29 Haziran 2018 22:49

Müze bahçesinde opera: Saraydan Kız Kaçırma

Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operası, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin tarihî atmosferinde izleyicilerle buluştu.

Fotoğraf: İstanbul Opera Festivali basın bülteni

Paylaş

Özlem ERTAN

Mozart’ın, akılda kalıcı melodileri ve konusuyla hafızalara kazınan operalarından biridir Saraydan Kız Kaçırma. Tabii ki bu eserin Türkler için farklı bir anlamı da var. Viyana kapılarına kadar dayanan Osmanlılar, Batı’lı sanatçıların ilgisini, merakını cezbetmiş ve bunun sonucunda Osmanlı kültüründen, yaşam biçiminden beslenen yapıtlar ortaya çıkmıştı. Wolfgang Amadeus Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma’sı bunlar arasında baş sırada. 

Saraydan Kız Kaçırma’nın diğer özelliği ise İstanbul Uluslararası Opera Festivali’nin vazgeçilmezi olması. Solist kadrosu değişse de her yıl Yekta Kara’nın rejisiyle İstanbul’un tarihî mekanlarında izliyoruz bu eseri. Festivalin ilk yıllarında Yıldız Sarayı’nın bahçesinde, akabinde Topkapı Sarayı’nın avlusunda izlediğimiz Saraydan Kız Kaçırma, iki yıldır İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde sanatseverlerle buluşuyor.

BAHÇEDE DOĞAL DEKOR 

Bahsi geçen mekanlar, eserin İstanbul’da, Selim Paşa’nın sarayında geçen konusuyla o kadar uyumlu ki insan kendini ister istemez öykünün bir parçası gibi hissediyor. 28 ve 29 Haziran akşamları İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin etkileyici atmosferinde, müzikle sarılıyken de aynı hissiyat içindeydik. 

Gülhane Parkı’ndaki asırlık ağaçların arasından geçip müze bahçesine girdiğimizde seyirciler yavaş yavaş yerini almaya başlamıştı. Şef Zdravko Lazarov’un yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası, bahçenin sağına yerleşmişti. Orkestranın hemen yanında, ortada ise eserin oynanacağı birkaç basamaklı platformla karşılaştık. Sahne olarak belirlenen bu alanın arkasındaki ve solundaki tarihî binalar doğal bir dekor oluşturmuştu. 

Orkestra eserin mehter ritimleriyle bezeli uvertürünü yani giriş müziğini çalmaya başladığında herkesin yüzünde tanıdık ezgilerle karşılaşmanın mutluluğu belirdi. Uvertür devam ederken Saraydan Kız Kaçırma’nın en sevilen karakterlerinden Osman belirdi sahnede. Selim Paşa’nın haremindeki kızlar ve Osman’ın sevdiği kadın Blondchen de… 

BİR OSMANLI ÖYKÜSÜ

Madem yeri geldi, eserin öyküsünden biraz bahsedeyim. Korsanlar, Konstanze ile Blondchen’i kaçırıp Selim Paşanın sarayına satarlar. Selim Paşa, Konstanze’ye aşık olur, ama Belmonte adlı İspanyol genci seven kız, paşaya karşılık vermez. Bu arada Belmonte, arkadaşı Pedrillo vasıtasıyla Selim Paşanın sarayına mimar olarak girer. Tabii ki amacı, Konstanze’yi kaçırıp ülkesine dönmektir. 

Saraydan Kız Kaçırma, Mozart için de önemli bir operaydı aslında. Zira besteci bu eserin başkarakterine çok sevdiği karısı Konstanze’nin adını vermişti. O dönemde sanat dünyası İtalyan bestecilerin ve İtalyanca operaların hakimiyetindeydi. Avusturya İmparatoru II. Joseph ise ulusal bir opera yaratmak arzusundaydı. Almanca bestelenen Saraydan Kız Kaçırma, bu arzunun neticelerinden biriydi. 

9. İstanbul Uluslararası Opera Festivali’nde Osman rolünü, Türkiye’nin en iyi seslerinden biri olan Bas Tuncay Kurtoğlu oynadı. Sanatçının Osman yorumu son derece keyifliydi. Selim Paşa’nın hizmetindeki bu Osmanlı ağasını oyunculuğu ve tavırlarıyla çok yansıtan sanatçı, Osman’ın son perdedeki meşhur aryası O wie will ich triumphieren’in son kısmını Türk müziği gibi nağmeli söyleyerek seyirciye sürpriz yaptı. 

Belmonte rolünde Tenor Erdem Erdoğan’ı, Pedrillo rolünde ise Tenor Ari Edirne’yi dinledik. Ari Edirne’nin sesi biraz yorgun geliyordu kulağa. Bazı noktalarda ses kontrolünü sağlamakta güçlük çekti, ama seyirciye bunu fazla hissettirmedi. Blondchen rolünde Soprano Zerrin Karslı, parlak ve kıvrak sesiyle başarılıydı. Konstanze’yi oynayan Soprano Ayşe Sinem Ekşioğlu’nun sesi de güzel geliyordu kulağa. 

Uzun lafın kısası İstanbullu sanatseverler, Mozart’ın müziği ve opera sanatçılarının başarısı sayesinde keyifli bir akşam geçirdiler. 

SIRADAKİ OPERA, LA TRAVİATA 

9. İstanbul Uluslararası Opera Festivali devam ediyor: Giuseppe Verdi’nin La Traviata operası, 3-4 Temmuz’da Zorlu PSM’de sahnelenecek. Festival 7 Temmuz akşamı, Nikos Kazancakis’in romanından uyarlanan, müziği Mikis Theodorakis’e ait olan ve korolu bölümleriyle dikkat çeken Zorba balesi ile sona erecek.   

ÖNCEKİ HABER

Trump dünyayı karar vermeye zorluyor

SONRAKİ HABER

Gazeteci Ece Sevim Öztürk, 2 gündür hücrede tutuluyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...