Montenegro’ya bakıp halimizi görmek

Görkem DALSÜREN
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi

“Türkiye’de ekonomik bir kriz mriz yok, bunların hepsi manipülasyondur.” diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, ama ülkede yaşanan ekonomik daralmanın yansımaları her geçen gün yaşamımızın farklı alanlarında daha belirgin bir hale geliyor. Bunun üzerine bir de ülkedeki tek adam rejiminden esen politik atmosfer eklenince, “Nasıl bir geleceğim olacak?​” sorusu, gittikçe popüler bir kaygı ve gelecek sorgulamasına dönüşüyor.

Toplumda yaşanan ekonomik daralmanın en çok etkilediği kesimlerden birini de üniversite öğrencileri oluşturuyor. Üniversitelerin yeni döneme başlamasıyla birlikte üniversite öğrencileri açısından sorunların daha görünür bir hale geldi. Ulaşımdan, doğalgaza, elektrikten, suya, ev ve özel yurtlara, okuldaki yemekhane ücretlerine gelen fahiş zamlardan sonra üniversite okumak çoğu emekçi ailelerinin çocukları için bir lüks haline gelmiş durumda.

'MONTENEGRO’DAN BURS VERİYORUZ'

Tablo böyle olunca, geçtiğimiz hafta İnstagram ve Twitter’da popüler olan bir paylaşım hepimize denk gelmiştir. Montenegro’dan iki gezgin genç arkadaşımız, Türkiye’de öğrenim gören bir kişiye çekiliş ile 1200 TL burs vereceklerini açıkladıktan sonra çekilişin şartlarını açıklıyor. 2 genç arkadaşın instagram hesaplarını takip etmek ve gönderiyi paylaşmak. Kısa bir süre sonra gönderi yüz binlerce kişi tarafından paylaşılıyor. Çekilişi yapan arkadaşımızın takipçi sayısı bu gönderiden önce 4 bin civarındayken, gönderiden sonra (bu yazı yazılırken) 400 bin rakamına yükselmişti. Daha sonra da bu gönderi ile ilgili sosyal medyada yapılan espriler hepimizi epey güldürmüştü. Şimdi ise yüz binlerce gencin bir şekilde etkileşime geçtiği  Montenegro’dan burs gönderisinin, acı fakat bir o kadar da gerçek olan kısmına hep birlikte bakalım.

670 BİN KAYIT DIŞI ÇALIŞAN ÖĞRENCİ

400 binin üzerinde  gencin ilgi gösterdiği Montenegro gönderisi, “Kriz mriz yok, manipülasyon” sözlerine yanıt niteliği taşıyor bir yanıyla. Şöyle ki Türkiye’de hem üniversite okuyup hem de yarı veya tam zamanlı olarak kayıt dışı çalışmak zorunda kalan 670 bin üniversite öğrencisi var. Hem çalışmak hem de öğrenim hayatına devam etmek durumda kalanlar için daha uygun olan üniversitelerin ikinci öğretim programlarına kayıt sayısı son 4 yıla oranla %51 artarak 730 bin civarına ulaşmış durumda. Kısacası her 4 üniversiteli gençten biri eğitim hayatına devam edebilmek için ucuz iş gücü olarak, güvencesiz bir koşulda çalışmak zorunda kalıyor.

Tabi ki sadece üniversite okumak değil, mezun olduktan sonra iş bulabilmek de büyük bir sorun ülkede. Öyle ki TÜİK’in geçtiğimiz hafta açıkladığı işsizlik rakamları Türkiye’de gençlerin %20.6’sının, yani her 5 gençten 1’nin işsiz olduğu gerçeğini gösteriyor. Üniversite mezunu işsiz sayısı ise 946 bin sayısıyla 55 ilin nüfusunu geçiyor. KYK’den kredi alıp geri ödeyemeyen 947 bin 173 genç ise mezun olduktan sonra on binlerce TL’lik bir borcu kucağında buluyor. Hâl böyle olunca Montenegro bursu, Erdoğan-AKP iktidarının sadece “parası olabilenin yararlanabileceği” eğitim modeli gerçekliğinin arasına sıkışmış milyonlarca genç tablosu ortaya çıkıyor.

MAKARNALI SOFRALAR BİRLEŞİN!

Ejder meyveli smoothie ve aloaveralı sofradan, makarna-kolalı sofralara tasarruf çağrısı yapanların Türkiye gençliğine, işsizlik ve geleceksizlik dışında verebileceği bir şeyin kalmadığını göstermektedir. Bundandır ki bütün iktidar sözcüleri gelecek kaygılarına yanıt arayan gençlere sürekli olarak ileriyi işaret etmekte, 2023-2053-2071 üzerinden gençlerin taleplerini ötelemenin bir dayanağı haline getiriyor.

Bugün açısından Montenegro gönderisi ile iktidarın eğitim sisteminin arasında sıkışan bizler için tek çıkış yolu demokratik, bilimsel ve özerk bir üniversite ile parasız eğitim talepleri etrafında bir araya gelerek mücadele etmekten geçiyor.  Makarna-kolalı sofraların, aloeveralı sofralardan  alacağı bir gelecek var ve biz bu gelecek için örgütlü bir biçimde mücadele ettiğimiz ölçüde o geleceği alacağız.