03 Haziran 2018 09:31

'Ey İsrail' diyerek antiemperyalist olunur mu?

Cengiz Anıl Bölükbaş, AKP'nin İsrail'e karşı tutumunu değerlendirdi.

Banksy'nin Filistin'deki eseri

Paylaş

Cengiz Anıl Bölükbaş
Antep

Son 70 yıldır çeşitli müdahalelerin ve savaşın alanı olan Ortadoğu’da emperyalist saldırganlık devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Donald Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıkladıktan sonra işgalin 70 yılına denk düşecek bir biçimde Tel Aviv’de bulunan konsolosluğunu  Kudüs’e taşıma kararı aldı. Bu provokatif girişimin ardından Filistinlilerin yedinci haftasında olan ‘Büyük Geri Dönüş’ yürüyüşü ile yaptıkları protestolara Gazze sınırında İsrail askerleri saldırdı ve bu saldırının ardında 60’dan fazla Filistinli öldü, 3000’e yakını yaralandı.

Saldırının ardından dünyanın birçok yerinden tepkiler geldi. Filistinlilerle dayanışma mesajları, İsrail ve Amerika’yı lanetleme, ulusal yas ilan etme gibi…  Saldırının ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaret için gittiği Londra’da açıklama yaptı. Filistin’de bir insanlık suçu ile karşı karşıya olduklarını dile getiren Erdoğan Amerika ve İsrail’i lanetlediğini, bu zulme karşı Yenikapı’da miting yapacaklarını ve 3 günlük yas ilan edeceklerini söyledi. Türkiye’deki eylemlerde bu Siyonist saldırıya karşı ‘Allah-u Ekberli’  amti-semitist sloganların yer aldığı, orada yaşanan sorunu sadece ‘Müslümanlar ve Yahudiler’ arasındaki bir sorun olarak gibi sadece ‘dinler arası bir tartışma’ gibi tarif eden, buna karşı Tüm İslam ülkelerinin birleşmesi gerektiğini söyleyen sözler ön plana çıktı.

DİNLER ARASI ÇATIŞMA MI? EMPERYALİST POLİTİKA MI?

Peki sorunun asıl kaynağı gerçekten ‘dinler arasında bir çatışma’ mı? Yoksa emperyalizmin beslediği bir şey mi ? AKP gerçekten burada ‘Anti-Emperyalist’ bir politika mı izliyor? 

Başta Amerika ve İsrail olmak üzere emperyalist ve Siyonist politika bölgede yaşayan halklara zarar veriyor. Emperyalist ülkeler bölgede yaşayan halkların özgürlüklerini, bağımsızlıklarını, zenginliklerini, yaşama halklarına saldırdılar. Saldırılarına meşru zemin yaratmak için ırkçı-milliyetçi tezler ürettiler. Müslümanları günah keçisi ilan eden, asıl sorunu İslam’ın kendisinden kaynaklı gören, terörü ‘İslam’ın içsel bir eğilimi’ olarak açıklayan, sorunu ‘medeniyetlerin, uygarlıkların çatışması’ olarak tarif eden tezler ortaya atıldı.*

NEO-OSMANLICILIK İLE YAYILMACI POLİTİKA

Diğer yandan ‘Büyük Ortadoğu’ ile bölgedeki ülkeler sömürge, yarı sömürge ve bağımlı ülkeler haline geldiler. Emperyalist politikalara yedeklenen; bölgede güç olma hevesiyle diğer halklara karşı baskıcı, saldırgan politikalar izledi. Bölgedeki halklar bir yandan yabancı tekellerin bir yandan da bölgesel güç olmaya çalışan diğer aktörlerin hedefi haline geldi. Bununla birlikte emperyalistlerin Ortadoğu’ya saldırıyla beraber pay kapmaya çalışan ülkelerden biri de Türkiye oldu. ‘Neo-Osmanlıcılık’ ile birlikte yayılmacı bir politika izledi. Geçmişte Filistin sorununu Irak ve İran’ın kendi politikaları için bir dayanak yapmak istediği gibi AKP de oradaki sorunu ‘İslami’ bir çizgiye çekerek; kendisini ‘İslam’ın Lideri’ ve ‘Ezilen Müslümanların Kurtarıcı’ olarak göstererek sorunu kendi çıkar politikalarının malzemesi haline getirmeye çalışıyor. Ancak Türkiye’nin bugün Ortadoğu’daki izlediği politikaları; Amerika-İsrail-Türkiye ilişkilerini göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’nin neden bu soruna gerçekçi bir tavır ve çözüm takınamadığını daha iyi anlıyoruz. Sorun aslında tarif edildiği gibi ‘İslam-Yahudi’ ya da ‘medeniyetler çatışması’ değil tam tersine emperyalist ülkelerin bölgedeki politikalarının sonucu olarak ‘ezilen ulusun kendi kaderini tayin hakkı’nın engellenmesidir.

SÖZDE LANET ARDINDAN TİCARET

Tüm politikaları ABD’ye endekslenmiş; Amerika’nın ve İsrail’in bölgedeki  jandarması ve karakolunu haline Türkiye bir yandan bu saldırıyı lanetlerken(!) diğer yandan Yenikapı mitinginden 1 gün sonra Ceyhan’dan İsrail’e petrol sevkiyatı yaptı. **Diğer yandan yakın zamanda gördüğümüz üzere 2010’da Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine yapılan ve 9 kişinin ölmesiyle sonuçlanan saldırının ardından İsrail ile 6 yıl gerginlik yaşanmasına karşın 2016’da Türkiye’nin koyduğu “Gazze’ye ambargo kalksın” şartının geri kaldırılmasıyla beraber Ankara ile Tel-Aviv arasında antlaşma sağlanmıştı. Bunanla birlikte İsrail askerlerine dava açımlamaması için yasa da çıkartılmıştı. Daha sonrasında ise 20 milyon dolar için Mavi Marmara davasından vazgeçildiğini gördük. Son saldırının ardından ise AKP lanetlemekten ve ‘Ey İsrail’ demekten daha öteye bir adım atmadı.Ancak tutarlı bir adım atılması gerekiyorsa idi o da Türkiye’nin İsrail ile diplomatik, siyasal, ekonomik tüm anlaşmaları iptal etmesi gerekirdi.

Sömürgecilik 19. Yüzyılda kendisini “medenileştirme misyonu” olarak tanımladı. 20.yüzyılda kendini ‘ulusların kendi kaderini tayin hakkı’nda buldu. 21. Yüzyılda ise ‘insan hakları ve demokrasi’ kavramlarında kendine zemin yarattı (ABD’nin Irak’a Girişi gibi). AKP’nin ‘Ey Amerika’, ‘Ey İsrail’ söylemleri her ne kadar ‘anti-emperyalist’ gibi gözükse de; Filistin halkını gerçekten savunuyor gibi gözükse de  özünde öyle değil. Emperyalizmi  sınıf ilişkilerinde anlamayıp sadece ‘siyasal bir hegemonya’ olarak gördüğümüzde anti-emperyalizm ile pay kapma yarışının arasındaki çizgiye perde çekilmiş olur. Bugün AKP’nin söylemleri ‘anti-emperyalizm’ değil tam tersine mevcut koşullarda pay kapma, emperyalist hiyerarşi içerisinde yer atlama, hiyerarşiyi değiştirme üzerine söylemlerdir.

Bu saldırıların ve politikaların başta Türkiye’de yaşayan halklar için hiçbir getirisi yoktur. Çözüm tüm ezilen halkların, emekçilerin emperyalist politikalara karşı çıkmasıyla, ulusların kendi kaderini tayin hakkını sonuna kadar savunmakla, emperyalist,Siyonist politikalara karşı laiklik, demokrasi ve anti-emperyalist politikasında yatıyor.

*: Tezi anlamak için Samuel P.Huntıngton’un Soğuk savaşın ardından 1994’te yazdığı Medeniyetler Çatışması adlı kitaba bakılabilir.

**:http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/979264/Yenikapi_mitinginden_1_gun_sonra__Ceyhan_dan_israil_e_petrol_sevkiyati_.html

ÖNCEKİ HABER

Dinî motifle örtülü emperyalist işgal: Kudüs

SONRAKİ HABER

‘Örgütlülüğe hem seçim döneminde hem sonrasında ihtiyacımız var’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa