına zarar vermek” gibi gerekçelerle karşı davalar açılmaktadır. İşkenceciler aleyhine açılan davalar cezasız kalırken işkence görenler aleyhine açılan davalar kısa sürede ağır cezalar ile sonuçlanabilmektedir" dedi.

"İşkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçilmeli, uluslararası mekanizmaların tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları kamuya açık bir şekilde kesin olarak kınanmalıdır" diyen Üsterci, sözlerine şöyle devam etti: "Yansıtmaya çalıştığımız bu gerçekliğin bir kader olmamasını ve insani varoluşumuzun anlamına ters düşen, daha aydınlık bir gelecek için taşıdığımız umutlara gölge düşüren ‘işkence’nin ülkemizden ve dünyadan mutlak olarak silinmesini istiyoruz. Bu hedefe ulaşıncaya kadar da, tüm örtbas etme, korkutma, susturma çabalarına karşın, başlarına geleni kader olarak kabul etmeyip, işkence gördüklerini yüksek sesle haykırabilmeleri ve kendilerini güvende hissetmeleri için her koşulda işkence görenlerin yanında olmaya devam edeceğiz." (İzmir/EVRENSEL)


DİYARBAKIR’DA ORTAK AÇIKLAMA

26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’nde İHD, TİHV, Diyarbakır Barosu, TTB ve Hak İnisiyatifi Koşuyolu’da basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını TİHV Üyesi Elif Turan okudu.
1997 yılında BM Genel Kurulunda 26 Haziran’ın işkence görenlerle dayanışma günü olarak ilan edildiğini belirten Turan, “Yıllardır ısrarla dile getirdiğimiz gibi işkence ve kötü muamelede bulunmak mutlaka yasaktır. İnsan hakları hukuku bakımından işkence yasağı normu, yaşam hakkının ve kişinin, hiç kimsenin dokunma hakkı olmadığı bedensel ve zihinsel bütünlüğünü koruma talebinin bir sonucudur” dedi. BM İşkenceye Karşı Sözleşmesi’nde Türkiye’nin de imzasını olduğunu vurgulayan Turan, “Ne yazıktır ki, işkence gündelik hayatın içinden herkes tarafından hissedilir yaygın bir pratik haline getirilmektedir. Ülkemizde son yıllarda, kişileri cezalandırmaya, yıldırmaya yönelik ve ceza muhakemesinin bir aracı olarak işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının büyük bir artış gösterdiğine işaret eden ciddi tespitler ve iddialar bulunmaktadır. Sadece içinde bulunduğumuz aylarda Urfa’nın Halfeti ilçesinde ve Ankara’da işkenceye maruz kalan insanların kendi ya da yakınlarının ve avukatlarının anlatımları, ilgili kurumların raporlarında belgelenen işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının gündelik hayatın içinde herkes tarafından ne denli hissedilir ve ne denli yaygın bir pratik hale getirildiğini ortaya koymaktadır.”
Son dönemde devlet ve kamu görevlilerinin işkencenin yasaklanmasına yönelik olumsuz tavırlarının, adeta cezasızlığı “güvence” altına alacak yasal düzenlemelerle beraber ciddi hale aldığının altını çizen Turan, “Hızlı ve etkin biçimde soruşturarak işkence iddialarına açıklık kazandırmak ve her şeyden önemlisi işkenceyi durdurmak tümüyle devletin görevidir. Bu nedenle bugün ve geçmişte gerçekleşen tüm işkence suçlarına yönelik etkin ve tarafsız bir soruşturma sürecine dayalı olarak yargı önüne çıkarılmalı, her düzeydeki sorumlular cezalandırılmalı ve cezasızlık politikası sonlandırılmalıdır. Bugün vesilesiyle tekrar hatırlatmak isteriz. Bizler işkence iddiaları karşısında hiçbir şekilde sessiz kalmayacağız. Her türlü süreçlerinde etkin görevimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. (Diyarbakır/EVRENSEL)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır'da kayyum, çocuklar için gönderilen bisikletleri yandaşa dağıtmış

SONRAKİ HABER

İmamoğlu CNN'e konuştu: Yolsuzluk iddialarını denetim şirketleri inceleyecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...