28 Ocak 2019 23:30

Büyük Menderes Nehri ölüm değil, yine yaşam saçmalı

Germencik Çevre ve Doğa Derneği'nden Dr. Metin Aydın Büyük Menderes'deki kirlenmenin yol açtığı kanser vakalarını ve yaşanan çevre felaketini yazdı.

Fotoğraf: EKODOSD

Paylaş

Dr. Metin Aydın
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

Fabrika atıkları, kentsel atıklar, jeotermal akışkanlar nedeniyle Büyük Menders Nehri, aktığı yerlere hayat suyu ile birlikte kanser vakalarını da taşımaya başladı. Acil önlem alınmazsa yarın çok geç olacak. 

Büyük Menderes Havzası (BMH)’nı 10 ile ait topraklar oluşturmuş olsa da, BMH denilince akla havza topraklarının yüzde 88’ni oluşturan Afyon, Uşak, Denizli, Aydın illeri gelir. 

BMH’nın ana su kaynağı Büyük Menderes Nehridir (BMN) ve havzada Türkiye’de üretilen incirin yüzde 65’i, kestanenin yüzde 31’i, zeytinin yüzde 20’i yetişiyor. BMN kentsel ve endüstriyel atıksuları, zirai ilaç ve gübre, jeotermal akışkanları, zeytin karasuyu ve maden atıklarının doğaya salınımı sonucu bügün Türkiye’nin en kirli 3’cü nehri haline geldi.  Kalitesi ise tarımsal sulama yapılmaması gereken düzeyi ifade eden 4’cü sınıf su kalitesine evrildi. 

SUDAKİ KİRLENME BALIKLARI ÖLDÜRÜYOR

BMN köken aldığı Afyon Suçıkan mevkiinde 1’ci sınıf su kalitesinde olmakla birlikte, seyri sırasında yol aldığı Uşak ve Denizli illerindeki endüstriyel ve kentsel atıksularının arıtılmamasına bağlı olarak hızlı bir şekilde kirleniyor. Aydın sınırları içinde jeotermal akışkanları-zeytin karasuyu-maden atıkları-kentsel atıksuların ilave olması ile kirlilik daha da artıyor. Dolayısıyla BMN, atık alan ve atık taşıyan nehir haline geliyor. 

BMN’nin kirli suları içinde pek çok kimyasal, biyolojik, organik ve inorganik madde mevcut. Kirli sularla yapılan sulama işlemi BMH topraklarında ekonomik-ekolojik-insan sağlığı açısından çevre sorunlarına neden oluyor. Kirlilik havza halkının yoksullaşmasına da sebep oluyor. 

Kirli sular taşıyan BMN içinde oksijen seviyesinin azalmasına bağlı olarak balık ölümleri de meydana gelebiliyor. Ağır metallere bağlı su, balıklarda geri dönüşümsüz histopatolojik ve kromozomal değişiklikler meydana getiriyor. BMN sadece nehir içinde yaşayan canlılarda değil, nehir suları ile sulanan sebze ve meyvelerde de ağır metal kirliliğine yol açıyor. Tarımsal ürünlerin genetik yapısını bozarak onların sağlıklı ve güvenli gıda özelliğini kaybetmesine sebep oluyor. Nitekim BMN içinde en önemli kirlilik sebeplerinden biri olan Bor’a bağlı olarak bugün BMH’daki bitkilerin yüzde 80’den fazlasında toksik düzeyde Bor kirlenmesi var.

BİYOLOJİK VE KİMYASAL ARITMA YOK

BMH içinde bulunan yerleşim yerlerinin çoğunda kanalizasyon sistemi yok, atıksu arıtma hizmeti veriliyor. Atıksu arıtma tesisi olan belediyenin, arıtma tesisleri mali gerekçelerle çıoğu zaman çalışmıyor. Çalışanlar da sadece kaba arıtma yapıyor, biyolojik ve kimyasal arıtma yapamıyor. 

BMH’daki endüstriyel tesisler havzaya günlük 450-500 bin ton atıksu bırakıyor. Bunun yüzde 86’ı da Uşak ve Denizli’de bulunan deri ve tekstil tesislerince salınıyor. BMH’daki kentler ve sanayi kuruluşlarına ait atıksular içinde yoğun ağır metal ve tuz kirliliği söz konusu. Bunlar çevreyi-doğal su kaynaklarını -canlı sağlığını etkilemekte, suşlara ve dozlara bağlı olarak canlılar üzerinde kanserojenik etki gösteriyor.

BMH’da şimdilik 35 jeotermal santral (JES) ve bunlara ait 1000’in üzerinde jeotermal kuyu var. Bunlar ise bir yıl içinde havzaya 190 milyon ton su buharı, 9 milyon ton yoğuşmayan gaz ve 8 milyon ton akışkan bırakıyor. 

