04 Nisan 2018 16:12

Pi Sayısı

YTÜ Bilim ve Matematik Kulübü'nden Melih Mert Oskay ve Ebru Aydoğan, Pi sayısını Genç Hayat'a yazdılar.

Paylaş

Melih Mert Oskay
Ebru Aydoğan
YTÜ Bilim ve Matematik Kulübü

Şimdi nedenini sormadan bir birim uzunluğunda bir çubuk düşünelim.

Şimdi bu bir birimlik çubuğumuzun uçlarında mürekkep olsun ve tam ortasından döndürelim. Tamamlandığında da çember olacak.                                     

 

Mürekkep kaç birim çizdi? Eğer çizdiğimiz gerçekten mükemmel bir çember olsaydı elbette cevap 3.14159263…. diye sonsuza kadar uzayan bir sayı olacaktı!

Peki bu mümkün mü? Bu çemberin çevresi uzunluğunda bir çizgi çizmek istesek nerede duracağız? İrrasyonel bir sayıyı uzunluk olarak düşünmek, nası diyelim, biraz deli işi. 

Çember gibi oldukça doğal(!) bir şeklin uzunluğunu hesaplayamıyor oluşumuz, üstelik küçük büyük fark etmeksizin tüm çemberlerde aynı durumun geçerli olması, elbette bizi çıldırtıyor. Pi sayısının bu kadar ünlü olmasını sağlayan şey işte bu doğal görünen çemberin aslında hiç de göründüğü kadar masum olmayışını anlatması. Çemberin çevresi akla mantığa aykırı bir sayı, çemberin çevresini hayal etmek, çizmek mümkün değil. Yani bu dünyada çember diye bir şekil yok aslında, çember yav çember, nasıl olmaz deyip çıldıran, deliren insanlar olması da gayet normal. Onlara kızmayınız. 

Pİ TARİHİ

İnsanoğlu, hep bir merak ve arayış içinde olmuştur. Yine insanoğlunun meraklı olduğu bir zamana gidelim. Çok eskilerde -4 bin yıl kadar- insanoğlu çemberin varlığına dair öngörülerde bulunmuş. Çember, ilkel insanın en çok merak ettiği, çizdiği şekillerden biri olmuş. Güneş’i yuvarlak olarak tanımlamışlar ve bu insanların tanrıları Güneş, elbette yuvarlak en çok önem verdikleri şekil olmuş. Güneş’i yani yuvarlağı dağa taşa çizip durmuşlar, e herkesin elinin ayarı bir değil tabi, küçük büyük bir sürü tanrı çizmişler (töbetöbe). Sonra birbirlerinin çizdiği şekillere bakıp çemberin eni (bildiğimiz çap) ile yuvarlağın çevresinin orantılı olarak küçülüp büyüdüğünü fark etmişler. İşin ilginç yanı bu değil, yuvarlağın eni ile çevresi arasındaki oran hep aynıymış! Şaşırdık mı, hayır. Yalnız onlar şaşırmış, madem böyle bir oran var e hadi bu oranı bulalım demişler. Tahmin edeceğiniz üzere sonuç hüsran. Tabii demişler, tanrı boyunu ölçemeyelim diye bu oranı doğaüstü bir şey yapmış ! (bunu biz uydurduk ama demiş de olabilirler). 

İşin doğaüstü olduğunu düşünüp yuvarlağa tapmaya devam edenler şöyle dursun, biz geçelim bu işi ciddi olarak düşünenlere. Çevre/çap’ın bir sabit olduğu kesinleştikten sonra bu sabitin sayısal değeri için ilk ayak sesleri M.Ö.

2000’li yıllarda Eski Mısırlılarda duyuldu.

Mısırlıların

ÖNCEKİ HABER

Olmayan memuriyete 3 yıl kademe durdurma cezası

SONRAKİ HABER

Kadınlar hayatta, değişim sahada

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...