05 Kasım 2018 01:35

Şüpheli asker ölümleri cezasızlık kıskacında

Artan şüpheli asker ölümlerini yorumlayan İHD İstanbul Şube Başkanı Yoleri, ölümlerin yeterince araştırılmadığını, cezasızlık uygulandığını söyledi.

Gülseren Yoleri | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Geçtiğimiz Ekim ayında İslahiye Jandarma Karakolu’nda askerlik yapan Ömer Faruk Demirkol ile Ankara'da askerlik yapan Urfalı Mehmet Boztepe'nin intihar ettiği ileri sürüldü. Demirkol'un intihar haberinin ardından konuşan anne Fatma Demirkol, “İntihar yok, cinayet var” dedi. Anne Demirkol, oğlunun tehdit edildiğini ve kendilerini arayıp “Beni buradan alın” dediğini söyledi. Zorunlu askerlik görevi sırasında artan intihar vakaları ve şüpheli ölümlere ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ile konuştuk.

‘DEVLETİN ÖNLEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR’

Şüpheli asker ölümlerinde, yaşam hakkına dönük ihlalleri bir bütün halinde değerlendirmek gerektiğine dikkat çeken Yoleri, askerlik hizmeti sırasında meydana gelen herhangi bir kazayı devletin önleme yükümlülüğü olduğunu hatırlattı. Yoleri, “Askerlik görevi sırasında yaşanan araç kazaları, mühimmat depolarındaki patlamalar, yemekten zehirlenmeler, askerlerin donarak ölmesi... Son dönemde şüpheli asker ölümleri arttı. Bütün bunlar yalnızca kamuoyuna yansıyanlar. Asker ölümleri eğitim zayiatı olarak görülüyor. Askerlik işinin doğal bir sonucuymuş gibi değerlendiriliyor ve 'zayiata uğrayan' askerler aslında insandan çok nesne gibi tanımlanıyor.” dedi. “Sırf intiharlar üzerinden gidilirse, burada da yaşam hakkı ihlali var.” diyen Yoleri “Çünkü askerin yaşamını riske edecek intihar eylemine kalkışmasına neden olacak bazı etkenler söz konusu. Bu etkenler, 'Zaten psikolojik sorunu vardı' diye açıklanamaz. Çünkü devlet, psikolojik sorunu olanın tedavisini sağlamak zorunda. İntihar etmesini beklemek gibi bir lükse kimse sahip değil. Bu yüzden de böyle bir durum varsa bile, yani kişi gerçekten psikolojik sebeplerle intihar etmişse bile burada devletin bunu önleme yükümlülüğü var.” ifadelerini kullandı.

İNTİHARA NEDEN OLAN OLAYLAR ARAŞTIRILMALI

Kamuoyuna yansıyan ve derneklerine yapılan başvurulara göre intihara sebep olan olayların ayrımcı uygulamalar, cinsel saldırılar, etnik kimliğe ya da inanca yönelik ağır saldırılar olduğunu söyleyen Yoleri, “İntihar bir sonuç nihayetinde. O sonucu hazırlayan etkenlerin oluşumunda neler söz konusuydu, bunlar önlenebilir miydi, önleyici mekanizma içerisinde oradaki yetkililerin devletin sorumluluğu var mıydı yok muydu tartışmasının bu türden her vakada özel olarak tartışılması gerekir. Yani devlet bir askerin başka bir askere saldırmasına, öldürmesine izin vermeyecek. Kişinin psikolojisini belki devlet bozmuyor ama eğer psikolojisi bozulmuşsa ve onu intihara götüren bir süreç varsa devlet tedavisini sağlamak zorunda. Burada hem sorunu yaratmama hem de oluşmuş bir sorun varsa onu önleme ve dolayısıyla yaşam hakkını koruma yükümlülüğü söz konusu.” dedi.

