03 Haziran 2018 10:17

‘Parkta oynamayı seviyorum ama sadece yanından geçebiliyorum’

12 yaşındaki Suriyeli çocuk işçi, yaşamındaki zorlukları ve gelecekten beklentilerini Genç Hayat’a anlattı. (Görsel: Temsili)

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Burcu KÖSE
Küçükçekmece

Ucuz ve çocuk işçiliğiyle bilinir Türkiye, mülteci çocuklardır en çok ezilenler, okula gitmeleri gerekirken sanayide ter dökenlerdir. Yoksul ve eğitim seviyesi anlamında zayıf olan İkitelli'den küçük bedeni, büyük işyeri olan bir çocuk Muhammed.

Merhaba Muhammed ilk seni tanıyarak başlayalım.

Muhammed Hüseyin, 12 Yaşındayım, Suriyeliyim. Bir mobilyacıda cila işi yapıyorum. 4 kardeşim var, en büyük kardeşim 11 yaşında hiçbirimiz okumuyoruz. İkitelli'de yaşıyoruz. Çalışarak ailemi geçindirmek için çabalıyorum.

İş dışında neler yapıyorsun? Gezip oynayabiliyor musun?

Pek vaktim kalmıyor açıkçası. Sabah 8.30, akşam 19.00 çalışıyorum. Genelde akrabalarıma gidiyorum, pazar günü de parka oyun oynamaya. Arkadaşlarımın çoğu da çalışıyor benim gibi ya da öğlene kadar okuyorlar. Öğleden sonra iş, tek hafta sonu kalıyor bize gezmek için.

‘BİR GÜN ÇALIŞMAZSAN O GÜN AÇ YATACAKSIN’

Okuldan sonra çalışan arkadaşların kaç yaşında?

Benimle yaşıt hepsi, 3. sınıfa gidiyorlar. Evlerini geçindirebilmek için çalışmak zorundalar. Arkadaşlarımla eskiden beraber yaşıyorduk. Bir evde 16 kişi kalıyorduk, bazılarımız mutfakta yatıyordu. Yer sıkıntımız vardı. Çalışmak zorundalar. Aslında onlar bir gün işe gitmese eve verebilecekleri bir para yok. Yani o gün aç yatacaksın. Yarın aç işe gidip çalışacaksın.

Çalışma hayatına nerede ve nasıl atıldın?

İki senedir düzenli olarak çalışıyorum. İlk çalıştığım yerde de aynı işi yapıyordum orada kızıyorlardı. Molaları yoktu, parası çok azdı. Yemek parasından bile kaçıp bizi yemek yemeye eve gönderiyordu. 5 dakika geç kalınca da bağırıp çağırıyordu. Hakaretler... 

Orada fazla çalışamadım. Sonra burayı buldum. Bir akrabam da burada çalışıyor. Burası daha iyi en azından parasıyla kirayı ödeyebiliyorum. Babamın kazandığı da yemek ve kardeşlerimin ihtiyacını karşılıyor ama hâlâ faturalara yetişemediğimiz zaman oluyor.

‘23 NİSAN’DA DÜKKANI SÜPÜRÜYORDUM’

Yaşına göre çok sorumluluğu olan bir çocuksun, okula gidecek yaşta evini geçindiriyorsun, bunu nasıl başardın? 

Savaşın içinde kalan her çocuk olgunlaşıyor aslında; yanında yaralanan insanlar, atılan bombalar başının ucundan geçen uçaklar... Okula başlayacağım zaman başladı savaş ve tabii ki ben de çok isterdim okula gitmek, okumayı yazmayı öğrenmek. Biz buraya kaçak geldik. Mecburen yaşamak için çalışmak zorunda kaldım. Aç kalmaktan iyidir çalışmak. 23 Nisan'da bile çalıştım, yaşıtlarım eğlenirken ben sanayide dükkanı süpürüyor, onlara çay kahve yapıyordum. Zaten fazla harcama da yapamıyorum, sadece bazı pazar günleri 5 lira alıp onu da arkadaşlarımla harcıyorum ya da kardeşlerime bir şeyler alıyorum. Aslında tek de değildim, benim yaşımda çocuklar o gün çalıştılar sonra biz de 1 Mayıs’a gittik.

Sevdiğin şeyler neler?

Ülkemi, doğduğum yeri seviyorum. Orada olsaydım okuyacaktım, okuma yazmam yok ama okumayı çok isterdim, okula gitmeyi. Savaşın bitmesini ve Suriye'ye gitmeyi istiyorum. Parkta oynamayı çok seviyorum, evim hemen orada ama gün içinde çok yoruluyorum, akşamları sadece yanından geçebiliyorum. Futbol oynamayı da severim. Beşiktaşlıyım. 

Gelecekten beklentin neler?

Bunu düşünmeye pek vaktim kalmadı aslında. 1. sınıfa gideceğim zaman savaşa girdik ve ben çalışmaya başladım şu an da tek istediğim kardeşlerimin okula gidebilmesi. Ailemin iyi olmasını istiyorum. Evimi geçindirmek istiyorum.

ÖNCEKİ HABER

Mobilya atölyelerinden 24 Haziran’a

SONRAKİ HABER

78'liler 12 Eylül ruhuna HDP’yi destekleyerek yanıt verecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...