27 Şubat 2019 03:52

Bu eseri badanalasak da mı saklasak?

Geçtiğimiz haftalarda Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesinde çirkin bir olay yaşandı.

Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin, rektörlük kararıyla kaldırılan reprodüksiyon eserlerinden biri | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Musab Daud
Yıldız Teknik Üniversitesi

Geçtiğimiz haftalarda Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesinde çirkin bir olay yaşandı. Bileşik sanatlar öğrencilerinin dönem sonu bitirme çalışması olarak 2 ay önce astıkları röprodüksiyon çalışmaları Yeni Akit tarafından “ahlaksızlık” temalı bir habere konu oldu. Ardından okulda yaşanan bazı şeylerden sonra öğrenciler kendi işlerini panodan kazımak zorunda kaldılar. Sebebi neydi ki? Asılan işler “çıplaklık” içeriyordu. Halbuki onlar çizmeyi öğrenen, anatomi çalışan, uzun uğraşları sonunda yaptıklarını da sergileme hakkına sahip insanlar. Çünkü 726 yılında ve Bizans’ta yaşamıyoruz.

Yaklaşık 120 yıllık bir dönem olan İkonoklast dönem birçok eserin tahribiyle sonuçlanmıştı. İkonoklast kelime anlamı olarak “imge kırmak” demek. 8. Yüzyılda Bizans’ın başına geçen III. Leon, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıları dini ikonalara bağlıyor, zamanla putlaştırıldıklarını, tanrıyla dünya arasında bir bağ olmaktan farklı bir anlam kazandıklarını, tekrar dini ve siyasi iktidarı almak ve imparatorluk inancını kazandırmak için yok edilmeleri gerektiğini düşünüyordu. Bu dönemde “taşınabilir heykel, tablo gibi ikonalar yakılmış, fresk ve mozaik gibi süslemeler kazınmış ya da badana ile kapatılmış, tepsi gibi madenî eşyalar eritilmiş, yazmalar ise yırtılmıştır. Bunun yanında kutsal şahsiyetlerin heykel formunda temsili yasaklanmamasına rağmen bu sanat dalı kendiliğinden yok olmuştur.”*

Tabii bunlar yıllar öncesinde kaldı, üzerinden çok şey geçti, insanlık ilerledi, Rönesans başladı, Rönesans bitti, Almanlar birleşti, Almanlar dağıldı, Fransız ihtilali oldu, Louvre halka açıldı, sanayi devrimi oldu, İlk Müslüman koleksiyoner Halil Paşa Courbet’den “Dünya’nın Kökeni” tablosunu aldı, Mona Lisa çalındı, Mona Lisa bulundu, Rusya’da avangardlar “Müzeleri yok edelim” dedi, Andy Warhol “Para kazanmak sanattır” dedi, Türkiye’de insanlar 0 900’lü hatlardan Ecevit’le konuştu, Marina Abramovic zibilyonuncu kere “Sakın evde denemeyin” performanslarını yaptı ve günümüze geldik. Bugün yaşadıklarımız Orta Çağ’ın bile gerisinde kalmışken en azından artık Yeni Akit gibi ikonoklastlara geri adım attırabiliyoruz. Önemli olan da bu zaten. En azından kendini güçlü zanneden kimilerine o kadar da güçlü olmadıklarını hatırlatabiliyoruz. En azından bunu yapanlara “Böyle olsun istemezdim” dedirtebiliyoruz. İnsanlığın ileri düşüncelerini, üniversitelerin olması gerektiği gibi bilimin ve sanatın özgürce üretilmesi gereken yerler olduğunu savunmaya devam eder ve bunu savunan insanlarla bir arada olursak o zaman “Sanki biraz açık mı olmuş” başlıklı bile haber yapamazlar.

*Talha Yasin Yaman, Lisans Tezi, Bizans İmparatorluğunda İkonoklast Dönem, 2017

ÖNCEKİ HABER

BİR KAVRAM: DİYALEKTİK -2-

SONRAKİ HABER

Engels  1-0 Harari

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...