‘DEVLET POLİTİKALARI TOPLUMDAKİ ŞİDDETİ ARTTIRIYOR’

Son dönemde bu tür olayların sıklıkla duyuluyor olmasının toplumda artan şiddet eğilimiyle de paralellik gösterdiğini kaydeden Yoleri, “Bir ülkede çatışma varsa, devlet kendi toprakları içinde ya da başka devletin toprakları içerisinde bir savaş içindeyse, toplumdaki şiddetin yüzde yüze varan artışlara sebep olduğuna dair yapılmış araştırmalar var. Bu araştırmalar diyor ki, ‘devletin bir yerinde şiddet varsa, devlet şiddeti önceleyen ya da öneren bir politika güdüyorsa, bu şiddet ülkenin bütününde kendisini gösterir.’ O nedenle son dönemde asker intiharları, iş cinayetleri, kadın cinayetleri arttı.” diye konuştu.

‘BAĞIMSIZ MAHKEMELERCE KOVUŞTURULMALI’

Askerlik görevi esnasındaki şüpheli ölümlerde de dosyanın cezasızlık ile kapandığına dikkat çeken Yoleri, “Askerlerin yaşadıkları bu tür olaylarda etkin soruşturma yürütülmemesi konusu pek çok vakada karşılaştığımız bir durum. Genel olarak soruşturma izni vermeme eğilimi ya da çok yüzeysel bir soruşturmayla olayı kapatma eğilimi söz konusu. Bu tür vakaların hemen hiçbirinde dava açılmaz, kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar çıkar. Açılan az sayıda davada da yeterli delil yok denilerek beraat kararı verilir. Bunun her ikisi de cezasızlık anlamına gelir. Cezasızlığın önlenmesinde etkin soruşturma yürütülmesi nasıl önemliyse, failin tespit edilerek doğru şekilde cezalandırılması da önemlidir. Yani askeri yargının bu konuda söz sahibi olması, sorunları gizleme ve üstünü kapatma yönünde kararlar vermesi devletin yükümlülüklerini ihlal ettiği anlamına gelir. Bu olayların bağımsız tarafsız mahkemeler tarafından soruşturup kovuşturulması lazım. Buna ilişkin tedbirleri almak devletin görevi.” dedi.

'KÜRT VE ALEVİ OLMALARI TESADÜF DEĞİL'

HDP Milletvekili Mahmut Toğrul’un verdiği soru önergesinde, “Ölen askerlerin çoğunun Kürt ve Aleviler olması tesadüf mü?​” ifadelerini hatırlattığımız Yoleri, yaşamını yitiren askerlerin çoğunun Kürt ve Alevi olmalarının tesadüf olmadığını söyledi. Yoleri şöyle konuştu: “Devletin iktidar politikalarıyla çok paralel giden bir durumdan söz ediyoruz. İktidarın son dönemde seçilmiş vekillere bile 'terörist' yakıştırması yaptığını biliyorsunuz. Yani ırkçılık düzeyine varan içselleştirilmiş bir ayrımcılık var. Toplumda genel olarak yerleşmiş bir ayrımcılık kültürü var. Herkes birbirinin ötekisi. Kendisini var etmeye çalışan her şey devlete, topluma bir tehditmiş gibi gösteriliyor. Toplumda ne kadar farklı kesim varsa herkes birbirine karşı ön yargıyla ve ayrımcı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Bunun devlet tarafından özellikle yöneltildiği bazı kesimler var; örneğin Kürtler. Kürt dendiği zaman 'terörist, vatan haini' olduğuna dair bir önyargıdan söz ediliyor. Derneğe yapılan aşağı yukarı bütün başvurularda mutlaka ayrımcılık, ırkçılık ve nefret saldırısını barındıran bir olay anlatımı söz konusu oluyor. Bu yılın sayısal verilerini henüz toparlamadık fakat geçen sene genel merkezin açıkladığı raporda 15 şüpheli asker ölümünden bahsediyordu. Bu yıl yapılan başvurulardan da biri hariç hepsi Kürt.”

 

ÖNCEKİ HABER

Ergin Günçe: Benim aklım bir delidir sana armağanım

SONRAKİ HABER

Aciller yoğun bakımda!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...