Jeotermal yasası ile Aydın topraklarının yüzde 85’i jeotermal kullanımına açıldı ve Türkiye’de üretimde olan JES’lerin yüzde 58’i Aydın’da yer alıyor. 

Yapılan tüm bilimsel çalışmalara baktığımızda JES’lerin akışkanlarını BMN’ne bırakması sonucu nehirde Bor 30, SAR 2, EC 2 kat artmış. Bor ise BMH içindeki tüm sebze ve meyvelerde toksik etki göstermekte, bitkilerin kök hücrelerinde kromozom anormallikleri yapıyor.. Jeotermal akışkanları içinde normalin 150 katından fazla Arsenik mevcut olup, içme ve sulama suları için tehlike oluşturuyor. 

İŞÇİLER VE KÖYLÜLER YAŞAM TEHDİDİ ALTINDA

Aydın’da en fazla JES, Germencik ve Buharkent ilçelerinde bulunuyor. Bu bölgelerde yapılan çalışmalarda JES’lere ait akışkanların artezyen kuyuları-sulama barajları-sulama kuyularını kirlettiği, bu suların tarımsal sulamada kullanılmaması gerektiği, kullanılırsa sularda-topraklarda- bitkilerde, ağır metal-tuz-radyonükleit kirlilik yaptığı saptanmış. Yapılan diğer çalışmalarda da JES akışkanların bitkilerin köklerinde genotoksik etki gösterdiği yani kanserojen olduğu saptanmış.

JES’lerin saldığı yoğuşmayan gazlara bağlı olarak Aydın çürük yumurta kokuyor. Aydın ili yaz dönemi Türkiye’de kükürt dioksit kirliliğinin en fazla olduğu ikinci il haline geldi. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporuna göre Aydın’da toprak kirliliği yapan en önemli 2’ci sebep JES akışkanları. Aydın topraklardaki kirlilik BMN’den 5 kat fazla. 

JES’ler sebep oldukları su-hava-toprak kirliliğine bağlı olarak Aydın’da yetiştirilen tarımsal ürünlerde kirlenme de yapıyor. Aydın tarımsal ürünlerinin yurt dışında en tehlikeli tarımsal ürünler arasına girmesine sebep oluyor. Bu durum Aydın tarımının bitme noktasına getiriyor. 

BMH’nı Uşak ve Denizli’den başlayarak altın madenleri ve açık mermer ocakları, Aydın ve Muğla’da Beşparmak dağlarındaki Kuartz ve Feldispat maden ocaklarına ait atıklar da kirletiyor. Beşparmak dağlarındaki maden ocakları 600 milyon yıllık kendine özgü jeolojik yapısı olan dağları un ufak ederek, dağlardan köken alan su kaynaklarını ve bu su kaynaklarının beslediği dereleri-çayları-sulama barajlarını kirleterek canlı yaşamını yok ediyor. 

Kuartz ve Feldispat maden ocakları sadece çevreye değil aynı zamanda maden ocaklarında çalışan işçiler ile maden ocaklarına yakın köylerde yaşayan insanlar içinde sağlık tehdidi oluştururuyor. Onların Silikozis veya kanser hastalığına bağlı ölmesine sebep oluyor. 

‘KANSER KÖYLERİ’

BMH’daki bir diğer kirlilik ise Radyasyon kirliliği. Türkiye Atom Enerji Kurumu(TAEK) tarafından yapılan su ve toprak ölçümlerinde, Aydın topraklarında Bozdoğan’da Radyum, Didim’de Toryum dünya ortalamasından, diğer ilçelerde ise Radyum-Toryum-K40 Türkiye ortalamasından fazla saptandı.. Sularda ise Koçarlı’da Alfa ve Beta aktivitesi dünya ortalamasından, diğer ilçelerde ise Türkiye ortalamasından fazla bulundu.. Aydın’da su, hava ve topraklardaki radyoaktivite artışına bağlı olarak Kisir köy örneğinde olduğu gibi Aydın’da bazı köyler artık kanser köyü diye anılmaya başlandı.. BMH’da benzer radyoaktivite kirliliği Uşak içinde söz konusu.

BMH’da Türkiye ortalamasından 3 kat daha fazla tarımsal ilaç kullanılıyor. Bu tarımsal ilaçlar BMN’ni kirletirken, nehir içinde yaşayan canlılarda, bu sular ile sulanan bitkilerde pestisit birikimine neden olarak mutasyona sebep oluyor. 

BMH içinde Aydın’da faaliyet gösteren zeytin işletmelerinin yüzde 85’nin arıtması olmayıp, bu işletmeler yılda 400 bin tondan fazla zeytin karasuyunu havzaya bırakıyor. 

