25 Ağustos 2018 22:50

Aladağ’ın köylerinde hâlâ yol, okul yok

SHD üyesi Özlem Dündar, hâlâ yolları ve okulu olmayan Aladağ’ın dağ köylerindeki çocukların eğitim özlemini yazdı.

Fotoğraflar: Sosyal Haklar Derneği

Paylaş

Özlem DÜNDAR
Sosyal Haklar Derneği Üyesi 

Dondurmanın, balonun, kemanın, gitarın ulaşılmazlığını nasıl anlatsam? Sabah erklenden uyanıp bizi yollarda beklemeleri, gelebilmek için uzun yollar yürümeleri, “Seneye iki ay kali” demeleri nasıl anlatılır tam olarak bilemiyorum. 

Tek cümleyle bu köyleri ifade etmek gerekirse şunu söyleyebilirim “ hiçbir şeyi olmayan köyler”.  En başta iş yok. Yol yok, toplu ulaşım yok, okul yok, öğretmen yok,  bazen elektrik yok, bakkal yok, ortak yaşam alanı yok ... Biri hasta olduğunda, doğum gerçekleştiğinde doktor yok, hemşire yok, ebe yok... Ancak ambulansın geleceği yol da yok. Hastaların ambulansın gelebileceği yere kadar yürüdüğü ya da taşındığı oluyor. Bu sefer de telefon çekmediği için ambulansla iletişime geçme çabası başlıyor... Geçtiğimiz yıl Kışlak köyünün yolları kısmen düzeltilmişse de Köprücük Köyünün hâlâ yolu yok.

HES VAR ELEKTRİK YOK 

HES’ler var ancak baraja 500 metre mesafedeki Urganağzı mahallesinde elektrik ve su hiç yok. Sadece ilköğretim düzeyinde okul varken geçtiğimiz yıl Köprücük Darıçukuru Mahallesinin ilkokulu da kapatıldı. Baraja kadar asfalt yollar yapılmışken barajdan sonraki 7-8 km mesafedeki bu köylerin yolları ısrarla yapılmamış. Bu yıl içinde ailelerle beraber büyükşehir belediyesine yaptığımız başvuru ve takip sonucu yol çalışmasına başlandı ancak henüz bitmedi. 

OKUL İÇİN SABAH ERKENDEN YOLLARA DÜŞEN ÇOCUKLAR 

Ulaşım yok, öğretmen yok, yol yok, bazen elektrik yok, su yok... Bu kadar çok yok demek belki de yazıyı okuyanlar açısından rahatsız edici oluyor ancak bu köyleri başka türlü tarif edemiyoruz ve bu durumdan rahatsız olması gerekenlere sesleniyoruz. Aladağ’da yaşanan facianın başlangıcı da ulaşımın olmaması ve eğitimin ilçeye taşınmasıdır. Dolayısıyla yaz okulu yapmak için yola çıktığımızda köyün bütün imkansızlıkları ve yoklukları bizim de karşımıza çıkıyordu. Nasıl gideceğiz, nerede yapacağız ve nasıl yapacağız?

Bütün zorluklarına ve imkansızlıklarına rağmen bu yıl 2’ncisini yaptığımız Aladağ yaz okulu yine iki ayrı köyde toplamda birbirinden oldukça uzak 5 mahalleye ulaşabildiğimiz bir yaz okulu oldu. Yaklaşık 120 çocuğa ulaşmış olduk. Coğrafyanın zorluğu, yolların kötü olması, en yakın ilçeye 1 saat mesafede olması zaten o köylerde yaşayan çocukların temel eğitim sorunuydu. 11-12 yaşından itibaren yatılı okumak zorundalar, köylerine düzenli servis olmadığı için ve yine yol koşullarından dolayı sene içinde ancak birkaç kez evlerine gidebiliyorlar. Dolayısıyla yapacağımız yaz okulu onların kendi köylerinde olmalıydı. Çocuklar değil biz gelip gitmeliydik. Her yaş grubundan çocuklar olduğu için öncelikle yaş gruplarına göre ayrıldı. Yapılan tüm faaliyetler de buna göre şekillendirildi. Sabah sporu ile başladığımız yaz okulu yaş gruplarına göre resim, boyama, drama, futbol, müzikten çocuk hakları, temel haklarımız, hayvan hakları, çevre-doğa temalı atölyeler ve toplumsal cinsiyete kadar uzanan çeşitli atölyelerle devam etti. 

KIZ VE EREK ÇOCUKLARI BİR ARAYA GELMİYORDU

Başlarda kız çocuklarıyla erkek çocuklarının kesin olarak bir araya gelmeme durumunu hemen hemen her yaş grubunda gördük. Ancak kaynaştırma, güven ve grup çalışmalarıyla bir süre sonra bütün gençler ve çocuklar aynı etkinlikte bir araya gelmeye, birlikte üretmeye ve sohbet etmeye başlamışlardı. Meslek tercihlerinden köylerindeki sorunlara, sınav sisteminden okul-yurt sorunlarına kadar merak ettikleri her konuyu konuşabilme imkanına ulaşmış oldular. 

Gençlerin ellerine tuval ve boyayı aldıklarında neler yapabileceklerini görmek, kemana gitara dokundukları andan itibaren aldıkları keyif ve birkaç günlük eğitimle bile aldıkları sonuç her şeyden önemlisi yaratıcılıklarını kullanabilecekleri ve kollektif hareket edebilecekleri anda önyargılarının kırılması bana göre yaz okulunun en önemli başarısıdır.  Ailelerinin ifadelerine göre, sabah erkenden uyanıp yollara düşmeleri, sürekli saat kaç oldu diye sormaları ve akşam mutlu bir şekilde eve dönmeleri, çocuklarını ertesi gün gönül rahatlığıyla göndermelerine neden oluyordu. 

1 haftalığına da olsa oldukça kısıtlı imkanlarla nelerin yapılabileceğini onlar da biz de görmüş olduk. Bundan sonra da Sosyal Haklar Derneği olarak davayla beraber bu köylerde yaşayan insanların ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel hak taleplerinin yanında ve takipçisi olacağız.

 

ÖNCEKİ HABER

İstanbul'da nefret cinayeti: Trans kadın Esra bıçaklanarak öldürüldü

SONRAKİ HABER

Arnavutköy'de mobilya fabrikasında yangın çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...