27 Şubat 2019 04:19

“Zafer” artık sadece bir mahalle adı olmayacak

Muhtar adayı Ahmet Erturan, 22 yaşında ve Adnan Menderes Üniversitesi Lojistik bölümü öğrencisi.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Yoldaş TAŞ

Aydın

Türkiye, 31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş durumda, adaylıklar, listeler, milyon TL'lik çılgın projeler, “Yaptım ya da yapacağım” ile biten propaganda görselleri ile artık tamamen bir seçim atmosferinin içindeyiz. 31 Mart seçimlerine parti olarak girebilen siyasi partilerin açıkladığı seçim beyannameleri ve YSK'ya teslim ettiği adaylıklar sonrası oluşan tablo, kentlerin en büyük dinamiğini oluşturan gençliğin temsiliyetinin ve yerel yönetimlere katılımının “Yok” sayıldığı bir durumu ortaya koyuyor. Ülke genelinde böyle bir tablo hakim iken, Aydın'da Adnan Menderes Üniversitesi öğrencileri, üniversite öğrencilerinin yoğunlukla yaşadığı Zafer Mahallesi’nde muhtarlığa adaylıklarını açıkladı. Muhtar adayı Ahmet Erturan, 22 yaşında ve Adnan Menderes Üniversitesi Lojistik bölümü öğrencisi. Biz de muhtar adayı Ahmet ile seçimleri, adaylığı ve projeleri üzerine konuştuk.

24 HAZİRAN SEÇİMLERİNİN RÖVANŞI

“Türkiye nasıl bir atmosferde seçimlere gidiyor?​” diye soruyoruz ilk olarak ve sözü Ahmet alıyor; "16 Nisan referandumu sonrası Türkiye, parlementonun sadece görselinin kaldığı bir tek adam rejimi ile yönetiliyor. Doğal olarak iktidarın bu antidemokratik söylemi yerel seçimlere de yansıyor. Bazı belli başlı istisnaları saymazsak mecliste olan neredeyse bütün siyasi  partilerin adayı ‘Yaptım, yaparım, yapacağım, kurtaracağım, vb.’ sloganları ile  yerelde de bir tek adam söylemini ön plana çıkarıyor.  Kimsenin yerelde  demokrasinin nasıl inşa edileceği, halkın yerel yönetimlere katılımının nasıl sağlanacağı hakkında konuştuğu yok." diyor Ahmet ve ekliyor, "Tabii bu seçimlerin başka bir anlamı da 24 Haziran seçimlerinin bir rövanşı olarak görülmesi, muhalefet bu düşünceyi reddetse de, Cumhur İttifakı’nın ortağı Bahçeli; ‘3 büyük ilin kaybedilmesi, yeni rejimin meşruiyetinin de sorgulamaya açılması anlamına gelir.’ diyerek bu kaygıyı açık bir şekilde dile getirdi." diye ekliyor. “Peki gençlik bu seçimin neresinde?​” diye sorduğumuzdaysa "Siyasi parti fark etmeksizin, bütün sermaye partilerinin sözcüleri 'Gençler, bizim geleceğimizdir' sözünü bir demogojiye dönüştürmüş durumda. Gençler, sadece 5 yılda bir yapılan seçimlerde akla geliyor ve onlara da sadece bayrak asmak ve sandığı beklemek görevi misyon biçiliyor. İktidar 16 Nisan referandumu ile birlikte seçilme yaşını 18'e indirdi, fakat ne meclis aritmetiğinde ne de yerel yönetim adaylarında hiçbir partinin genç bir adayı yok. Gençlik kendi geleceği açısından birleşerek, nasıl bir ülke, nasıl bir yaşam ve nasıl bir gelecek sorularının etrafında bir mücadele geliştiremezse bu bakış açısını yıkmak zor gibi görünüyor. Yani mesele burada bir yerde aday olmak ve aday gösterilmek değil aslında, eşit ve özgür bir gelecek için gençliğin bütün enerjisiyle nasıl bir pozisyon alacağı." diye cevap veriyor.

ÜNİVERSİTELİ MAHALLEYE ÜNİVERSİTELİ ADAY

“O zaman biraz Zafer Mahallesi’nden ve adaylıktan konuşalım. Nasıl gelişti adaylık süreci ve nasıl bir yönetim modeli uygulayacaksınız?​” diye soruyoruz ve Ahmet cevap veriyor; "Zafer Mahallesi, üniversiteye fiziken en yakın mahalle ve doğal olarak 54 bin kişilik Adnan Menderes Üniversitesi öğrencilerinin de en yoğun oturduğu mahalle. Mahallede oturan arkadaşlarımız ile birlikte az önce konuştuğumuz konuları tartıştık ve gençlerin yönetimde yer alacak bir örnek ortaya koymak istedik. Mahallede oturan genç arkadaşlarla birlikte yaptığımız tartışmalar ile muhtarlığa üniversite öğrencileri olarak aday olmaya karar verdik. Zafer Mahallesi 9 bin seçmene sahip ve bu seçmenin yüzde yetmişini üniversite öğrencileri oluşturuyor. Böyle bir profile sahip mahallede doğal olarak üniversite öğrencisi gençlerin talepleri ve sıkıntıları ile çözümlerine dair bir seçim programı hazırladık. Fakat yanlış anlaşılmasın, bu programı sadece bir kişi değil, mahallede oturan genç arkadaşlarımızla tartışarak belirledik. Seçim kampanyamızı da ağırlıklı olarak gençliğin sorunları ve bu sorunlara dair çözüm önerilerimiz ile birlikte gençliğin kendi taleplerini etrafında bir çalışma yürütüyoruz." diye anlatıyor.

ÜCRETSİZ ULAŞIM HAKKI

“Kampanyanın ana hattını ne oluştuyor? Bahsedilen sorunlar ve bu sorunların çözümleri neler? Burayı biraz daha açabilir miyiz?​” diye araya giriyoruz, "Tabii" diyor Ahmet ve anlatıyor; "Muhtarlık mahalli idarenin en küçük birimi. İmkan anlamında yapabileceği şeyler çok kısıtlı fakat biz bu imkanları zorlayarak hem yerel yönetimler üzerinde bir kamuoyu yaratarak taleplerimizin takipçisi olmak hem de yapabileceğimiz her iş için mahalle sakinleri ile birlikte hareket ederek başarmak istiyoruz. Mesela geçtiğimiz yıl içerisinde gençlerle yapılan bir araştırmada Aydın’ın öğrenci dostu bir kent olduğu açıklanmıştı. Yerel yöneticiler de bununla övünüp duruyorlardı ama “Gerçek bu mu?​” diye sorduğumuzda buna olumlu yanıt vermek çok zor.  Gençlerin en önemli sorunlarını, ulaşım, barınma, beslenme, sportif ve kültürel yaşama erişmede yaşanan sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Kampanyamızın ana taleplerini de bunlar oluşturuyor doğal olarak.  Aydın’daki yerel yönetimlerin bu konularda sınıfta kaldığını söyleyebiliriz.” diye açıkladıktan sonra son dönemlerde ulaşıma yapılan zamları ve buna öğrencilerden büyük tepkiler gelmesine rağmen yetkililerin geri adım atmamasını örnek veriyor ve ekliyor “Biz seçim kampanyamız içerisinde ulaşımın gençlik için ücretsiz olmasını savunuyoruz ve bunun mücadelesini bütün genç arkadaşlar ile birlikte yürüteceğimizi belirtiyoruz. Üniversiteli gençlerin ana sorunu olan ulaşım planı kent gençliği ile birlikte planlanmalı ve kent gençliği için ücretsiz ulaşım hakkı sağlanmalıdır." diyor.

GENÇLİĞİN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİRİ: BARINMA

"Üniversiteli gençliğin en büyük problemlerinden birini de barınma sorunu oluşturuyor." diyor Ahmet ve ekliyor; "Öğrenciler, emlakçıların fahiş komisyon bedelleri ile KYK yurtlarının yetersizlizliği ve niteliksizliği arasında sıkışmış durumda. Sosyal belediyecelik diyen CHP'li Büyükşehir Belediyesinin bu konuya dair düşüncesi dahi yok. Özel yurt fiyatları çok pahalı ve niteliksiz durumda, eve çıkmak isteyen öğrenciler, eşya bulma, abonelik ücreti vs. bir ton derdi düşünüyor. En önemli sorunlardan biri olan barınma sorunu ile ilgili, emlakçılığın yerine, sağlıklı ve güvenilir bir barınma için dayanışma kooperatifleri örgütlenmeli ve maddi ve manevi her anlamda ihtiyacın bu kooperatif aracılığıyla çözülmesini planlıyoruz. Örneğin ev eşyasına ihtiyacı olan bir arkadaşın da yararlanacağı bir kooperatif gibi.  Yerel yönetimler bütçesinden, kent gençliğinin ücretsiz olarak yararlanacağı, nitelikli belediye yurtları açılmalı ve kent gençliğinin ücretsiz olarak faydalanması sağlanmalı. Kampanyamızda bütün genç arkadaşlar ile bu sorunun çözümü için birlikte mücadele etmemiz gerektiğini anlatıyoruz.”

"Kültürel yaşam koşulları gençlik için çok zor dedin, buraya dair var mı bir projeniz?" diye soruyoruz; "Elbette" diyor Ahmet ve ekliyor; "Aydın'da gençlik merkezleri, kültür merkezleri vs. bunların bina olarak var olmasında sıkıntı yok ama ‘Gençler buraya ne kadar erişebiliyor?​’ diye sorduğumuzda iyimser bir tablo yok ortada. Göstermelik kültür merkezleri yerine, denetiminin kent gençliğinin belirlediği yönetimce üstlenildiği, bilim, edebiyat, sanat, sinema, tiyatro vb. gibi hizmetlerden sağlıklı yararlanılması için Kültür Evleri açılmalıdır. Biz de mahalle gençliği olarak, bu etkiliklere katılım açısından, denetiminin mahalle gençliğinin belirlediği temsilciler ile birlikte bir mahalle kültür evi açmayı planlıyoruz." diyor.  "Fakat bu anlattıklarımdan şöyle bir anlam çıkmasın, biz gençliğe bize oy verin bunları yapalım demiyoruz, gelin hep birlikte bunları hayata geçirelim diyoruz. Seçim kampanyamızda altını en net çizdiğimiz şey bu." diyor.

KENDİ YAŞAMINDA SÖZ SAHİBİ BİR GENÇLİK İÇİN

Bunları nasıl hayata geçireceklerini sorduğumuzda Ahmet; "Yerel yönetimler; gençlerin sosyal, eğitsel, kültürel gelişmesinde ve sosyal alanda temsiliyetinde doğrudan rol üstlenerek gençliğin önüne sosyal alan açmalı, bu amaçla göstermelik gençlik merkezleri değil, gençliğin kendi meclislerinde örgütlenmesinin önünü açmalı ve gençliğin halk meclislerinde yer almasını sağlamalıdır. Taleplerimizin karşılık bulabileceği bir yerel yönetim inşa edilmeli fakat bu da üstten emirlerle uygulanan bir yönetim değil, gençlerin sıkıntılarını konuştuğu ve çözüm yollarını birlikte ürettiği bir mekanizma ile olabilir. Bu bakımdan biz bu söylediğimiz işlerin hayata geçirilmesinde en önemli mekanizmanın mahallenin yönetiminin sadece seçilen bir muhtar ile değil, mahallede oluşturacağımız halk meclisleri ile birlikte yapacağız, ve gerektiğinde seçilenlerin bu meclisler tarafından geri çağrılma hakkının yani görevden alma hakkının da olmasını savunuyoruz. Dolayısıyla mahallede bütün genç arkadaşlarımızla bu çalışmanın bir parçası olması gerektiğini tartışıyoruz.” Şimdiye dek karşılaştıkları tepkileri merak edip sorduğumuzda "Muhtarlıkta azalık sistemi var, biz bunu en başından beri bir meclis gibi çalıştırıyoruz. Azalık bileşeninin çoğunluğunu kadın arkadaşlarımız oluşturuyor. Bu bakımdan mahallede yaşayan genç kadın arkadaşların sorun ve çözüm önerileri üzerine de çalışıyoruz, mahallenin kendi özgün talepleri üzerine de. Bu bakımdan çeşitli ev toplantılarına başlayacağız. Her apartman ve bloktan birer temsilci ile çalışmayı daha kolektif ve kapsayacı bir şekilde örgütlemek gibi bir planımız var. Şimdiye kadar aldığımız tepkiler çok iyi herkes durumu önce bir yadırgıyor, 'Gençlik olarak yönetelim' dediğimiz zaman. Ama tartışınca 'Haklısınız' diyorlar. Biz burada bir deneyim yaşamak ve gençlerin de sadece yönetilen değil, yönetmeye aday olması gerektiğini göstermek istiyoruz. Tabii ki en önemlisi de seçimden seçime hatırlanan değil, kendi geleceği açısından söz sahibi olması ve karar alma mekanizmalarına katılmasının da önemini tartışıyoruz. Bu açıdan bizim açımızdan da ilginç ama bir o kadar da keyifli bir çalışma oluyor." diyor.

“Son olarak söylemek istediğin bir şeyler var mı?​” diye soruyoruz Ahmet'e; "Gençliğin de yönetebileceğini hep birlikte Zafer Mahallesi’nden gösterelim." diyor gülerek ve ekliyor; "Bütün Zafer Mahallesini birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. ‘Zafer’, gençliğin olacak.” diyor. Biz de başarılar dileyerek sonlandırıyoruz sohbetimizi.

ÖNCEKİ HABER

Garanti mesleğin garanti sorunları: Bölüm 2

SONRAKİ HABER

Nasıl bir seçim? Nasıl bir belediyecilik?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...