26 Eylül 2018 17:05

Ona bir şey olmaz, olan bize olur

'Geçen gün haberleri izliyorum. Erdoğan dolar 6 değil, 16 lira olsa bile bize bir şey olmaz diyor. Doğru, ona bir şey olmaz, olan bize oluyor.'

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Barış İNCİ
Ankara  

Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgelerinden birisi olan Ankara'daki Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi'nde (OSTİM) çocuk ve genç işçiliğin çok yoğun rastlandığı bilinen bir gerçek. Hatta girdiğiniz her atölyede en az 1 tane çocuk işçi görmek mümkün. Bu yazıda az çok memlekette yaşananların bu çocuklara etkisini ama asıl olarak bir çocuk işçinin gününün nasıl geçtiğini, geçmişini, hayalini, sosyal yaşantısını konu alacağız.

İş çıkışı esnaf lokantasına oturup çayları söyledikten sonra başlıyoruz muhabbete.

“GÖZÜMÜ OSTİM’DE AÇTIM”

Abdurrahim henüz 18' ini doldurmamış, 4 yıldır Ostim'de kaynak atölyesinde çalışıyor. “Gözümü Ostim'de açtım kısacası” diyor. Köyden Ankara'ya gelip okula da gidemeyince kendini OSTİM'in atölyelerine atmış, atılmış bir şekilde. “Valla çocukken temizinden bir imam olmak isterdim, şimdi dükkan açmak istiyorum. Tabi aldığımız 3 kuruşla bunu da yapamayacağız. Şimdilik en büyük isteğim kaynakçı ustası olabilmek.” diyor Apo. En son hangi kitabı okuduğunu, sinemaya ya da tiyatroya gidip gitmediğini soruyoruz. “En son Kuran’ı okumuştum köyden buraya gelmeden. Sinemaya, tiyatroya gitmek ne ki daha kapısının önünden geçmedim, çizgi film bile izleyemedim.” diyerek iç geçiriyor. “Tatil desen denizi görmüşlüğümüz yok. Hayatımızda Ankara’dan başka bir yer görmedik. Bayram seyran olacak da köye gideceğiz. Bizim denizimiz, köydeki göl, baraj, oluk.*” diyor gülerek. “Çalıştığım yerde sigortasız çalışıyorum. Çıraklık okuduğum için okulun yaptığı sigorta var sadece. Patron da bunu bahane ederek sigorta yapmıyor. 1800 lira maaş alıyorum onu da elden veriyorlar.”

Her gün gelen zamları, doların yükselmesi, hayatın zorlaşması üzerine de bir iki çift laf ediyoruz. “Geçen gün haberleri izliyorum. Erdoğan dolar 6 değil, 16 lira olsa bile bize bir şey olmaz diyor. Doğru, ona bir şey olmaz, olan bize oluyor. İşçi çalışır, işçi ezilir, kahrı biz çekeriz. Ben eve giderken bindiğim kötü arabaya (korsan taksi) bile 4 lira veriyorum. Maaşlarda bir değişikllik yok ama her şeye zam geliyor. Olan bize oluyor. Cumhurbaşkanı doğru diyor, ona bir şey olmaz.”

“OLUKTA YÜZENLER BU HAYATI DEĞİŞTİRECEK”

Mevlüt, 16 yaşında 1 senedir OSTİM'de çalışıyor, Abdurrahim’le aynı atölyede. Zaten aynı köylülermiş hatta akrabalık bile varmış aralarında. “Az çok hayatımız aynı Abdurrahim'le.” diyor. Kendisinin de imam olmayı istediğini belirtiyor. “Sinema tiyatro desen hak getire. 1500 liraya çalışıyorum, çıraklık okulunun yaptığı sigortadan başka  sigortam yok. Ben Kuran'dan sonra Gizemli Gerçekler'i okumuştum ama sorsan kapağını bile hatırlamam şimdi.” diyor gülerek. “Büyük adeletsizlik” diyor, hayatını tanımlarken. “Bizim yaptığımız iş üzerinden gününü gün eden patronlar, tatilini yapıyor gününü gün ediyor, biz de ırmakta, olukta yüzüyoruz. Ama bu devran dönünce olukta yüzenler bu hayatı değiştirecek elbet.” diyor.

OSTİM'in karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz atölyelelerinin durumu aşağı yukarı bu durumda. Memleketin yaklaşan kriz ortamında faturanın işçi sınıfı ve emekçi halka kesileceği, kesilmeye başlandığı bu dönemlerde işçilerin de buna karşı bir mücadele içinde olduğunu Cargill işçilerinden, Flormar işçilerinden, Mercedes işçilerinden, TÜPRAŞ işçilerinden, 3. havalimanı işçilerinden görüyoruz. OSTİM'den Sincan'a, Gebze'den İstanbul'a işçilerin birleşik bir mücadelesini ördüğümüz sürece hayatın emekçileri daha yoksullaştığı günleri değil, krizin yaratıcılarını alaşağı ettiği günleri görmek çok uzak değil.

*Genellikle dağlardaki pınarlarda, çeşmelerde bulunan, ağaçtan vb. yapılmış, suyun akmasına yarayan, uzunlamasına kesit durumunda, üst yanı açık boru.

 

 

 

ÖNCEKİ HABER

13 soruda halk demokrasisi ve halk iktidarı

SONRAKİ HABER

Fed, 25 baz puan faiz artırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...