24 Ekim 2018 00:40

Deniz, kum, güneş… Tabak, bulaşık, kimyasal…

Bir şehir, hayal ettiğinizden çok farklı olabilir. Gözleri kamaştıran, görkemli ve de ihtişamlı denize sıfır otel de öyle…

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

 

Murat YAŞAR

Akdeniz Üniversitesi

 

Ben Akdeniz Üniversitesi öğrencisiyim, turizm işçisiyim bir de… Bir yıl önce Sivil Savunma ve İtfaiyecilik bölümünü okumak için geldiğim bu şehirde ne umdum, ne buldum. Anlatmak, paylaşmak istiyorum. Akdeniz denince, Antalya denince birçoğumuzun aklına (en azından benim) okul çıkışları sahile inmek, kavuran sıcağın, günün ardından denizde serinlemek geliyordur.  İşlerin pek de hayal ettiğim gibi olduğunu söyleyemem. Kimileri yazın bu güzel(!) şehre tatil için gelirken, kimileri her gün yanından geçtiği plajlara ayak basma fırsatı, takati bile bulamıyor. Okul masraflarımı karşılamak, eğitim hayatımdaki sıkıntıları aşmak için yaz döneminde çalışma kararı aldıktan sonra anladım ben de bunu… Anladım!

STEWARD OLMA YOLUNDA(!)

İş bulamama korkusu ile karşıma çıkan ilk fırsata “atladım” desem yeridir. STEWARD… Ne ola ki? Sebastian falan gibi herhalde. Turizmde daha önce çalışmamış olmanın acemiliği de var. Bulaşıkçı demekmiş meğer otelcilik jargonunda. Sadece bulaşık yıkayacağımı öğrendikten sonra Lara’daki 5 yıldızlı bir otelde aldım soluğu. Tabakların arasında buldum kendimi bir anda… Her gün en az 8 saatimi geçirdiğim otelde kirli tabaklardan başka bir şey görmeye vaktim olmayacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Her şey dahil, havuzlu, deniz manzaralı, animasyonlu, diskolu, eğlenceli, vur patlasın çal oynasınlı o ihtişamlı otel benim için kirli tabak demekti.

Moral bozmaya gerek yok ama… Çalışmaya hazırım ve kararlıyım. Yaz boyu bu işi yapacağım, en kötü ne olabilir ki? Hem karmaşık personel yollarını, hiyerarşiyi, makineleri, kimyasalları ve kullanım alanlarını kavradıktan sonra tam bir steward oldum sanırım.

“SERVİSTE DAHA ÖNCE GÖRMEDİĞİM YERLERİ GÖRDÜM”

İş, otelle bitse iyi tabii… Yolda ve servis beklerken geçen vakitler ile birlikte 12 saate varıyordu steward olmak için geçirdiğim zaman. Servis sayısı yetersiz olduğu için geceleri evime yakın bir yerde beni bırakan servis, işe gideceğim vakit mahallenin yakınlarından bile geçmiyordu. Bu sayede daha önce görmediğim yerleri görme fırsatını yakaladım. Ne diye şikayet ediyorsam! Giderek artan iş yoğunluğu yüzünden yoldaki zamanı müzik dinleyerek, kitap okuyarak geçiririm desem de çoğu zaman yorgunluğa yenik düştüm. Uyudum, kaldım. 4-12 vardiyasında çalıştığım için geceleri geç saatlerde uyumaya başladım. Öğlen vakti benim için sabah oldu.

TABAKLARLA BAŞ BAŞA BİR YAZ

Üç-beş kuruş geliyor diye katlanmaya devam. Hem çalışmayıp ne yapacağım? Okul masrafları, eğitim sorunu duruyor orada… Zamanla sosyal hayattan koptuğumu fark ediyordum. Gündemi takip etmek ve kitap okumak için tek fırsatım yolculuklar, onda da uyuyup kalıyorum. Arkadaşlarla görüşmek için izin günü ideal ama yorgunluktan evden çıkabilirsem… Telefonla görüşebiliyoruz anca, kısa kısa…

Departmanımda çalışan sayısı az. Olanlarla da yaşıt değiliz. Frekans tutmuyor. Ben de tabaklarla baş başa bir yaz geçirdim diyebilirim. “Antalya ve yaz” denince akla deniz, kum, güneş geliyordur. Benim için bu; tabak, bulaşık, kimyasal.

TEMİZ TABAKLAR, NEFES DARLIĞI, ASTIM

Tabaklardan başka bir de yazı var duvarda. Her gün görüyorum onu:

“Bu işyerinde 4325 gündür iş kazası olmamıştır”

Hiç de değişmiyor mübarek, 4325! 3 ay geçti ben işe gireli, hala 4325.

İş kazası derken nefes alamayanları, astım hastalarını hesaba katmadılar herhalde! Tabaklar daha temiz çıksın diye makineye dökülen kimyasalları gün boyu soluyup hasta olmamak, nefes darlığı çekmemek elde değil sanırım. Acemilik de çekiyorsun. Nasıl kullanılır ki bu kimyasallar? Deriyi tahriş ediyor üstelik.

Bir şehir, hayal ettiğinizden çok farklı olabilir. Gözleri kamaştıran, görkemli ve de ihtişamlı denize sıfır otel de öyle… Binlerce misafir, kumsala adım dahi atamayan yüzlerce çalışan… Ayrı ayrı hikayeler, ayrı ayrı departmanlar.

Bütün bir yazı çalışarak geçirmenin burukluğu yanımda, biraz gecikmeli de olsa ben de okul sıralarına kavuştum.

İş ile okul medcezirinde kalanlara selam!

ÖNCEKİ HABER

Türkiye gençlik hareketi tarihinden portreler: 80’ler

SONRAKİ HABER

ABD ile Suudi Arabistan ortaklık tazeledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...