30 Ocak 2019 12:02

Dünya mülteci çocuklar için: Kefernahum

“Beni niye doğurdunuz” diyerek ailesine dava açan çocuğun yoksulluk ve şiddet içerisinde geçen hikayesini anlatan “Kefernahum” filmi vizyona girdi.

Kefernahum filminden bir sahne

Paylaş

Necla DEMİR

Lübnanlı Yönetmen Nadine Labaki’nin ailesine “Beni niye doğurdunuz” diyerek dava açan 12 yaşındaki bir çocuğun yoksulluk ve şiddet içerisinde geçen hikayesini anlattığı “Kefernahum” filmi 25 Ocak’ta Türkiye’de vizyona girdi.

İncil'de adı sık sık geçen, günümüzde sınırları Filistin toprakları içinde bulunan tarihi bir köy olan Kefernahum’un anlamı ise kaos-karmaşa. Yoksulluğuyla adeta “ben buradayım” diyen Beyrut’ta yaşayan Suriyeli mülteci bir ailenin oğlu Zain’in verdiği hayat mücadelesi sonucunda ailesini mahkemeye vermesiyle başlayan hikaye aynı zamanda pek çok gerçekliğe kapı aralayan cinsten. Bu gerçekliğin en önemlisi de yıllardır dile getirilen savaş yıkıcılığından en çok etkilenenlerin çocuklar olduğunu ortaya koymasıdır. 

HER SAHNE YABANCISI OLMADIĞIMIZ GÜNLÜK YAŞAM KARESİ

Filminin, “niye yaşıyorum” diyen Lübnan sokaklarındaki çocukların hikayesi olduğunu söyleyen Yönetmen Nadine Labaki, çocukların bugünkü dünyasını kaosu çağrıştıran Kefernahum’a benzettiğini söyleyerek, “Bu cehennem ve biz de cehennemde yaşıyoruz” diyor. Dünyada ve özelde de Suriye’de devam eden savaşı düşünecek olduğumuzda karşılığını bulan bu cümle, çocuklar açısından tam bir Kefernahum örneğini canlandırıyor. Hikaye Lübnan’da geçiyor ama her bir sahne yabancısı olmadığımız birer günlük yaşam karesi. Film, tüm dünyada hakim olan siyasal ve ekonomik krizlerin yanı sıra “mülteci krizi” içerisinde çocuk haklarına ayrı bir yerden bakmayı gerekli kılıyor. 

SEYİRCİYE PEK ÇOK BAŞLIĞI SORGULAMAK KALIYOR

“Sanırım her yerde gördüğümüz bu çocukların görüntüsünden etkilenen tek kişi ben değilimdir” diyen Labaki, filmdeki duygularını var olan gerçeklikle kameraya yansıtırken, izleyen seyircilere de bu duyguların kendi yaşamlarındaki karşılığını sorgulamak kalıyor. 

"Çocuk işçiliği, kimliksiz çocuklar, çocuk yaşta evlilik başlıklarıyla beraber yoksullukla boğuşan ve kimi zaman ırkçı duygularımızın esiri olan bu yaşamların neresinde duruyor ve ne kadarını görüyoruz? Kabul edilmesi zor ve bir o kadar da görmezden geldiğimiz bu gerçekliklerin sahneye yansıdığı kareler hayatımızın ne kadarını oluşturuyor?" sorularını sorduran filmin her sahnesinde yüze vuran ise her ne kadar hikaye Lübnan’da geçiyor olsa da bugün Türkiye’de sayısı milyonları bulan bu insanların kaderlerine boyun eğerek başka topraklarda olmayı kendilerinin seçmediğini bilmek. “Coğrafya bir kaderdir” tespitine paralel savaşın ve yıkımın bedelini ödeyen mülteci çocukların, çocukluklarını nasıl yitirdiklerini gözler önüne sermesi açısından Kefernahum, seyircilerden tam not alacağa benziyor. 

‘BİR DAHA DÜNYAYA ÇOCUK GETİRMEMELERİNİ İSTİYORUM’

Filmde hikaye, Zain’in en sevdiği kız kardeşi 11 yaşındaki Sahaar’ın zorla evlendirilmesi sonucu hamile kalarak ölmesi ardından duyduğu öfkeyle birini bıçakladığı için 5 yıl hapis cezasına mahkum edilmesiyle başlar. Yoksulluktan okula bile gidemeyen ve ağır işlerde çalışmak zorunda kalan Zain’in öfkesi payına şiddet düşen hayata kendisini getiren anne babasınadır. Bu yüzdendir ki kaldığı ıslahevinde ailesine dava açar. Kendisi ve kardeşlerine sundukları yaşamın sorumlusu olarak gördüğü anne babasından hesap sormayı talep eden 12 yaşındaki Zain’in mahkemede sorulara verdiği şu yanıtlar bize çok şey anlatan cinsten: “Neden ailene dava açtın? Beni dünyaya getirdikleri için… Onlardan ne istiyorsun? Bir daha dünyaya çocuk getirmemelerini…”

Film, Suriye savaşından kaçarak Lübnan’da mülteci olarak yaşam mücadelesi veren Zain ve onun gibi milyonlarca çocuğun hikayesine tanıklık etme imkanı verirken, aynı zamanda Zain’in annesinin yaşananların sorumlusu kendisiymişçesine kurduğu “Beni yargılayamazsınız çünkü beni zaten vicdanım yargılıyor” cümlesi ise bir hafıza işlevi görmemize neden oluyor. Labaki, “Zain’in hayatından annesi ve babası sorumludur, ancak onlar çocuklarını etkileyen hastalığın kendisi değil, semptomlarıdır sadece” diyerek asıl sorumluların kim olduğunu da düşündüren yerden kamerasını çalıştırarak, dünya mülteci çocuklar için bir “Kefernahum” mesajı veriyor.

FİLM HAKKINDA

Kefernahum, Nadine Labaki'nin yönettiği Lübnan yapımı ve 2018 çıkışlı drama filmi. İlk gösterimini 2018 Cannes Film Festivali'nin ana yarışma bölümünde gerçekleştirdi. Film, 24 Şubat 2019 tarihinde düzenlenecek 91’inci Akademi Ödülleri'nin Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü kategorisinde yarışmak üzere aday adayı olarak gösterildi ve dokuz filmden oluşan kısa listeye girdikten sonra yapılan oylamada Akademi Ödülleri’ne aday oldu. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Göksoy: Kadro vadedilen taşeron işçiler ciddi hak kayıplarına uğradı

SONRAKİ HABER

Irak'ta ilkokul öğrencileri su altında kalan dersliklerde sınava girdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...