Safari zamanı...
Son zamanlarda şehirden uzaklaştığınız oldu mu? Şehrin karmaşa dolu yaşantısından, stresten uzak, doğa ile baş başa zaman geçirmek istediniz degil mi? Ama kapitalizm denen canavar bizleri öyle kolay kolay salıvermiyor, kafamıza göre bir yere gitmeye. Görünmeyen hapishanelerimizde günlerimizi tüketiyoruz. Yıl içerisinden belli za
Joseph Kessel’in Aslan adlı kitabı sayesinde bunu kısmen de olsa gerçekleştiriyoruz. Anlatıcımız Kenya Amboseli Milli Parkı’nı kısa süreli ziyarete gelen ama gelişen olaylarla bu ziyaretini uzatan bir Fransız. Adını ve ne iş yaptığını bir türlü öğrenemediğimiz anlatıcımızın parkı gezdiği sırada tesadüfen tanıştığı Patricia, Kraliyet Milli Parkı’nın yöneticisinin kızıdır. Fakat Patricia sıradan bir çocuk değildir. On yaşındaki bu minik kızın özel bir yeteneği vardır ve hayvanlarla çok iyi anlaşmaktadır. Evde uyumak dışında neredeyse tüm zamanını vahşi doğada hayvanlarla geçirir. Hayvanlarla iletişimi iyinin ötesindedir. Öyle ki hiç sözünden çıkmayan bir aslan ile dolaşmaktadır. Henüz iki günlük yavruyken kendisine verilen ve onun bakımını üstlenen Patricia, King adını verdiği bu aslan ile inanılması güç bir dostluk kurmuştur. Bu durum herkes için büyüleyicidir. Bir tek kişi dışında; Patricia’nın annesi Sybil. Paris şehir yaşamından gelen ve eşinin park yöneticisi olması dışında hiç bir bağın kendisini orda tutamayacağını anladığımız Sybil, kızının doğa ile bu kadar içiçe olmasından hoşnut değildir. Onun Nairobi’de yatılı okulda iyi bir eğitim almasını ve daha sonra Parisli bir hanımefendi olarak yaşamasını istemektedir. En yakın arkadaşı olan ve halen Paris’te yaşayan Lise ise gönderdiği mektuplarla onun bu isteğini devamlı beslemektedir. Ancak Patricia çok zeki bir kızdır ve annesinin bu isteklerine boyun eğmeye hiç niyeti yoktur. Babasının da desteğini alan Patricia, olgunluğu ve zekası ile annesi dahil herkesi pekala idare etmektedir. Kraliyet Milli Parkı’nın yöneticisi olan babası John Bullit, namı tüm coğrafyada bilinen “tövbekar” bir avcıdır. Eski yaşantısını bir kenara bırakmış ve kalan ömrünü milli parktaki hayvanları korumaya adamıştır. Öldürmenin “hazzına” varmış bir avcının bu konuda ne kadar başarılı olacağını ise kitabı okuyacak olanlar için saklayalım.
Joseph Kessel romanında, anlatımı ve ikna kabiliyeti bir süre sonra okuyucunun hayal ürünü ile gerçeği birbirine karıştırmasına yol açıyor. Sade ve akıcı anlatımı yanında konunun sürükleyiciliği romanı bir solukta bitirmenizi sağlıyor. Roman, yazıldığı dönemde de hayli ilgi çekmiş olduğundan 1962 yılında Irene ve Louis Kamp tarafından sinemaya uyarlanmış. Bu ve benzeri eserlerde insan ve hayvan arasındaki dostluğa dair anlatıları okurken kafalardaki soru işareti ve şüphe hiç bitmiyor. Ancak bu hayvanlara olan güvensizliğimizden değil, insanın ihtiraslarına dair deneyimlerimizden kaynaklanıyor.
[email protected]
Aslan, Joseph Kessel, Can Yayınları, Ocak 2011, Çeviren Yaşar İlksavaş, 205 s.