KUŞ TÜRLERİ AZALDI

BMH’da kentsel ve endüstriyel atıksuların, jeotermallerin, madenlerin, zirai ilaçların ve zeytin karasularının oluşturduğu kirliliğe bağlı olarak havza içinde yaşayan canlı türlerinin soyları tehlike altına girdi. Nitekim Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2016 yılında yaptığı araştırmaya göre BMH’da kirlilik sonuçlarının en fazla hissedildiği Bafa gölü, Büyük Menderes deltası ve Azap gölünde kış dönemi su kuş türleri yüzde 38, su kuş sayısı yüzde 47 azalmış. BMH kirliliğine bağlı olarak havzada yaşayan illerin ekolojisi de bozuluyor. Havzada ekolojisi en fazla risk altında olan iller ise sırayla Aydın, Uşak ve Denizli.BMH’daki kirlilik yükü sadece bitkisel ürünler ve hayvanlar üzerinde değil, havzada yaşayan insanların genetik yapısı üzerine de benzer etkiler gösteriyor.. 2008 yılında Adnan Menderes Üniversitesi(ADÜ) tarafından yapılan bir araştırmada Aydın halkında çoktan aza doğru Kuyucak-Nazilli-Bozdoğan-Söke-İncirliova-Merkez-Karacasu ilçelerinde yaşayanların çoğunda genetik yapılarının değişime uğradığı saptandı: Bu ilçeler için en çarpıcı diğer bulgu ise, bu ilçelerde Aydın’da nüfus başı en fazla ölümlerin, en fazla ölüm artışlarının, BMN’de en fazla organik kirliliğin ve BMN’de en ileri derece kirliliğin de saptanmış olması.

KANSER ORANLARI ARTTI

Havası, suyu, toprağı ve gıdası kirlenmiş, kirliliğe bağlı olarak genetik yapısı değişime uğramış insanların kanser olmaması, ölmemesi mümkün değil.

Nitekim BMH’sı kanser sonuçlarının toplandığı İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğünün 2014 yayınlarına baktığımızda BMH erkekleri Türkiye ortalamasından yüzde 25, dünya ortalamasından yüzde 40 daha fazla kanser olmuş. Yine BMH erkekleri Türkiye ortalamasından yüzde 31, dünya ortalamasından yüzde 64 daha fazla akciğer kanseri olmuş durumda. BMH kadınları ise Türkiye ortalamasından yüzde 16 daha fazla meme kanseriNE yakalandı.

ADÜ Uygulama be Araştırma Hastanesi ölüm nedenlerine baktığımızda 2009 yılında hastanede birinci ölüm sebebi kanser. 2008-2008 döneminde kansere bağlı ölümler yüzde 38 arttı. Yine aynı dönemde 19-75 yaş arası kansere bağlı ölümler yüzde 284 arttı. Aydın’da kansere bağlı ölümler sadece üniversite hastanesinde değil kamu hastanelerinde de artış gösterdi. 2014 yılında Aydın kamu hastanelerine yatan kanserli hasta sayısı Türkiye ortalamasından yüzde 34 daha fazla oldu. 

2017 yılı TÜİK verilerine göre Afyon, Uşak, Denizli, Aydın illerinin hepsinde Dolaşım sistemi ve Solunum sistemi hastalıklarına bağlı nüfus başı ölümler Türkiye ortalamasından fazla arttı.. 2017 yılında Denizli hariç diğer BMH’sı illerinde kansere bağlı ölümler Türkiye ortalamasından yine fazla oldu. Yine 2017 yılında tüm BMH’ı illerinde nüfus başına toplam ölüm sayısı Türkiye ortalamasından fazla meydana geldı. 2009-2017 yılları dönemine baktığımızda yine benzer sonuçlar meydana geldi. Bu dönemde BMH illerinin hepsinde Dolaşım ve Solunum sistemine bağlı ölümler ile tüm ölümler Türkiye ortalamasından fazla. Bu dönemde sadece Denizli ilinde kansere bağlı ölüm artışı Türkiye ortalamasından az iken, diğer illerin hepsinde Türkiye ortalamasından fazla. 

BMH’sıekolojisi mevcut kirliliğinin fazlalığı, kirlilik artışının katlanarak artması nedeniyle sürdürülebilir olmaktan çıktı.  Havzadaki tüm canlı ve cansız varlıkların geleceği tehlike altında.. BMH kirliliği ve kirlilik boyutları havza illerinin çözebileceği sınırı çoktan aştı. Sorunun çözümü Hükümetin samimi ve acil eylem planlarına, dünya çevre kuruluşlarının desteklerine muhtaç. 

 

ÖNCEKİ HABER

Aktris Freida Pinto: L'Oreal, reklamlarında ten rengimi açtı

SONRAKİ HABER

Ceylan Ertem albüm lansman konserini yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa