Dolar uçuyor, fatura halka çıkıyor (9 Mayıs 2018)

Dolar her gün yeni bir rekor seviye yakalıyor. Her artış hem ülkeyi hem de halkı biraz daha yoksullaştırıyor. ABD'nin İran kararıyla ilişkili olarak gün içinde 4.3744 seviyelerini gören kur, Erdoğan'ın ekonomi yönetimi ile bir araya geleceğine yönelik haberlerin kurdaki değer kaybına karşı bir önlem alınacağı beklentisi yaratmasıyla 4.30 seviyesinin altına geriledi.

Zirve haberi öncesi 4.33 TL'nin üzerinde olan dolar kuru, haber sonrası kademeli olarak gerileyerek 4.27 TL seviyesinin altına geldi. Avro/TL gün içerisinde en yüksek 5.1794 seviyesini görürken, en düşük 5.0638 seviyesini gördü.

Merkez Bankasının tüm müdahalelerine rağmen yükselmeye devam eden dolar, gün içinde 4.3744 lira ile yeni bir tarihi rekor düzeye tırmandı. Hükümetin uyguladığı politikalar nedeniyle Türkiye’nin gıda maddelerine kadar dışa bağımlı hale geldiğini söyleyen Akademisyen Özgür Müftüoğlu, “Doların artması, arkasından büyük bir yoksulluğu beraberinde getiriyor. Buna itiraz etmezse bedeli ödeyen emekçiler olacak” uyarısında bulundu.

MÜFTÜOĞLU DEĞERLENDİRDİ

Dolar artışını Evrensel'e değerlendiren Müftüoğlu, doların artışının ve Türk lirasının hızla değer kaybetmesinin iki açıdan önemli olduğunu söyledi ve devam etti:

“Bir tanesi Türkiye artık her alanda dışa bağımlı bir ülke haline geldi. Sadece enerji ve teknoloji değil en temel gıda maddeleri dahil ithal edilir durumda. Yani etinden pirincine, arpasına kadar her şey ithal ediliyor. Döviz artışı da toplumun sofrasını ve yaşamını doğrudan etkiliyor. Doların artması, arkasından büyük bir yoksulluğu beraberinde getiriyor.”

İkinci olarak Türk lirasının değer kaybetmesinin Türkiye’deki tüm ekonomik varlıkların (sanayi kuruluşları, doğal kaynaklar...) değer kaybetmesi anlamına geldiğini dile getiren Mütüoğlu, “Yani ülkenin yoksullaşmasını da beraberinde getiriyor” dedi.

SİLAH HARCAMALARI ETKİLİ OLDU

“Bu duruma nasıl gelindi?​” sorusuna da yanıt veren Müftüoğlu, şunları dile getirdi:

“80’lerden bu yana uygulanan neoliberal politikalar karşımıza çıkıyor. Gelinen noktada ise 2008 krizinden sonra, özellikle de 2011’den sonra ülkedeki tüm dengeler bozuldu. Hükümet yanlısı iktisatçılar, hep ekonomik büyümeye bakarak ekonomi iyi mi kötü mü açıklamasını yaptılar. Oysa bu büyümenin balon olduğu, borçlanmayla şişirilmiş olduğu, üretime değil inşaat sektörüne dayalı olduğu ortadaydı. Bunun üzerine son yıllarda silahlanma harcamaları da büyüt boyutlara ulaştı. Fransa’yla aramız bozuk düzeltmek için silah alındı. ABD’den Rusya’dan silah ithal edildi. Ve yıllarca sümen altı edilmiş sorunlar patlamaya başladı.”

'EMEKÇİYE KEMER SIK DENİLECEK'

Bu kötü gidişin bedelinin emekçilere çıkarılmak isteneceği uyarısında bulunan Müftüoğlu, “Bedeli ödeyen, buna itiraz etmezse emekçiler olacak. Gıda maddeleri ve diğer ürünler artacak. Ülke sanayisi dışarıdan girdi ile dönüyor. Girdi maliyeti artacak. Geçmiş kriz dönemlerinde gördük. Patronlar emekçilerin ücretlerini baskı altına alarak küresel rekabette yer bulmaya çalışacaklar. Her kriz döneminde emekçilere kemer sık dendiğini biliyoruz. Karşı çıkılmazsa bedeli doğrudan halka çıkacak” diye konuştu.

GELİRLER DOLAR KARŞISINDA HIZLA ERİYOR

Dolar mayıs 2016’da 2.79 liraydı. 2018 mayısına geldiğimizde ise 4.35’in üzerine çıktı hatta 4.37’nin üzerini gördü. İki yılda dolar yüzde 55’in üzerinde değer kazanırken, ücret ve maaşlar ise eridi. İlk dört ayda enflasyon yüzde 4.69’u buldu, memura ve emeklilere yapılan zam oranını aştı. Metal işçilerinin yeni biten MESS sözleşmesinde aldığı yüzde 25 zam dahi çoktan buhar oldu. (İstanbul/EVRENSEL)

MERKEZ BANKASINDAN YENİ MÜDAHALE

Merkez Bankası, TL depoları karşılığı döviz depoları ihale tutarını, 250 milyon dolar artışla 1.5 milyar dolara yükseltti. Banka ayrıca, ikinci çeyrekte gerçekleştirilecek TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerinde bir aylık vadede ihale tutarını 250 milyon dolara yükseltti.
Merkez Bankasından yapılan açıklamada, “Buna göre, halihazırda en fazla 6.25 milyar dolar olan söz konusu ihalelerin toplam bakiyesi 7.5 milyar dolara ulaşabilecektir” denildi.

Merkez Bankasından yapılan ikinci bir açıklamada da, “2018 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleştirilecek Türk lirası uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerine ilişkin takvim ekteki şekilde güncellenmiştir. Anılan dönemde ihaleler yoluyla oluşacak vadeli döviz satım pozisyon tutarı mevcut 5.3 milyar dolardan 7.1 milyar dolara ulaşabilecektir” denildi.

Açıklama öncesi 4.35-4.36 lira aralığında hareket eden dolar, açıklamayla birlikte 4.34-4.35 lira aralığına çekildi ve kısa süre sonra yeniden 4.35 liranın üzerine çıktı. İlerleyen saatlerde ise dolar yeniden 4.30’un altına indi. (HABER MERKEZİ)

TUVALET HESABINDAN SONRA BARDAK HESABI

Doların tırmanışı sürerken, iktidar kanadından art arda açıklamalar geldi. Önce Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan tuvalet hesabı üzerinden Türk lirasına değer kazandırdıklarını ileri sürdü ve “Ak Parti altı sıfır atarak, Türk lirasını itibarlı hale getirdi. Siz 6 haneli parayla tuvalete gidilen günleri geri mi getireceksiniz?​” dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de dün katıldığı Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin 17. Olağan Genel Kurulunda açıklamalarına devam etti. Sabit gelirli vatandaşların aleyhine bir trend olduğuna işaret eden Şimşek, “Yakın dönem enflasyon dinamiklerine baktığımız zaman kur eksenli bir baskı söz konusu” dedi. Piyasalardaki dalgalanmaların, enflasyon ve maliye politikasına ilişkin atılan adımlardan kaynaklandığını söyleyen Şimşek, “Piyasanın bardağın yarısının boş olduğuna dair bir yaklaşımı var. Aslında bardağın yarısından fazlası dolu” iddiasında bulundu. (HABER MERKEZİ)

KREDİ BORCUNDAN 3 AYDA 379 BİN KİŞİYE TAKİP

Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezinin, Negatif Nitelikli Bireysel Kredi ve Kredi Kartı Mart 2018 Raporu’na göre; yılın ilk çeyreğinde bireysel kredi ve kredi kartı borcundan yasal takibe alınan kişi sayısı 379 bin kişi oldu. Yılın ilk çeyreğinde, bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe alınan kişi sayısı ise 222 bin, bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe alınan kişi sayısı ise 220 bin oldu. (HABER MERKEZİ)